𝙲𝙷𝙰𝙿𝚃𝙴𝚁 5

1K 88 19
                                    

Jeongguk daha önceki kızgınlıklarında da eşine karşı bir ihtiyaçla dolmuştu ama böylesini ilk defa yaşıyordu.

Gece yarısı ateşte yanıyormuş gibi bir sıcak basmasıyla uyanmış, tamamen ıslanmış ve kaşınan deliği yüzünden kendisini yatağa sürtmeye başlamıştı. Tıpkı bir omega gibi.

Bunun nedeni kendisinden baskın bir alfayla mühürlenmesiydi. Eşine karşı pasif olduğunu kabul etmişti bir nevi. Ve şimdi de bedeni muhtaçlıkla kavruluyor, gözleri heyecanla eşini arıyordu. Mührü onun yokluğu yüzünden tıpkı ondan önce boynunda yer edinen çiçekleri gibi sızlıyordu.

"Taehyung." diye fısıldadı nefes nefese. Beraber uyuyakaldıkları yatağın sol yanı şimdi boştu. Buraya geldiği ilk günden beri yanında uyuyan alfa kaybolacak bu geceyi mi bulmuştu?

Yataktan çıktı ve titreyen bacaklarıyla kapıya doğru yöneldi. Fakat daha birkaç adım atamadan kendini yerde buldu. Eli kasıklarına kapanmış, içindeki kaşıntıyı unutmak için sertçe alt dudağını ısırmıştı.

"Jeongguk." O an duyduğu sesle kurtarıcısına kavuşmuş gibi bir edayla gözlerini araladı ve yanağından kayan göz yaşına aldırmadan "Taehyung." dedi bir kez daha.

Odayı tamamen kaplayan feromonlar ve Jeongguk'un yüzündeki muhtaç ifade olayı anlamasına yetmişti esmer alfanın. Yerden kalkamayan eşinin yanına koştu ve koltuk altlarından tutarak doğrulmasını sağladı. Ardından ince beline sarıldı. Son günlerde en hoşuna giden şeydi onun belini sarmak.

"Taehyung, lütfen." Belinin seğirmesine neden olan ani kramplar yüzünden sesi titrek çıkarken baskın olanın boynuna dolamıştı kollarını. Bayık bakışları ise loş ışıkta zar zor onun yüzünü arıyordu.

Taehyung yutkunarak bu tahrik edici manzarayı izlerken gözüne normalden daha kırmızı gelen dudaklara takılı kalmıştı. Odadaki feromonlar zehirli bir gaz gibi, soludukça beynini ele geçiriyordu. Sürekli aynı kelime yankılanıyordu zihninde.

Öp...

Öp...

Öp...

Kendine engel olamadı. Olmak da istemiyordu zaten. Kimse istemiyordu. Usul usul yaklaşıp pamuk gibi yumuşak dudaklara dokundu ve tüy gibi bir öpücük bıraktı önce. Bu bile saç tellerine kadar titremesine yetmişti. Kalbi gereğinden hızlı atmaya başlamıştı.

Ateş gibi sıcak bedeni yapabilirmiş gibi biraz daha göğsüne yaslayarak bir elini terden ıslanmış, siyah, kıvırcık saçlara geçirdi. Ardından kendi başını biraz sağa eğerken Jeongguk'un ensesinden destek alıp yüzüne yaklaştı.

Büyük bir açlıkla kiraz kırmızısı dudaklara kapandığında inanılmaz bir tatminlik hissi kaplamıştı her bir hücresini. Dolgun alt dudağı içine çekerken tıpkı şarap yudumluyor gibi görünüyordu. Jeongguk bu öpüşmenin içinde adeta eriyip gidiyor, kendini tamamen ona teslim ediyordu.

Taehyung ona bu kadar nazik davranmak zorunda bile değildi ama davranıyordu işte. Öyle tutuyordu, öyle öpüyordu ki Jeongguk gerçeği bilmese onun kendisine aşık olduğunu düşünürdü.

Taehyung'un yönlendirmesiyle geri geri ilerleyerek yatağa ulaştıklarında sıcacık yatağa yavaşça uzanmış, esmer olan üstündeki yerini alana kadar bakışlarını bir an olsun ondan ayırmamıştı.

O an ikisinin de aklında bir amaçları olduğu düşüncesi yoktu. Yalnızca arzuluyorlardı. Onlara telaşla birbirlerini soyduran da bu arzuydu. Taehyung'un bir an önce beyaz tende dolaşmak isteyen elleri Jeongguk'un pijamasından kurtulurken feromonlar git gide daha da çok onu yiyip bitirmek istemesine neden oluyordu.

love me till i die ✔Where stories live. Discover now