~3~

598 71 49
                                    


Gözlerimi açtım yine aynı odadaydım. Kimse beni kurtarmaya gelmemişti.Bu kadar zaman neden gelmediler diye düşündüm. Acaba kapıyı mı açamamışlardı?

Oda yine karanlıktı. Ortalıkta fener benzeri bir şey de yoktu ama görebiliyordum.

Dün ki şifreyi düşündüm. Ayağa kalkıp tekrar tozlanmış tablonun yanında gittim. Ne kadar zaman olduğunu bilmiyordum ama aklıma bir fikir gelmişti. Adaline isminin şifresi 1-4-1-12-9-14-5 ise belki bu alfabedeki harfler olabilir. A harfi alfabedeki ilk harf A harfine 1 dersek, alfabedeki 4.harf ise D harfi olur.

Sırayla tüm harfleri denedikten sonra sonunda anlayabilmiştim. Peki tamam ama bu yinede kapının şifresini açıklamıyordu. Alfabedeki harflerle şifreli bir şekilde bir şeyler deneyebilirdim ama kapının kısıtlaması yoktu ne yazacağım neler deneyebileceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Müdürün adını ya da ölen oğlunun adını denemek isterdim ama Lee Minho da Lee Seojun da çok uzun isimlerdi. Bunun için onları denemedim. Belki de şifre en basitinden Lee soyadıdır? Denemeye karar verdim. Şifre 12-5-5 oluyordu. Sırayla 1255 sayılarına bastım. Kapıya yavaşça açılmaya başladı. Kapı tamamen açıldığında dışarıya doğru adım attım.

Ama kapı dışarıya açılmadı. Sadece başka bir odaya açılmıştı. Belki bu oda da çıkış kapısı vardır diyerek odaya adım attım. Odaya girdikten sonra olur da bir şey almak istersem diye kapıyı açık bıraktım. Odaya girdiğim an bir gürültü koptu. Arkamı döndüğümde önceden duvarda olan süpürge ve kovaların yere düştüklerini gördüm. Daha sonra süpürgelerin yanındaki -haliyle tüm eşyalarda olduğu gibi- eskimiş dolabın sallandığını ve sanki birinin dolabın önünde içine doğru geçtiğini
farkettim.

Takmadan etrafı incelemeye başladım. Oda acayip ürkütücü ve korkunçtu. Diğer odadan daha beterdi. Tek farkları bu odanın daha aydınlık olmasıydı. Oda da diğer odadaki gibi deney için kullanılan bir sürü tüp vardı. Korkunç olan yanı ise odanın nerdeyse ortasında genellikle eskiden dişçilerin kullandığı sandalye benzeri alet vardı. Ve kan lekeleri...

Bunun dışında ne olduğunu anlayamadığım ve hiçbir şeye de benzetemediğim,sanırsam kafaya takmak için, bir sürü kablolara bağlı kasklar vardı. Etraf oldukça ürkütücü görünüyordu özellikle etrafta kan lekeleri olması. Tam yere oturacakken aklıma gelen şeyle gözlerimi sonuna kadar açıp tekrardan odaya baktım. Düşündüğüm gibiydi. Oda da ne pencere vardı, ne de kapı.

 Oda da ne pencere vardı, ne de kapı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Asklarim

Bu tarz bir oda gibi düşünebilirsiniz ama daha derli toplu olanını

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bu tarz bir oda gibi düşünebilirsiniz ama daha derli toplu olanını

Bu tarz bir oda gibi düşünebilirsiniz ama daha derli toplu olanını

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Dediğim sandalye tam olarak bu



Sanki 1000 kelimelik yazmışım gibi hissediyorum ama bir bakıyorum daha 300 kelime ve kısacık. Herneyse umarım beğenmişsinizdir. Oy ve yorum atmayı unutmayın^^

🄶🄷🄾🅂🅃 / MINSUNG/ ✔︎Where stories live. Discover now