| i love her features

1.9K 218 184
                                    

ikisi, gittikleri şirin kafede içeceklerini söyledikten sonra bir süre sessizlik oldu. bu iki eski sevgili, nasıl sohbet başlatacaklarını bilemiyorlardı ve içlerinde biraz gerginlik biraz heyecanlılık vardı.

"nasıl gidiyor?" sanki dün de bunu sormamış gibi konuştu.

gözlerini masalarda oturan diğer insanlardan eren'e çevirdi. gülümsemeye çalışarak yanıtladı;
"dediğim gibi, iyi. senin? annenler nasıl?"

eren, gelen soruyla dudaklarını birbirine bastırıp kafasını hafifçe öne eğdi. "yaklaşık üç yıl önce onu kaybettim."

y/n'in gözleri irileşti, yutkundu. "ben... çok üzüldüm. onu severdim, biliyorsun-"

"boşversene," diye mırıldandı eren. sandalyesine yaslandı ve camdan dışarıya baktı. bu sırada önlerine kahveleri bırakıldı.

y/n onun konuyu değiştirmek istediğini anladı. eren her zaman annesine bağlı ve ona değer veren biri olmuştu. eren sevdiklerine hep değer verirdi.

"armin ve diğerleri nasıl? onlarla uzun zamandır görüşmüyorum."

eren, gözlerini camdan ayırdı ve genç kadına çevirdi. "iyiler, hayatlarını yaşıyorlar işte."

y/n anladığını belirten bir mırıltı çıkardı. "sasha hala yemeye devam ediyor mu?"

eren gülümsedi. "evet, kendine aşçı bir sevgili bile buldu."

y/n şaşkınlıkla kıkırdadı. "ondan da aksini beklemezdim."

eren kafasını salladı. birkaç saniye süren sessizlikten sonra gözlerini yavaşça y/n'in gözlerine çıkardı. "senin erkek arkadaşın, nasıl biri?"

y/n gözlerini kırpıştırdı ve omuz silkti. "oldukça iyi biri, birbirimizi seviyoruz."

"onu tanıyor muyum? adı nedir?"

"erwin." y/n çekinerek söyledi.

"erwin smith mi?" diye sordu eren şaşkınlıkla. "levi'ın arkadaşı olan?"

kafasını salladı ve kahve bardağıyla oynadı. "evet, levi aracılığıyla tanışmıştık."

"levi ile görüşüyor musun?"

y/n, şaşkın gözlerle ona baktı."tabii ki eren, o benim en yakın arkadaşım."

eren kafasını salladı ve etrafa bakındı. "jean ile aranız nasıl?"

"iyi," dedi y/n, sonra biraz düşündü. "ara sıra buluşmaya çalışıyoruz. ama büyüdük artık."

telefonuna gelen bildirim sesiyle sandalyeye astığı çantasını aldı ve karıştırdı. telefonu çıkarıp yazan kişiye baktı.

erwin:
bebeğim, sana geliyorum.
evde misin?

dudaklarını diliyle ıslattığında eren'in onu izlediğini bilmiyordu.

y/n:
dışarıdayım canım
eski bir arkadaşıma rastladım
yarım saate gelirim

erwin
peki sevgilim.

telefonunu kapatıp çantasına geri attı ve kafasını kaldırdığında kendisini izleyen yeşil gözlerle karşılaştı.

"şey," diyerek onun dikkatini çekmeye çalıştı. eren, silkinip kendine geldi ve sandalyesine yaslandı. "hı?"

"kalkalım mı artık?" dedi y/n çekingen bir tavırla. onunla buluşmayı sevmediğini veya istemediğini düşünmesini istemiyordu.

eren yavaşça kafa salladı ve sandalyeden kalktı. "olur, tabii. ben hesabı ödeyeyim." y/n kafasını salladı ve sandalyeye astığı ceketi üstüne geçirdi.

eren hesabı ödeyip geri geldiğinde beraber kafeden çıktılar. eren, y/n'e döndü. "seni eve bırakmamı ister misin?"

kadın gülümsedi ve kafasını iki yana salladı. "gerek yok eren, zaten çok uzak değil. bu arada kahve için teşekkürler,"

"rica ederim." dedi eren yere bakarak.

"bir dahakiler benden. hoşçakal!" diyip el salladı ve gülümsedi genç kadın. eren de ona aynı şekilde karşılık verdi ve onu gittikçe uzaklaşan bedenini izledi.

៚ wanna be yours | eren yeager [✓]Where stories live. Discover now