3

693 56 40
                                    

Hepimiz kullanılmayan eski bir sınıfın içinde beklemeye başladık.

Eda münazaradaki ışıklardan, Sinan çıkan yangından, Osman öğrencilerle bahis yapmaktan ve Kerem'de çıkan kavgadan, ayrıca bir öğrencinin kafasına amfiyi geçirmekten sorumlu tutuluyordu.

Osman hepsini ismen bilse de Sinan haricinde tanıyorum diyebileceği bir kişi yoktu. Düşündüğü şeye alayla güldü. Sinan'ı ne kadar tanıyordu ki?

Sinirle gidip kapıya vurdu.

"Bu ne böyle? Çağıracaklarsa çağırsınlar. Mahkum gibi tıktılar bizi buraya."

Yine sıraya yaslanırken ofladı. Yapması gereken işler vardı, Necdet ödev grubunu çökerttiğinden beri yeniden kurmaya uğraşıyordu.

"Bana mı bakıyorsun sen?"

Eda, ona doğru bakan Kerem'e atarlı bir ses ile konuştu.

"Ne alakası var ya? Gözüm dalmış."

İkisi birbirine ölümcül bakışlar atarken Osman, Kerem'e döndü.

"Amfiyi kıran sen misin?"

Kerem kafasını salladı. Bu durumdan pek hoşnut durmasa da, pişman değil gibiydi. Zaten tipine uygun olarak giyiniş şekli ve bacaklarını açarak oturmasıyla tam bir 'serseri' gibiydi.

"Aynen öyle oldu. Sen ne yaptın?"

Osman omuz silkti ve derin nefes verdi.

"Öyle... Rutin işler."

Sonrasında ise aklına yeni gelmiş gibi Eda'ya döndü.

"O ışıkları yapmasaydın sağlam para kaldırıyordum yalnız."

Eda ise aynı agresiflikle Osman'a döndü.

"Ay, çokta umrumdaydı gerçekten!"

Osman sinirle ağzına bir fındık attı ve göz devirdi.

Eda derin bir nefes verdi ve sıraları birleştirmiş şekilde uyuyan Sinan'a döndü. Sanki kurul toplantısını beklemiyormuşçasına uyuması Eda'yı bir nebze şaşırttı.

"Bu ne yapmış?"

Osman güldü. Gözlerini Sinan'a çevirdi. O kadar ses yapmalarına rağmen rahatça uyuması şaşırtıcıydı.

"Perdeyi yaktı ya."

***

Kurul üyeleri toplanmışken Necdet derin nefes aldı.

"Sıra sıra gelsinler."

Hocalardan bazıları sigara içerken, bazıları kokudan rahatsız oluyor gibi duruyordu. Diğer yandan hocalardan ayrı oturan öğrenci temsilcisi Işık, merakla olacakları bekliyordu. Sinan'ın başına kötü bir şey gelmesini asla istemezdi.

Kapı açıldı ve içeriye Eda girdi. Rahatça sandalyeye oturup bacak bacak üstüne attı. Erkek hocalarından bazılarının gözleri kızın pürüzsüz bacaklarına kaydı ve bunu saklamadılar.

"Bence ışık oyunları mevzuya renk kattı, oldukça eğlendiğimizi düşünüyorum."

Eda'nın bu laubali tavırları ile Necdet'in nefesi sinirden hızlanmıştı.

"Çık dışarı."

Eda hafifçe ofladı ve kalkıp kapıya ilerledi. Giderken orda hanım hanımcık oturan Işık'a kötü bakış atmadan duramamıştı. Işık kafasını hızlıca eğdi ve Eda'nın ardından Kerem içeri girdi. Eda'nın aksine ayakta durarak ellerini önünde birleştirdi. Bu haberin babasına gidecek olması canını yeterince sıkıyorken hocaların önünde kurbanlık koyun gibi durması sinirini bozmuştu.

505 / Sinman Where stories live. Discover now