Nσ:40/²

154 12 35
                                    

"No:40" adlı gelen oylar için teşekkür ederim!

Ve çok bekletmeden ikinci part:

--
Acıdan ağrıyan göz kapaklarını yavaşça araladı.Organlarının,zihninin içinde çığlık attığını hissediyordu,buna rağmen kalktı,olduğu oda eski çağlardan kalma bir zindanı andırıyordu.

Çürük,rütübetli duvarlara dokundu bir kaç dakika boş boş.Sonra ise kilitlenmiş kapıya koştu,ağlayarak kapıyı tekmelemeye başladı;

"Çıkarın beni buradan!Bitte!"

Kısa bir zaman dilimi geçmeden kapının arkasından ayak sesleri geldi,kapı sonuna kadar sertçe açıldı.

Sonra ise içeri bir adam girdi.Tıknaz boyunlu,büyük ayaklı,yüzünün yarısını bıyığı ile kapatan bir ülkeydi bu.

Üstüne yeşil askeri uniforma giymiş,başına koyu kahverengi uşanka takmıştı.Uşankanın tam ortasında altın renginde bir arma vardı.

Adam hiç konuşmadan çocuğun yakasını sertçe tuttu,çocuğu uzun,soğuk koridora çıkardı,yürümeye başladı.

Oyuncak gibi hissediyordu Almanya.Her köşeye atılmış zavallı bir oyuncak.Daha önce hiç görmediği,ya da az gördüğü,adam tarafından bilmediği yerlere götürülüyordu şimdi.Kardeşi nerede?Peki,babası?Onları bir daha görebilecek miydi?

Ağzı kilitlenmiş gibiydi,duygularını açığa vuramamak çok kötüydü.Ama dayanamadı,cılız sesiyle;

"Efendim,beni nereye götürüyorsunuz?"

"Cehenneme."

"Efendim,çok kabasınız.."

"Seni burada parçalamadığıma dua et,Nazi çocuğu."

İşte,o kelimeyi ilk kez duymuştu.Hayatını o kelime ile geçireceğini bilmiyordu bile.O kelime artık hayatının her alanında olacaktı.Onu söyleyeni her söylediğinde öldüresi gelecekti,yapamayacaktı ama.O,kalbi masum bir ufaklıktı sadece.Onun günahı neydi?

Bu şeyden sonra uzun süre konuşmadılar.En sonunda koridorun sonundaki kapıya geldiler,Sovyet Almanya'nın yakasından bıraktı,kapıyı açtı.

Kapının arkasında bir yatak vardı,yatağın üstünde Doğu yatıyordu.Kesik kesik nefes alıyordu,buna rağmen hala yaşaması bile mucizeydi.

Özlemini gidermek istiyen Almanya,sanki yıllardır görmemiş gibi kardeşine sarıldı,çocuğun saçlarına dokundu,lavanta kokan tenini kokladı.

O sırada ellerini gövdesinde kavuşturmuş,ayaklarını kapıya yaslamış SSCB,kendisinin burada olduğunu belli ettirmek için öksürdü.

"Bu onunla son görüşmen.Hızlı olsan iyi edersin.Vaktim yok."

Almanya gözlerini kardeşinden ayırdı,kısa bir zaman dilimi boyunca adama baktı.Son görüşme mi?Ama niye,neden?Artık dayanamıyordu.

"Efendim,babam nerede?"

"Öldü.Kendi sığınağında kendi kafasına sıktı.Sonra askerleri tarafından da yakıldı.Umarım başka sorun yoktur,çocuk."

Bunu söyledikten sonra içine kötü bir his düştü.Ateş gibiydi o his.Girdiği her yeri yakıyordu,zarar veriyordu.Adam bunu söylerken nedense gülümsemişti.Sanki bunu tek o farketmişti.

Çok korkmuştu.Buna rağmen kardeşini bıraktı,Ona gelmesini işaret eden adama koştu.

--
"Bir yandan sizin adınız ne,Efendim?"Dedi Batı,yine sonu gelmeyen bir koridor zemininde ikiside yürürken.

"Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği.Kısaca bana Sovyet veya SSCB derler.Ama sen bana efendim demeye devam et."

"Babam düşmanız değil mi?"

Bunu söyledikten sonra aniden durdular.Sovyet bir şey arıyormuşcasına etrafına bakındı,sonradan çocuğa döndü;

"Evet.O bir Caniydi.Sen onun çocuğusun.Onun gibi olma.Hoşgörülü ol.Kibar ol.Mütevazı ol.Ağırbaşlılığını koru.Onun gibi olma.Nazi olma."

--
SSCB:Erkek
Batı Almanya:Erkek
Doğu Almanya:Erkek
Nazi:Erkek

Kelime:422

•ᴡᴏʀʟᴅ'ꜱ ꜱᴛᴏʀɪᴇꜱ•(ᴄʜ) Where stories live. Discover now