Eğer bir ömrüm daha olursa, yine senin gözlerinde yaşamak isterdim...

21 4 0
                                    

" Eğer ona senden önce ulaşacak olursam, muhakkak İzmir'e geleceğim. "

Yorgun bakışlarını adama çevirdi Zeliha. Sessizdi ...

" Ona ne söylememi istiyorsun? "

" Onunla konuşmak istediğimi söyleyin. "

" Peki önce bana sorarsa ne diyeceğim kızım? "

" Neyi sorarsa? "

" Oyun meselesini ... "

Zeliha başını dizlerine doğru eğdi. Parmakları ile oynuyordu.

" Ona anlatacağına Ali Hakan'a söyleseydin keşke kızım. "

Hala parmakları ile oynuyordu, ellerini sıktı birbiriyle, doktora baktı. Sesi kırılgan hüzünlü ve çocuksu bir halde çıktı dudaklarının arasından, " Yüksel amca ... " nefes alıp verdi ve uzaklara, ya da uzaklarda kalana bakmaya çalışır gibi,

" Sesi geldi önce, usulca Zeliş diyordu. Karanlığın ve sessizliğin içinden nefesini duydum. Yüreğimin çırpıntısı duruluvermişti. " önce biran sustu,

" Arkadaşınız ... "

Söylediği kelime sesinde uzadı gitti, boğuklaştı ve hıçkırdı ağlayarak.

Çevrelerindeki uğultu ve gürültü sarıldı üstlerine, bir süre sonra;

"Arkadaşınız olan doktor bey o sabah bizi, kahvaltı yapmamız için bahçedeki binaya götürdü. Kafeterya ya... Birlikte kahvaltı yaptık. " dedi.

..........................................................

Henüz çok erkendi, sabahı zor etmişti. Servislere giden merdivenleri çıktı. Üstünde altı yazan odaya gitti ve kapıyı çalarak açtı. Gözlerinde ki şaşkınlık kederle odanın her tarafına savruluverdi. "Zeliha..." diye fısıldadı. Odanın boş, Zeliha ve delikanlının olmadığını görünce diğer kata doğru hızlıca yürüdü.

Hiddetle açmıştı kapıyı, masanın arkasında oturan adam, önünde ki kalın kitaptan irkilerek başını kaldırdı. "Kızım." Nefes almıyordu. Söyledikleri, adeta adama doğru havada bir ok gibi hızla gidiyordu,

"Zeliha odasında yok. O çocukla gitmişler."

Adam başını hafifçe eğerek, oturduğu yerden kalkıp yavaş hareketlerle yanına geldi. Koluna dokunarak

"Sakin olun hoca hanım, gelin oturun şöyle." Dedi.

"Doktor Bey kızım nerede?" kolunu sertçe geri çekti.

"Fatma Hanım, Zeliha bugün gayet iyi. Endişelenecek bir şey yok merak etmeyin, sakin olmalısınız."

"Sakin mi olmalıyım? Doktor bey kızım nerede?" Uzun boylu adam kendinden emin bir tavırla, tebessüm ettikten sonra kapıya gitti,

"Beni takip edin lütfen." Dedikten sonra da merdivenlere doğru ilerledi.

Bahçede bulunan heybetli ve yaşlı ağaçların arasında ki taş döşenmiş dar yoldan geçerek büyük hastane binasının arkasına doğru yürüdüler. Kadın aceleci hareketlerle adamı takip ediyordu. Hızlı adımlar atıyor, elindeki kısa saplı çantayı bir elinden diğer eline alıp duruyor ve nefes alıp vermesi dahi düşmanın üzerine atılan kahraman bir askerin soluklanmasını andırıyordu. Telaşlıydı ve suratı da asıktı.

Doktor çatısı yüksek ve kiremitle kaplı küçük binanın, iki kanatlı kapısının önüne gelince durdu ve kadına dönüp baktı. Kadın nefes nefeseydi. Çattığı kaşları hala gergindi.

Sesli KahveWhere stories live. Discover now