Bölüm 4: Tekrar Ziyaret Eden Ölüm

164 22 12
                                    

Lin Qiushi, Ruan Baijie'yi sırtında taşıdı. Diğerlerinden üç kişi ise ağır ağaç parçasını taşıyordu.

Kar, patikayı daha da kayganlaştırmıştı, herkes dikkatle yürüyordu.

Xiong Qi önde gaz lambası taşıyor, diğerleri için yolu açıyordu.

Başta kar tanecikler halinde küçük küçük yağıyordu ama dönüşlerinde aniden yoğunlaşmıştı. Tanecikler kalınlaşmış, kaz tüyüne benziyor ve rüzgarla savrulup bütün gökyüzünü kaplıyordu.

Ruan Baijie ağır değildi. Lin Qiushi onu kolayca taşıyabiliyordu. Başını eğmiş, dikkatle ayakları altındaki patikayı izliyor, adım adım ilerliyordu.

Rüzgar giderek şiddetlendi. Uğultusu fazlasıyla sağır ediciydi. Kar taneleri, Lin Qiushi'nın görüşünün büyük bir kısmını kaplıyor ve yavaş yavaş önündeki insanların görüntüsünü kaybetmesine sebep oluyordu.

Kötü bir his içini kapladı. Lin  Qiushi'nın adımları yavaşladı ve duraksadı. Sadece Ruan Baijie'nin sesi kulaklarını doldurdu. "Durma. İlerlemeye devam et."

Bu yüzden Lin Qiushi sadece ilerlemeye devam edebildi.

Ancak ilerledikçe bir şeylerin yanlış olduğunu hissetti. Başta Lin Qiushi soğuktan dolayı aklını kaybettiğini düşündü ama patikada ilerledikçe bu durumun kaynağını fark etti.

Fazla hafif; sırtındaki kişi fazla hafifti. Sırtındaki ağırlığı tamamen kaybolmuştu. Lin Qiushi yutkundu ve tereddütle sırtındaki kişiyi yukarı doğru ittirdi.

Hayal görmüyordu. Fazla hafif, bir kağıt parçasından daha hafifti. Bedeni aynıydı, insan şeklindeydi ama tamamen hafifti. Lin Qiushi'nın alnını ince bir ter tabakası kapladı. "Baijie."

Cevap yoktu.

"Baijie," Lin Qiushi tekrar seslendi.

"Ne?" Ruan Baijie yüzünü Lin Qiushi'nın boynuna doğru bastırdı. Yanağı buz gibiydi, teni terli ve yumuşacıktı, akla nahoş çağrışımlar getiriyordu. "Ne diye sesleniyorsun?"

"Hiçbir şey," Dedi Lin Qiushi. "Sadece üşüyüp üşümediğini sormak istedim."

"Üşümüyorum." Dedi Ruan Baijie. "Hayır, üşümüyorum."

Lin Qiushi durmaya cüret edemedi. Önceden kafası eğik yürürken şimdi kaldırmış, etrafa bakıyordu. Diğeriyle arasının çoktan fazlaca açıldığını fark etti.

Yoğun karda gaz lambasının soluk ışığını ve tipiye doğru yürümeye çalışan slüetleri zar zor görebiliyordu. Sırtında taşıdığı şey de hiç Ruan Baijie'ye benzemiyordu, tamamiyle başka bir şeydi.

Lin Qiushi hafifçe dişlerini gıcırdattı.

"Titriyorsun," Ruan Baijie ile aynı sese sahip olan sırtındaki şey nazik ve kısıkça konuştu. "Üşüyor musun?"

"Ben iyiyim," Dedi Lin Qiushi. "Sadece biraz soğuk."

"Soğuk olmayan bir yere gitmek ister misin?" Diye sordu. "Kar yağmayan, ılık ve kararmayan bir yer."

Lin Qiushi bu yerin neresi olduğunu sorması gerekip gerekmediğini düşündü ama doğrusu bu hiç de sormak istemediği bir soruydu.

"Neden cevap vermiyorsun?"

"Çünkü düşünüyorum." Lin Qiushi açıkça cevap verdi.

"Neyi düşünüyorsun?

Lin Qiushi'nın ayakları bir anlığına durdu ve sonra bağırdı. "Seni nasıl atacağımı!" Bunu der demez ellerini çekti, koşabildiği kadar koştu.

Kaleidoscope Of DeathHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin