12.BÖLÜM

101 39 25
                                    

Gençler ve kendilerini genç hissedenler. Yeni bir bölüme hazır mıyız???

Yalnız başlamadan şu alt köşede bir yıldız var ⭐size zahmet onu bir parlatın.

Yorum atmayı da es geçmezsek çok memnun olurum💬
Hadi size iyi okumalar.

Yazım hataları varsa özür dilerim 🙏

Zaman hep Kişioğlunun karşısına farklı şeyler çıkarmıştır. Kimi zaman hüzünlü karşılayacağı, kimi zaman sevinçli...
İçinde bulunduğu durumun usuna yatan bir tarafı yoktu bundan dolayı da beynini istila eden sorulara bir türlü cevap bulamıyordu. Üç gündür  bilmediği bir yerdeydi. Usunda bir şeyleri otutturmaya çalışsa da başaramıyordu.

Gözlerini ilk açtığı gün genç kızın söylediği sözler hala daha kulaklarında cınlıyordu. Kendiyle beraber iki kişi daha vardı. Kulağa her ne kadar saçma gelse, akla yatan bir tarafı olmasa da bu üç gün içinde şahit olduğu bazı olaylar onu içinde bulunduğu duruma alışmaya zorlamıştı.

Beyninde ki soruları savmak istercesine başını salladı.
Yanında hissettiği hareketlilikle bakışlarını yanına oturan genç kıza çevirdi.

'sahi adını sormak hiç aklıma gelmedi' dedi kendi kendine.

" Sahi" dedi Gökkurt boğazını temizleyerek "Adın nedir senin. Üç gündür yanındayım zihnim o kadar karışık ki sormak hiç aklıma gelmedi."

Sanki bu soruyu bekliyormuşcasına güldü genç kız. Efsunlu gözlerini Gökkurta çevirerek

" Almıla" dedi " Adım Almıla"

"Almıla , al yanaklı güzel Almıla" diye geçirdi içinden.

Güzeldi, çok güzeldi...
Yüreğine düşen odun ne olduğuna anlam veremedi Gökkurt. Bir çift efsunlu göze tutulmuştu sanki.

Ne kadar zaman geçmişti bilmiyordu fakat ikisinden de tek bir kelime çıkmamış aralarında adeta sessizlik yemini edilmişti.

İkisi de akan suyun kenarında oturmuş zaman misali akıp giden suya bakıyorlardı.

Sudaki yansımasıyla göz göze geldi Gökkurt.
Uzun saçları birbirine karışmış bir durumdaydı. Hafif kavruk teni, yeşil mi yoksa mavi mi olduğunu kendisinin de çözemediği gözleri ve yakışıklı ve karakteristik bir yüzü vardı.

Yani başında duran Almılanın da kendisinin suda ki yansımasını izlediğini fark edince bakışlarını bu sefer ona çevirmişti.

" Sen hiç konuşmaz mısın aşina?"

" Adım Gökkurt" dedi usulca.

Duyduğu isimle duraksadı Almıla daha sonra usulca tekrar konuştu.

" Nasıl bir erlik gösterdin de sana bu adı verdiler?"
Sorusu sanki Gökkurta değil de daha çok kendi kendine sorulmuş bir soruydu.

İstemsiz bir gülüş yerleşti dudaklarına Gökkurtun.

Eski Türk törelerine göre yeni doğan bir erkek çocuğuna hemen adı verilmezdi. Kendisine verilecek olan adı hak etmesi , bir yiğit olduğunu göstermesi gerekirdi.

Gökkurt genç kızın çatılan kaşlarını görünce hemen ciddileşerek sorusuna yanıt verdi.

" Benim geldiğim dönemde doğan çocuğa hemen adı verilir , büyümesi beklenilmez" dedi

" Yani?"

" Yanisi şu " dedi dere kenarında bulunan yeşilliğe uzanarak "Ben bu ismi almak için herhangi bir erlik yapmadım"

'Anladım' dercesine başını salladı genç kız. Gökkurtun rahat tavırları gözünden kaçmasa da kafasında bir çok soru olduğunun farkındaydı.

" Hala tüm bunların nedenini sormayacak mısın?" dedi kısık bir sesle.

" Sorsam cevap verebilecek misin?" dedi Gökkurt uzandığı yerden doğrularak.  kendisiyle birlikte birkaç kişi ile beraber adeta zamanda yolculuk yapıldığını söylemişti . Elbette ki kafasında birçok soru vardı. Fakat bu soruların cevabının hiçbiri bu Almıla da değildi. Bu konuda emindi.

Genç kız Gökkurtun sorduğu soruya sessiz kalmakla yetinmişti.

" Bende öyle tahmin etmiştim"

Aralarında tekrardan bir sessizlik oluşmuştu. Sadece esen rüzgarın huzurlu sesi kulaklarına ulaşıyor tatlı bir melodi bırakıyordu.

Genç kız tekrardan bakışlarını Gökkurta çevirdi. Endişe dolu bakışlarla ona bakıyordu. Onun da aklında birçok soru vardı cevabını bilmediği.

Yaşayacağı onca şeyi kaldırabilecek miyidi?
O bir aşinaydı...
Damarlarında taşıdığı asıl kanın hakkını verebilecek miydi?

" Neden öyle bakıyorsun?" diye sordu Gökkurt tek kaşını kaldırarak.

" Merak ediyorum " dedi genç kız " Dayanabilecek misin?"
Sesi endişeli çıkmıştı.

Gökkurt  Almılanın gözlerinin içine bakarak kararlı bir ses tonuyla konuştu

" Neyle karşılaşacağım bilmiyorum, karşılaşacağım güçlüklere karşı güçlü müyüm onu da bilmiyorum " dedi Gökkurt oturduğu yerden kalkıp genç kıza elini uzatarak

" Ama ben bir savaşcıyım onu çok iyi biliyorum."

Almıla kendisine uzatılan eli tutup tutmamak arasında kalsa da en sonunda tutmuş ve Gökkurttan destek alarak ayağa kalktı.

Herşey daha yeni başlıyordu...

Sizce ileriki bölümlerde neler olacak? Görüşlerinizi ve tahminlerinizi bekliyorum yorumlara.

Geçmişin PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin