| what's your adress?

1.3K 157 46
                                    


eren:
hey y/n, iyi misin?
o adamla konuşabildin mi?

y/n:
konuştum

eren:
nasıl gitti

y/n:
kötü
berbat
iğrenç hissettirdi

eren:
adresini vet
yanına geleyim

y/n:
hayır eren
bir şeyleri kendim çözmem gerek
her zor durumda yanımda olamazsın

eren:
olacağıma emin olabilirsin y/n

y/n:
mübalağa ediyorsun
bir aile kurduğun zaman yüzüme bile bakmayacaksın

eren:
içinde senin olmadığın bir aile kurmak istemiyorum y/n

y/n:
ne?

eren:
duydun işte
adresin ne?

y/n:
açıkçası şu an evdeyim
erwin eşyalarını toplayıp gitti
yollarımızı sonduza dek ayırdık

eren:
en iyisini yapmışsınız
şimdi yanına geleceğim ve yüz yüze konuşacağız anlaştık mı?
hadi konumunu gönder bana

y/n:
*konum
eren
çok teşekkür ederim

***

zilin birkaç kez çaalmasıyla genç kadın oturduğu yerden kalktı. kimin geldiğini biliyordu, bu yüzden kapının deliğine dahi bakmadan onu açtı. tam da beklediği gibi, önünde o vardı.

eren davet beklemeden hemen içeriye girdi. kolunu, y/n'in vücuduna sarıp ayağıyla kapıyı ittirerek kapattı. kızın saçlarını okşadı ve kafasının üstüne öpücükler kondururken boyun girintisindeki ıslaklığı hissetti.

"ben çok yoruldum eren..." dedi y/n, güçsüz bir sesle. yine de saçının okşanması, daha doğrusu bunu yapan kişi ona güç veriyordu, bunun için orada olduğunu biliyordu.

eren geri çekilip kızın yüzünü avuçladı. "birlikte atlatacağız tamam mı? beraber her şeyin üstesinden gelebiliriz."

y/n dudaklarını büzdü. "gelir miyiz sahiden?"

eren, onun tatlılığına güldü ve yanağını okşadı. "geliriz tabi bebeğim."

"neyin?"

eren sırıttı. "bebeğim."

kızın ağzı aralandığında dudaklarında hissettiği baskıyla gözlerini yumdu. eren'in sıcaklığında kendisini buldu. itiraf etmek gerekirse; bunu özlemişti.

geri çekildiklerinde y/n "eren," diye mırıldandı. kafasını aşağıya eğdi.

"ben seni çok özledim y/n..." eren, onun bel oyuntusunu okşarken söyledi. "eskisi gibi olmak istiyorum."

y/n yorgun gözlerle ona baktı, sanki hayat ışığı yokmuş gibiydi. "eren... ilişkimi daha yeni bitirdim ve-"

"anlıyorum." diyerek onun lafını böldü. "tabii ki haklısın, çok haklısın. ben, sadece söylemek istedim ama yanlış bir zamanlama old-"

bu kez y/n dudaklarını onunkilere bastırdı. onu susturduktan sonra gülümseyerek geri çekildi.

"şu an yeni bir ilişkiye hazır değilim. ama bu seninle yeniden denemek istemediğim anlamına gelmiyor."

eren'in yeşil gözleri irileştiğinde kızın gülümsemesi, onun şaşkınlığıyla daha da büyüdü. ellerini onun omuzlarına koydu ve okşadı. "sadece bana biraz zaman tanı, olur mu?"

eren kafasını salladı. elini y/n'in kafasının arkasına götürüp kendi göğüsüne bastırdı ve bir öpücük bıraktı. "tabii," dedi. dudakları hala kızın kafasına baskı yaptığından sesi boğuk çıktı. "ne zaman istersen, öyle. nasıl istersen, öyle."

"teşekkür ederim, eren."

៚ wanna be yours | eren yeager [✓]Where stories live. Discover now