10.Bölüm

371 34 9
                                    

Takemichi Hanagaki evinde sinirle iplikleri koparıyor ve yenilerini başka resimlerle birleştirdi. Tarihleri küçük kağıtlara yazarak kedili çıkartmalarla yapıştırdı.

Eğer çetelerle ilgili bilgiler ve fotoğraflar yer almasaydı pano şirin durabilirdi. Zorda olsa gördüğü Black Dragons logolu adamın orada olması imkansızdı! Masum olsaydı orada olamazdı çünkü bu saldırıyı sadece plansız ve birden bire olduğu için başka bir yerde duyması imkansızdı.

Takemichi:"Yani eğer o kişi hedeflediğim kişinin kendisi değilse."dedi memnun bir sallantıyla.

Lacivert gözlerine bir öfke doldu. Hayır daha o kişiye zarar veremezdi çünkü Hakkari-kun ve Yuzuha-chan'a yardım etmeliydi. Onların meselesi kilit noktasıydı.

Siyah dağınık saçlarından elini geçirdi, eğer o adam kaçarsa ne yapacaktı? Hayır, o aşalık herif kaçanazdı. Black Dragons'da olması onun statüsünde bir iz bırakacaktır ve üstelik birden bire giderse dedikodular yayılmaya başlar, Bu sayede onu bulması kolaylaşır.

Takemichi kendi kendine gülümsedi. Sonunda onu kendi kazdığı kuyuya düşürmüştü! Panoda ki resimlerden birine baktı. Taiju...ona borçlu olmasını sağlamalıydı.

Takemichi biraz içi rahatlamıştı fakat yapacağı çok şey vardı...

Hakkai ve Yuzuha etraflarını saran çeteye baktılar. Yüzlerindeki gerginlik açıkça çok belliydi. Kokonoi, İnui ile yan yana dururken onlara dil çıkardı.

Kokonoi:"Hakkai bize katılırsan eminim(?) kaptan Yuzuha'yı bırakır."dedi  yüzündeki gülümseme silinmemişti.

Hakkai ona inanmıyordu,özellikle söz konusu abisi Taiju ise asla olamazdı. Taiju'nun ne kadar vahşi bir dövüşçü olduğunu ilk elden tatmışlardı.

Yuzuha bu sırada etrafında bir açıklık arıyor ve bulduğu anda, kardeşiyle kaçmak için tetikte duruyordu fakat Kokonoi'nin teklifini duyunca tepesi atmıştı.

Yuzuha:"Asla kardeşimi alamazsınız,ne abim nede siz!"diye hırladı.

Çetenin tarafından gülüşmeler duyuldu, bir kızın dövüşmesi onlar için olanaksız ve saçmaydı. Çeteden biri Hakkai'ye saldırdı.

Adam:"Bakalım ne yapabileceksin!"diye bağırdı. Ta ki yüzüne uçan bir tekme yiyene kadar.

Adam yediği darbeden yere devrilmiş, azından köpükler çıkarıyordu. Arkadaşları bu adamın halini görünce gerildiler. Yuzuha dönen tekmesi her zamanki gibi formdaydı.

Takemichi tekrar tekrar ne kadar görürse görsün her daim ona hayranlıkla baktı (Diğer arkadaşlarına da böyle bakardı). Hemen zihinsel olarak fan-ışık- çubuklarını çıkarıp salladı.

Hakkai dövüş pozisyonu alıp bir başkasına yumruk attı ve Yuzuha'ın yanında birlikte senkronize olarak dövüşmeye başladılar.

Ta ki İnui bir boruyla Hakkai'ye vurana kadar. Yuzuha şaşkınlıkla bir çığlık attı.

İnui:"Kaptan böyle istiyor ,karşı çıkmak gibi bir lüksünüz yok."dedi boruyu tehtitkar bir şekilde salladı.

Yuzuha onada saldıracaktı ama içini titreten bir ses ile kalbi durur gibi oldu. Hakkai yüzündeki korku ifadesini saklayamadı.

Ağır,yeri kazır gibi ayak adımları adeta güçle ileri atılmış kocaman yumruğunu Hakkai'nin karnına geçirmişti.

Hakkai:"Öhö...ARGH!!!"diye zar zor sesi çıkmıştı. Yere çöküp kustu. Takemichi bile irkilmişti ah be eskiden o yumrukları nasıl yemişti ama? Ah eski günler,ah! Takemichi hayaller alemindeyken Taiju kardeşlerinin önünde kocaman bir sutün gibi dikiliyordu.

Taiju:"Çok zayıfsın Hakkai"dedi suratında bir sınır ifadesiyle.

Yuzuha korumacı bir tavırla Hakkai'nin önünde durdu. Bu Taiju'ya bir gülümseme getirdi. Ta ki siren sesleri gelene kadar onları iyice dövmeyi planlıyordu.

Takemichi, polisin bir kere olsun düzgünce geldiği için mutluydu  (Zaten onları yarım saat önce aramıştı). Suratında ki katı ifadeyle onları izlemeye devam etti.

Takemichi:"Üzgünüm çocuklar, şimdilerde ortaya fazla çıkamam ama destek sağlayabilirim."diye içinden geçirdi fakat gözleri genede ne olur ne olmaz diye Taiju'yu izliyordu.

Eğer ters birşey olsaydı ya da polis gelmeseydi ki bu büyük bir olasılıktı,kavgaya bir maskeyle gelmişti (kar maskesi). Böylece ortaya çıkıp kimliğini belli etmeden dövüşe katılabilirdi ama iyi ki gerek kalmamıştı!Tanınma riskini göze alamazdı.

Yoksa düşmanın da 'benim varlığımın farkında olan biri var' izlenimi uyanır onu bulması zorlaştırdı.

Taiju:"Dağılın!"diye seslendi.

Çeteden biri:"Ama kaptan ya o ikisi?"

Taiju"DAĞILIN YOKSA BEN SİZİ DAĞITIRIM!!"diye gürledi.

Bütün çete bununla birlikte canları buna bağlıymışcasına çil yavrusu gibi dağıldı (ve evet canları buna bağlı). Taiju gitmeden önce temkinli kardeşlerine baktı.

Taiju:"Tekrardan görüşeceğiz Yuzuha ve Hakkai!"diye onlara seslendi.

İki kardeş ve oraya nasıl çıktığı bilinmez ağacın en tepesinde, kör noktadaki Takemichi kaldı. Kardeşler birbirine destek olup giderken Takemichi'nin yüzü biraz yumuşadı.

Kardeşler ne güzel varlıklardı böyle? Kendi kardeşi olmadığından bilmiyordu bu hissi ama Toman onun ailesi olduğu için midir bilinmez kıskanmıyordu.

Takemichi:"Tekrar görüşelim çocuklar"
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Sizi seviyorum ve yorumlardan biri atmış bir bölüm daha diye. Senden özür dilerim hızlı atamıyorum,o yüzden biraz uzun yazmaya çalıştım.

 Diğer bölümde görüşelim<3

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Diğer bölümde görüşelim<3

Tokyo Revengers: göz yaşlarıWhere stories live. Discover now