| now we got problems

1.6K 191 196
                                    


"eski sevgilinle buluşmaya gittiğini bana söylemedin mi?" dedi erwin koltuktan hışımla kalkıp kadına sesini yükselterek.

y/n iç çekip erkek arkadaşına baktı. "sen benim sahibim falan değilsin, ben de çocuk değilim erwin. istediğim zaman istediğim kişiyle buluşabilirim!"

sarışın adam, çenesini sıktı. "eski sevgilinle buluştun y/n! kaç kişi yapar bunu?"

"onunla sadece arkadaş kaldığımızı sana zaten söylemiştim!" y/n de sesini yükselterek karşışık verdi bu sefer. "bana güvenmiyor musun erwin?"

gelen soruyla sarışın adam duraksadı. yumruklarını sıkıp y/n'in üstüne yürüdü. "bu güven meselesiyle alakalı değil, bana haber vermen lazımdı!"

"sana haber versem ne olacaktı?!"

"en azından sizi gözetip ne yaptığınızdan emin olacaktım!"

erwin'in sözüne karşılık, kafının gözleri genişledi. histerik bir kahkaha attı. "güven meselesiyle alakalı değilmişmiş, kıçıma anlat sen onu." az önce eve girerken portmantoya bıraktığı çantasını ve ceketini aldı.

"nereye gittiğini sanıyorsun?" dedi erwin, hızla onun arkasından gelerek.

"bugün levi'da kalacağım. bana güvendiğin bir gün konuşursak daha iyi olur." dışarı çıktı ve kapıyı çekme gereği duymadı. duyduğu şey erwin'in sözleriydi.

"zaten sana güveniyorum, y/n!" diye bağırdı. arkasından gitmeyecekti.  çünkü onu tamıyordu, eğer y/n bir şeyi isterse onu durdurabilecek hiç kimse yoktu.

••••

siyah saçlı adam, arkadaşına ve kendisine birar fincan çayı doldururken konuştu;

"erwin'in seni sevdiğini biliyoruz y/n. bir anlık kıskançlık yapmış ve sinirlenmiş anlaşılan." fincanları tezgahtan aldı ve koltukta oturan kadına verip kendisi de yanında oturdu. trk bacağını çekip yarım bağdaç kurdu ve vücudunu hafifçe kadına döndü.

"yanıma kıyafet almadım. burda giysilerim var mı?" diye sordu y/n çayını yudumlarken.

"evet, dolapta olması lazımdı."

y/n baş salladığında evi bir sessizlik bürüdü. levi, ortamdaki sessizliği dağıtmak adına konuştu.

"eren ile nasıl gitti."

kadın, kafasını arkadaşına çevirdi. "güzel," dedi. dudaklarını birbirine bastırdı. "eskilerden konuştuk, falan."

"ona hala duygular besliyor musun?"

y/n gözlerini kırpıştırarak ona baktı. "ha? eren'e mi?"

levi, sorduğu sorunun zaten anlaşıldığını bilerek yanıt verme gereği duymadı. y/n yutkunup kafasını öne çevirdi ve başını aşağı eğdi.

"hayır, ondan hoşlanmıyorum. ama bazı yaşanmışlıklar var tabii."

levi çay bardağını önündeki sehpaya bıraktı. aynı şekilde y/n'in elinde tuttuğu fincanı da aldı ve sehpaya koydu. kadın ona anlamaz bakışlarla bakarken levi onun ellerini kendi elleri arasına aldı ve vücudunu ona daha çok çevirdi.

"dinle, y/n. sana birkaç gündür söylemek istediğim bir şey var."

kadının kaşları çatıldı. "nedir levi?" dedi ve o da vücudunu levi'a çevirerek oturdu.

genç adam gözlerini kadının gözlerinden kaçırdı ve tuttuğu ellerine baktı. "aslında... sanırım bunu en başından söylemeliydim ama-"

y/n kıkırdadı. "aşk itirafı yapıyormuş gibi konuşma!"

adamın kaşları çatıldı ve yalandan bir sinirle söyledi. "ne aşkı aptal!"

"eh, tamam. nedir?"

"ama bana kızmayacaksın ve kontrolü kaybetmeni istemiyorum."

y/n, arkadaşının elleri arasındaki ellerini tuttu. "hadi, söyle şunu artık!" dedi sabırsızca.

"birkaç gün önce, erwin'in telefonuna gelen bir mesajı gördüm."

y/n anladığını belirtircesine kafasını salladı. levi devam etti.

"mesaj marie'dendi. onu özlediğine dair tek kelimelik bir mesaj atmış."

kadının yüzü donuk bir ifadeyle kaplanırken dudakları titredi. "eski sevgilisi marie mi?"

levi kafasını salladı ve devam etti. "erwin onu reddeder diye, bir şey demek istemedim. ama iki gün sonra tatlıcıda onları beraber konuşup gülürken gördüğümde... aptala yattım ve sadece arkadaşça olduğuna inanmak istedim."

kadın, göz yaşlarını tutarken gözleri yandı ve dudaklarını dişledi. "devam et lütfen."

"işte gece mesaisine kaldığın günün sabahı,  boynunda morluklarla dükkanıma girdiğini gördüğümde anladım."

y/n titreyen ellerini çekti ve yüzünü kapattı. göz yaşlarını salarken hıçkırarak ağladı. levi kollarını kadına sarıp ona sarıldı.

"sana söylemek istedim, çok istedim ama belki bunu sırf canı sıkıldı diye yapmıştır sandım, geçici bir şeyden haberin olmazsa böyle üzülmezsin, yıpranmazsın diye söylemeyecektim ama tutamadım. özür dilerim."

y/n geri çekildi ve ellerini yüzünden çekti. levi, arkadaşının ona bağırmasını beklerken kadın kollarını hızlıca levi'ın boynuna sardı ve kafasını boynuna gömerek ağlamaya devam etti.

genç adam, kadının saçlarını şefkatle okşadı. "burada istediğin kadar kalabilirsin. istediğin kişiyle konuşabilirsin, ve ben daima yanında olacağım." y/n'in yüzünü avuçladı ve yanağını başparmağıyla okşadı.

kadın, ağlamaktan kızarmış gözleri ve ıslanmış yanaklarına tezat olarak gülümsedi. "levi... teşekkür ederim."



umarım hikaye hoşunuza gidiyordu

៚ wanna be yours | eren yeager [✓]Where stories live. Discover now