1.3K 134 275
                                    

Elindeki metne bir defa baktı ve kontrol etti, her cümleyi dile en uygun şekilde çevirmiş, son kontrolleri yapıyordu. Masada duran kalın dosyayı aldı. Hafif göz gezdirdi. Bir sorun yok gibi duruyordu. Eline aldığı sözleşme metnini dosyaya yerleştirdi. Patronun sekreterine vermek için odadan çıktı.

Ağır adımlar ile yürüyor, saray gibi olan şirkette kaybolmamak için uğraşıyordu. İzuku gülerek çevirisi biten sözleşmeyi, sekreter masasında oturan ve telefonda konuşan melezi gördü. Adımlarını hızlandırdı, melezin yanına gidip dosyayı bıraktı. O sırada melez genç telefon konuşmasını bitirmiş izukuya bakıyordu. Yeşilli soru sormak için dudaklarını araladı.

"Şu an yapmam gereken başka bir şey var mı?"

Melez ajandasındaki notlara baktı, sayfaları hızlı hızlı karıştırdı.

"Sanırım yok ama siz en iyisi bay Bakugouya sorun."

İzuku gerilerek onaylamış, melez gençe kolay gelsin dileyerek bakugounun odasına doğru yol almıştı. Kapının önüne vardığında, elini yumruk yapıp kapıya tıklatmıştı. Ardından içeriden gel sesini beklemişti. İçeriden gelen gel sesi ile gülümsemesini yüzüne takınmış.

Kapı kulbunu kavrayıp içeri girmişti. Karşısında olan manzaranın tuaflıgi karşısında şaşırmıştı. Bay bakugounun karşısında oldukça genç bir kadın oturuyordu.

Genç kadın sivri kül sarısı saçlara ve kan kırmızısı gözlere sahipti. İçeri girmesi ile konuşmasına ara vermeden devam etmiş, hatta bay Bakugouya bağırmıştı, sarışın kadın.

"Bı boku da beceremedin katsuki! Ben seni oraya bana gelin getir diye yolla..-"

İçeriye giren Yeşilli genci görmesi ile susmuş, sinirli halinden eser kalmayarak gülümsemişti. Katsuki bile bu anı ruh hali değişimine anlam veremezken İzukunun odada olduğu gerçeğini hatırladı.

"Evet izuku? Bir sorun mu vardı?"

Yeşilli genç gerginlikle bir sarışın kadına bir de bay Bakugouya bakıyordu. Hızla kendini toparladı ve patronuna döndü.

"İspanyolların yolladığı sözleşmenin çevirisi bitti, sekreterinize bıraktım. Başka bir isteğiniz var mıydı?"

Katsuki 15 sayfalık sözleşmeyi sadece bir kaç saat içerisinde çevirmesine hayran kalmıştı. Şaşkın gözlerle izukuya bakarak gülümsedi.

"Araplara bir teşekkür metni yazılması gerek halledebilir misin?"

İzuku başı ile onayladı. Katsuki çekmeceleri karıştırıp bulduğu dosyaları eline aldı ve izukuya uzattı.

"Bunlar örnek metinler, sana güveniyorum"

Dosyaları aldı ve tekrar kapıya yöneldi. Sarışın kadına kibar bir şekilde iyi günler dileklerinde bulunup odadan çıktı.

Katsuki arkasından bakakalmıştı yeşili gencin. Bunu fark eden annesi tekrar sinirli haline döndü ve kaldığı yerden bağırmaya devam etti.

"Gelin getir diye yolladım ben seni! Git bı tane omegayı becer de hamile bırak diye değil! Kim bilir ne kadar zorluk çekti...."

Sona doğru hüzünlenen sesi ile katsukiye baktı. Katsuki sesini bile çıkarmıyordu. Sonuçta annesi o tanışma partisine giderken onu uyarmıştı. Alkol almamasını söylemişti. Maalesef ki katsuki annesini dinlemeyip deli gibi içmişti...

"Anne o çocuk bu çocuk. Tek bildiğim şey o. Kızı da var... Tahminimce kızımız, sana benziyor hatta oldukça fazla."

Kısa bir süre sessizlik oldu.

"Anne lütfen bana yardım et, akıl ver bir şey yap! Sana ihtiyacım var, çaresizim anne..."

Sarışın kadın gülümsedi, ne kadar bu durum yüzünden katsukiye sınırlı olsa da izuku için ona yardım edecekti.

"Sana bir kaç gün içinde ulaşırım, ilk önce DNA testine ihtiyacımız var emin olmak için. Sonrası zaten gelecek emin ol oğlum"

Katsuki gülümsedi, gitmek için ayağa kalkan annesine eşlik etti. Kapıdan dışarı çıktığında biraz hava almak için terasa doğru adımladı sarışın.

Terasa gelmesi ile kendini korkuluklara yasladı, ceketinin cebinden sigarasını aldı ve yaktı. Geçmişi düşündü, sarhoş ama tatlı olan omegayı...

Derin düşüncelerde kaybolurken yakından gelen hıçkırık sesleri ile düşünceleri bölündü. Sigarasını söndürüp etrafa bakındı. Sesin geldiği tarafa doğru yürümeye başladı. Terastaki masaların altından gelen ses ile eğildi ve örtüyü kaldırdı.

Karşısında hıçkırarak ağlayan, dizlerini kendine çekmiş ve kafasını da oraya yerleştirmiş olan ayumiyi görmeyi kesinlikle beklemiyordu. Şaşkınlıkla ağlayan kıza doğru baktı.

"Hey? Ayumi"

Duyduğu ses ile irkilen ayumi kafasını kaldırıp ona bakan bakugou ile göz göze geldi.

"B-bakugou abi?"

Sarışın genç gülümsedi ve oradan çıkması için ayumiye elini uzattı. Ayumi istemeyerek te olsa ona uzatılan eli tuttu ve yere çökmüş olan bakugou ile ağlayarak bakışmaya başladı. Sarışın, kızın anlatmayacağını ve sakinleşmeyeceğini anlayınca kızı yavaşça kendine çekti ve sarıldı.

Ayumi sıkı sıkı sarılmıştı Bakugouya ona sarılarak ağlıyordu.

"Ne oldu ayumi? Sorun ne?"

Ayumi hıçkırklarının arasından "babam" kelimesini kaçırdı. Katsuki kaskatı kesilerek sakince sormaya devam etti.

"Evet baban? Babana bir şey mi oldu?"

Sarışın kız sümüklerini katsukinin omuzuna sürerken devam etti.

"O yok! Hiç olmadı... D-diğer herkes dalga geçiyor benimle.. b-bıktım artık..!"

Katsuki ona sarılan kızın saçlarını okşadı. Kızın ağlaması yavaşlayınca konuşmaya başladı.

"Belki vardır, belki sadece şu an gelemiyordur. Ama gelmek için çok uğraşıyordur... Bilemezsin ki o çocuklar da bilemez. Hem sen çok güçlü bir kızsın vursan onlara bı tane, o zaman kimse bir saha senle dalga geçemez? Nasıl plan?"

Kısa bir sessizliğin ardından ayumi kahkahalara boğuldu. Ne kadar sinir bozucu biri olsa da sevmişti bu adamı.

"Annem öyle yapma dedi ama yine tessekur ederim Bakugou abii"

Katsuki gülümsedi. Ayumi geri çekildi ve katsukiye baktı.

"Bişi dicem ama kızmak yok tamam mı?"

Annesini gözlerindeki gibi parıltılara sahipti ayumi, katsuki bu isteği asla geri çeviremezdi. Gülerek ayumiye cevap verdi.

"Tamam kızmak yok"

Ayumi heyecanla katsukinin gözleri içine baktı.

"Sen benim babam olsana, hatta annem ile evlsensene! Sen çoook iyi birisin. Annem iyi insanları sever"

Katsuki dona kalmış ne diyeceğini şaşırmıştı. Ama izuku ile yakınlaşmak için ayumi cidden güzel bir aracıydı.

"Bana kalırsa olur ama annene de sormak lazım, bunun için beni bekle tamam mı? Annene bişi deme bozuşuruz"

Sona doğru kaşlarını çattı katsuki. Ayumi ise ona dil çıkardı.

"Söylemem ama bir şartla! Bana karamelli dondurma almak zorundasın!"

Katsuki ise gülerek kıza baktı, cidden nereden çıkmıştı bu dondurma?

"Nedenmiş o küçük hanım"

Ayumi kollarını birbirine bağladı ve ayaklarını yere vurdu. Ters ters katsukiye baktı.

"Karamel kokuyosun canım çekti!"

______

Ehe ehe ilham perim bu kitap için fazla acımasız...

𝓦𝓱𝓸 𝓪𝓻𝓮 𝔂𝓸𝓾? {𝓑𝓪𝓴𝓾𝓓𝓮𝓴𝓾}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin