Siyah

17 1 0
                                    

Alarmın sesiyle irkilerek uyandım, gerçekten alarm seslerini sevmiyorum. Aklım zihnim bomboş ne düşünemem gerektiğini bilmiyorum, öyle büyük bir boşluğun içindeyim ki kendimi bulamıyorum. İnsan ne ister bu hayattan güzel bir aile sıcak bir yuva daha ne isteyebilir ki? 

Komodinin üzerinde olan saate uzandım ve alarmını durdurdum, kendime biraz zaman tanıdım ve yaklaşık yarım saatin içinde yataktan kalkmayı ancak becerdim. Saate doğru baktım 7:30'du daha zamanım var 9:00 da dersim başlıyor. Geç kalmayı sevmeyen bir insanım o yüzden banyoya doğru ilerledim, çıplak ayaklarım donmuştu banyonun ışığını açıp direk musluğa doğru ilerledim yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım, tuvaletimi de yaptıktan sonra ellerimi yıkayıp içeriye doğru ilerledim. Makyaj masamın önüne geçtim sandalyeyi geri çekerek kendime yer açtım ve oturdum, aynaya baktığımda tamamen dağılmıştım, saçım birbirine girmiş, saç yumuşatıcı spreye uzandım saçımı bir güzel yıkadım adeta, tarağı alarak saçımı taramaya başladım işim bittiğinde, makyaj malzemelerimi çekmeceden çıkardım ve hafif bir makyaj yaptım. 

Esmer bir tene sahiptim hafif makyaj işimi görüyordu, sandalyeden kalkarak gar dolabıma yürüdüm okul formalarımı çıkardım, beyaz lakos ve siyah pileli eteğim, hava soğuk olduğu için lakosun üzerine siyah sweatshirt çıkardım, altımda ki şorttan kurtuldum lakin eğildiğimde karın boşluğumda derin bır sızı hissettim bir süreliğine nefesimi kesmeye yetmişti bu sızı, kendime geldiğimde eteği ayaklarımdan geçirdim ve giydim. Beyaz lakosumu da giydim, lakosu eteğimin içine yerleştirdim sweatshirt de üstüme geçirdim, şişme siyah mntumu gar dolabımdan aldım ve giydim artık hazırdım, sırt çantamı telefonumu ve kulaklığımı da aldım. Komodinin üzerinde bulunan saate baktığımda 8:30 u gösteriyordu, taksiye binersem çabucak okulda olabilirdim. Cebime yerleştirdiğim telefonumu çıkararak taksiyi aradım, neredeyse her zaman taksiye biniyordum araba kullanmayı sevmiyorum, adres tarif etmeme dahi gerek kalmıyor daimi müşteriyim çünkü özel olarak her sabah beni götüren Sadi abi var. Taksi gelene kadar evde biraz oyalandım zira Ankara'nın ayazı diye bir gerçek var sabahları ayazın ayazı olduğu da bir gerçek. 5 dakikamı oyalanarak geçirdim ve artık evden çıkma zamanıydı, odamdan çıktım ve düz koridor boyunca ilerlemeye başladım, kapıya ulaştığımda kilidi açtım ve anahtarı elime aldım, kapının solunda bulunan ayakkabılıktan siyah botlarımı aldım ve yere koydum sağ ayağıma giyip bağcıklarımı bağladım daha sonra aynı şekilde sol ayağıma giydim, kapıyı açtım dışarı çıktım kapıyı kapatıp kilitledikten sonra asansöre doğru ilerlemeye başladım, 13. katta bir gökdelende oturuyordum, 13 kilidi olan gökdelende. Aslında yürümeyi spor yapmayı çok seviyorum ancak sabahın köründe bu olanaksız. Asansörün önüne geldiğimde çağırı düğmesine bastım ve beklemeye başladım. Sonunda asansör gelmişti kapılar kayarak iki tarafa açılmaya başladı, Allahtan boştu tek bir kişi vardı uzun iri yapılı siyah maskeli ve siyah şapkalı bir adam, kafasını yere doğru eğmiş öyle duruyordu siyah paltosu dizlerinin hemen altında bitiyor ayağına geçirdiği siyah postalların bağcıkları düzgün bağlanmamış, serseri bir şekilde öylece dikiliyordu. sonunda asansöre ilk adımı attım, ve içeri girdim benden sağ tarafa doğru geri çekilmeye başladı neydim ben vebalı mı? Asansörün düğmesine doğru uzandım ve hiçbir kata basılmamış olduğunu fark ettim, taksiyi düşünerek bunu göz ardı ettim normalde böyle şeylere çok dikkat ederim zira hayat şartları hele bir de kadınsan...

0'a basarak beklemeye başladım 12,11,10,9... asansör bir anda durdu ah sabah sabah olacak işmiydi bu? düğmelere doğru tekrar uzandığımda boğazımda keskin bir acı hissettim nefes alamıyordum, ellerim boğazıma doğru gitti tel gibi bir şeyi hissettim nefesim ciğerlerime yetmiyordu, azcık hava için delirmiş durumdaydılar kalbi at koşturuyordu, panik.. panik yapma Saye panik yapma atak yap, sağ elim boğazıma sarılan cisimdeyken sol elimin dirseğiyle adamın karın boşluğuna hızlı bir şekilde vurdum sarsıldı ama fayda etmedi daha sıkı sıkmaya başladı boğazımı tekrar tekrar denedim ama sonuç alamadım neydi bu robot mu? Bu sefer tüm gücümü topladım sağ elimi boğazımdan çekerek sol elimi avuçladım sağ elimden de güç alarak çok daha sıkı bir şekilde aynı hamleyi yaptım bu sefer işe yaramıştı boğazımda ki şey gevşedi ama düşmedi adam sarsıldı ama kendindeydi, fırsattan istifade ederek iki elimle boğazımda ki şeyin iç tarafından tutarak boğazımdan biraz daha uzaklaştırdım ve hızlı bir manevrayla tel olduğunu anladığım şeyin içinden aşağı doğru eğilerek çıktım tam öne doğru bir adım atıp kendime biraz daha toparlanma fırsatı verecektim ki saçlarımda keskin bir acı hissettim geri çekildim, sonra şu sözler akın etti kulağıma "buradan sağ çıkamayacaksın Saye Demir annenin sonuna sende dahil olacaksın hiçbir Demir sağ kalmayacak sizden"  ileri doğru savruldum ve tekrar saçlarımdan çekilerek geri geldim, siktir bu gerçekten acıtmıştı, saçlarıma asılıyordu adeta tekrar konuşacağını kulağıma doğru eğilmesinden anladım ve konuşmasını bekledim bu benim işime gelirdi tam da tahmin ettiğim gibi oldu "annenin adı Melek ti değil mi?" pis bir şekilde güldü " ne Melek ama cehennemin altın meleği kalta..." dedi ver gerisini söyleyemedi sol kulağıma doğru eğildiği için burnu yakın hizamdaydı sağ elimle okkalı bir yumruk geçirdim, saçlarımı bırakıp arkasında ki aynaya doğru yıkıldı hafifçe ve burnunu tuttu burnundan kanlar fışkırıyordu " beni diğer Demirlere benzetme zira ruhunu bedeninden sökerim haberin olmaz" sağ ayağımı diz kapağımdan kırarak var gücümle adamın karın boşluğuna bir tekme attım öne doğru eğildi, biraz geri geldim sağ bacağımı kafasına denk gelecek şekilde kaldırdım ve bacağımı geri çekerek vurma hızımı arttırdım sert bir tekme çenesine isabet etti ve sol tarafına doğru yıkıldı bu seferki acemiymiş, bu asansörü de kimse çağırmaz mı bu saatte ya, tekrar toparlanacağını anladığım sırada saçlarından tutup  asansörün sol tarafına doğru kafasını vurmaya başladım, iki elimle asıldığım saçlarının birazı elimde kalmıştı, sağ bacağımdan tuttuğunu hissettim bu sefer daha sert bir şekilde kafasını demir yüzeye vurmaya başladım kan akıtana kadar buna devam ettim, saçlarından tutup kafasını öne doğru eğdim başının iki yanından kavradım ve sağ dizimi hızlıca kaldırıp güzel bir diz geçirdim sanırım dili dişlerinin arasındaymış o sırada yazık oldu adeta kan banyosu yapıyor şuan, kafasını geriye doğru ittim ve öylece kala kaldı hareket dahi edemedi, asansörün düğmesine doğru tekrar uzandım ve 0 bastım asansör yine hareket etmeyince alt tarafında bulunan kilidin üzerinde anahtar olduğunu ve kapatma yönüne doğru çevrildiğini fark ettim, sanırım artık burası da benim için güvenilir bir yer değildi koruma ayarlayıp burada ki eşyalarımı aldırma vakti gelmişti, anahtarı ters yöne doğru çevirdim ve tekrar 0'a bastım asansör hareket etmeye başladı, arkamı döndüm ve aynaya baktım saçım başım birbirine dolanmış haldeydi, boğazım kızarmıştı biraz zaman sonra moraracağına emindim sweatshirt'tün yakalarını biraz daha yukarıya kaldırdım üzerimde ki monta da kan lekesi geldiğini fark ettim siyah olduğu için pek belli olmuyordu, ellerimle saçlarımı düzeltmeye başladım elimde olan kan yüzünden ellerim yapış yapıştı saçlarımı bir kısmının da öyle olduğuna emindim, olabildiğince düzelttim, aynaya arkamı döndüm kat 2,1 ve sonunda 0 kapılar kayarak açıldı karşımda Ömer duruyordu soluk soluğa kalmış bir halde eli kalbinin üzerinde boynu eğik derin derin nefesler alıyordu asansörden çıktım ve tam önüne geldim hala nefes nefeseydi ama konuşabilmeyi başarmıştı " S- Saye iyi misin?" kafasını kaldırıp asansörün kapanmak üzere olan kapılarından içeri baktı ve yerde olan adamı gördü. Beni hızlın bir şekilde arkasına doğru aldı ve asansörün gitmesini engellemek için düğmesine doğru uzanıp bastı, sırtının arkasında küçücük kalıyordum adete ah Ömer ah, siyah takımıyla yine her zaman ki gibi harikaydı. 

Has llegado al final de las partes publicadas.

⏰ Última actualización: Mar 07, 2022 ⏰

¡Añade esta historia a tu biblioteca para recibir notificaciones sobre nuevas partes!

YIKIMIN ASİL BÜYÜSÜDonde viven las historias. Descúbrelo ahora