6. ateş böceği

21 7 0
                                    

changbin gözyaşlarını silip hastanenin içine doğru ilerledi. tam içeriye girecekken seungmin bağırdı.

"hyunjin! sevgilim! dönmüşsün, bak ben burdayım." changbin seungmin'in neşe ve ümit dolu sesini duyunca dudaklarını birbirine bastırıp başını öne eğdi ve seungmin'e bakmadan yürüdü.

o sırada seungmin odasına alınmış ve changbin doktorlar ile konuşmaya başlamıştı.

"bana tam olarak hyunjin'in nasıl öldüğünü anlatabilir misin?" dedi psikolog.

"nasıl olacak seungmin yüzünden. onu kurtarmak için kendi canından oldu sevgilim." dedi changbin sinirle.

doktor daha detaylı anlatmasını rica ettiğinde changbin tekrar konuştu.

"seungmin'in hastalığından haberi varmış hyunjin'in ama bu kadar ileri derecede olduğunu bilmiyormuş. bir gün yine seungmin var olmayan şeylerin peşinden gitmeye kalkışmış. o gün sevgilime olan oldu, geçen günlerde de seungmin'e olacaktı hyunjin'e olanlar. ama.. kurtuldu işte pezevenk."

"öncelikle bu onun elinde olan bir şey değil changbin, saygını korumalısın. hastanede kaldığından beri neredeyse hiç hayal görmüyor ve bana anlattığına göre hyunjin'in ondan ayrıldığını düşünüyor. yani henüz hyunjin'in öldüğünü, felç olduğunu bilmiyor. bu yüzden daha güçlü ilaçlar vermeye karar verdik, zamanın onu iyileştirmesini umuyoruz."

doktor lafını bitirir bitirmez changbin odadan çıktı ve kendi kendine "direkt gerçeği söylesek daha kolay değil miydi amk?" diye söylendi.

acele adımlarla seungmin'in odasına girdi ve kapıyı kapattı.

"hyunjin?" diye kendini düzeltti seungmin.

"hyunjin falan değilim ben! changbin ben changbin!" seungmin böyle bir cevap almayı beklemiyordu.

changbin'in sesini duymaya başlasa bile karşısında duran kişi sevgilisiydi, changbin olmasına ihtimal bike vermiyordu.

"hyunjin yok artık! senin yüzünden hemde."

"ne diyorsun? sen kimsin?" demişti seungmin telaşla. gözlerini hızlı hızlı kırptığında başını ellerinin arasına almış ve gözlerini sıkıca kapatmıştı.

"diyorum ki ben hyunjin değilim! changbin'im ben! hyunjin'in gerçek sevgilisi changbin. eğer öldürmemiş olsaydın tabi."

seungmin başını kaldırıp baktı. changbin karşısında göz yaşları içinde bağırıyordu kendisine. bahçede gördüğü hyunjin değil miydi? az önce odaya hyunjin girmemiş miydi?

"ne öldürmesi ne sevgilisi?" seungmin ağlamak üzereydi hiç bir şeyi aklı almıyordu.

o sırada changbin son gücüyle bağırdı seungmin'in yüzüne doğru.

"HYUNJİN'İ SEN ÖLDÜRDÜN! O BENİM SEVGİLİMDİ. KATİLSİN SEN!"

"git buradan duymak istemiyorum seni git burdan git git git!" diye ağlamasını sürdürdü seungmin. başında inanılmaz bir ağrı vardı, bacaklarındaki karıncalaşmalar ağrı ile birlikte karışıp tüm bedenine yayılıyordu sanki.

kapı sertçe açıldığında güvenlik görevlileri changbin'i dışarıya sürükledi. chan ve ardından bir kaç hemşire içeriye girip seungmin'e sakinleştirici iğne vurdular.

tabii ki de dizilerdeki gibi hemen sakinleşecek değildi. chan seungmin'i kollarından tutarken seungmin ağlayarak derdini anlatmaya çalışıyordu.

"çok kötü şeyler söyledi o, ama yalandı hepsi..." bir kaç hıçkırıktan sonra burnunu çekip devam etti.

"ben hyunjin sandım onu, bağırdı bana sen katilsin dedi... hiçbir şey yapmadım ben."

"evet sen hiç bir şey yapmadın seungmin, ağlama." dedi chan.

seungmin bir anda ellerini yüzüne götürüp sıkıca kapattı gözlerini.

o sırada geldi aklına her şey.

ateş böceği gördüğü zamanların birinde balkondan düşüşü, arabanın önünde can verişi, tüm bunlar yüzünden saatlerce kusması ve hiç bir şey hatırlamadan geri uyanması... bunların hepsi aklına yerleşmişti sanki bir anda.

aklına yerleşen diğer bir şey ise sevdiği adamın gözleri önünde can verişiydi..

firefly | hyunminWhere stories live. Discover now