Bölüm 6

719 71 39
                                    

Bölüme geçmeden önce şu küçük yıldıza dokunursanız sevinirim. Keyifli okumalar... 

🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮

İnsanlar zehirlidir, tıpkı yılan gibi. Tek farkla, insanların hangisinin yılan olduğunu bakarak anlayamazsınız... 

(@AKGZ05) Luka Burns'ten ;

 Hayat kimseye en iyiyi veyahut en kötüyü tattırmaz, Her zaman ehvenişer takılmayı sever. Ne çok sever ne nefret eder, Ne öldürür ne de güldürür.. Ki hayat sevmez Meyusları.. Onlar çoğunlukla Hayattan beklentisiz, Ölüme hazır kişilerdir.. Hayat hazırlıkları sevmez, hazırlıksız olanları ister..

Okuldaki son dakikalar da bitecek ardından günde bitecek.. Elbet bir gün ömürde bitecek. Ama bunlardan daha önce yapılacak tonla şey var hayatta. Arkadaşlar ile beraber bir mekanda takılmak gibi.. Aynen öyle ve bende öyle yapıyorum..

Kimler var; Kai, Caleb ve de James.. Dört kişilik harika bir takım olduk diyebiliriz.. En azından ben dedim.

Bir masaya geçtik, İçecekleri aldık.. Öylece eğleniyoruz kafaya hiçbir şeyi takmadan, düşünmeden, yarın yokmuşcasına..

Eğlencenin ortasında telefonumun bildirim ışığı yandı, bildirim sesi çaldı.. Elime alıp baktığımda bilinmeyen bir numaradan gelen bir mesaj vardı. Hayrola...

Bilinmeyen numara:

Saat 23.30 da tek başına gel. Önemli bir konuyu masaya yatıracağız!

*Konum /

Pekala... Bu ne şimdi? Tanımadığım birinin dediği mesajı umursayacak değilim herhalde, Birileri bana şaka yapıyor olmalı veyahut yanlış kişiye attılar.. Ben eğlenmeye bakayım.

Bakmasına bakayım fakat Şaibe dolu bu mesaj aklımın tüm odalarına girip fikirlerimi işgal etti, İçten içe korku ve tedirginlik tüm vücudumu kapladı..

-"Hey dostum, Senin modun niye düştü?" Kai kolunu omzuma attığında telefonu kapattım. Sebepler ve sonuçlar, Her sorulan soru daha da yara açar kalbine insanın. Daha derinlerde ise intihara sürüklenen biri görünür göze. Ağlar.. Yaşları denizleri taşırır da sığmaz!

Bu kadar insan içinde merdümgiriz tek kişi benim. Sanki tüm yaşantım yalandı ve de ben bu yalana kanan ilk insandım. Girifte sorunlardan kaçmak bazen en iyi bazense en kötü çözüm olur.

İçimde bir korku var, Yaşadıklarım geldikçe gözümün önüne sessiz çığlıklarım artıyor içimde. Peki ya bu mesajı Sarfınazar edip görmezden gelsem.. Bu sefer sorunlardan kaçan ben olurum, bu bana hiç yakışmaz.. Ben bu değilim!

Hissikablelvukularım git diyor, Kalbim gitme diyor.. İkisi de birbiri ile çatışıyor. Ortak payda bulamıyorlar fakat bu olaya el atmak benim elimde, işte...

-"Bak, ne olduğunu bize söyleyebilirsin" Evet söyleyebilirim fakat ya söyleyeceklerim sizlere kötü bir darbe etkisi yaparsa.. Ben bile bilmiyorum ne olduğunu ve bunu size nasıl söylerim nasıl bilebilirim!

Düşüncelerimi bir kenara bırakıp James'e döndüm.

-"Hayır, Önemli bir şey değil fakat benim.. Benim gitmek gerekli."

-"Hadi ama.. Eğlence daha yeni başlıyor!"

-"Belki başka zaman..." Kai söylenirken mekanın çıkış yolunu tuttum. Gözüm sadece kapıyı arıyor. Kapıdan dışarı çıktığımda akşamın ayazı yüzüme çarptı. Bir sağa bir sola, Nereye gideceğim acaba?

Doğrusu hiç yapacağım bir karar da bu kadar ikilemde kalmamıştım. Ama kararımı verdim çünkü kararsızlık en kötü karardır. Çünkü hayatta gri yoktur, Her şey ya Beyaz ya da Siyahtır. Ortası olmaz. Aynı bir insanın ya kötü ya da iyi olacağı gibi.. Kötü biri iyi olamaz, İyi biri ise asla aklından kötülük geçiremez, geçirse bile bunu uygulayamaz. Vicdanı ona izin vermez!

Sol!

O Adrese gidiyorum.. Başım eğik kimseyle göz göze gelmeden, hızlı adımlarım ve nefes alıp verişlerim ile gidiyorum.. Bir ayağım diğerinin önüne geçiyor, İkisi birbiri ile yarışıyor. Aynı bu kadar insanın hayat koşturmacası gibi.. Ölmek için yaşıyoruz peki ya onun için ne yapıyoruz?

Son günlerimizde af diliyoruz ama her şey için geç kalmış oluyoruz.. Bir tarafta Einar'lar hayata göz yumuyor, Bir kurşun ile hayatları kararıyor.. Bir tarafta ise bilinçli düşen helikopteri aramaya giden arama-kurtarma ekiplerine bilinçli şekilde 115 kilometre öte bir yeri tarif etmeleri gibi, 20 dakikalık konuşma kayıtlarından yer tespiti yapılamayıp ruhunu teslim eden Muhsin'ler hayata elveda diyor..

Ve işte adres burası.. Karanlık iyice belirginleşti.. Ne bir sokak lambası ne de ay ışığının yansıması var.. Sadece karartı..

Karşımda bir kadın.. Safir gözleri, uzun salık siyah saçları rüzgarında etkisiyle dalgalanıyor.. Sol elinde bulunan gümüş yüzüğü ve sağ elindeki diğer yüzüğünün uyumu, Çantasındaki İlluminati sembolü sanki yanlışları temsil eder gibiydi. Kabarık montunun altından çıkan kıyafeti.... Tam anlamıyla aykırıydı..

-"Gelmene sevindim" Sesin sahibi adımlarını bana doğru çevirdiğinde yüzü tam anlamıyla seçiliyordu. Gördüğüm kişiyle gözlerimin yuvalarından çıkacağıbı hissettim.

Bu...

Bu Gwen'di.

🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮🔮

Herkese merhaba arkadaşlar.

@AKGZ05 ile yeni bir bölüm hazırladık. Tekrar çok teşekkür ederim kendisine.

Sizce Gwen Luka'yı neden çağırdı?

Luka Gweni dinleyecek mi?

Bölümü beğendiniz mi?

Sonraki bölümde görüşmek üzere hepinizi seviyoruuum💜

PSİKOPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin