19.Bölüm☁️

38.2K 1.5K 379
                                    

Yeni bölüm geldiiii 💖

Oy sınırı: 400
Yorum sınırı:200

Oy sınırı: 400Yorum sınırı:200

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

☁️

"Gerçekten çok yorucu bir gündü, şuan herhangi bir şey yapacak gücüm yok." dediğinde ifadesizce ona baktım ve ardından kaşlarımı çatıp ayağa kalktım. Üzerimdeki t-shirtü çıkarttım ve üzerimde sütyen olmamasını umursamadım. Sadece alt iç çamaşırımla banyoya doğru yürürken Karanın gözlerini üzerimden ayırmadığına emindim. Önünde çıplak olmak bana kötü hissettirmemişti. Hatta daha özgüvenli hissettiğim bile söylenebilirdi. Ağır adımlarla banyoya girerken banyoya girer girmez kapının açıldığını hissettim.

Karan ise içeri girer girmez beni duvarla arasına alıp dudaklarım abandı. 

Dudaklarıma abanmasıyla birlikte neye uğradığımı şaşırmış bir şekilde karşılık verdim. Beni çıplak belimden kavrayıp iyice kendine çekince çıplak göğüsüm ile t-shirtü temas etti. Kollarımı boynuna sardım.

Elleri belimden kalçama kaydığında, arsızca bir şekilde kalçamı sıkıyordu. Ben ise kalçamı sıkmasıyla onun boynunu cırttım. Dudakları dudaklarımdan ayrıldığı anda boynumla buluştu ve boynumu ilk başta öpmeye başladı.

Daha ne kadar boynumu öptüğünü bilmiyordum ama boynuma olan ilgisi dikkatimden kaçırabileceğim bir nokta değildi. 
Boynuma minik ısırıklar bıraktığında saçlarını karıştırdım. Dudakları boynumu öperken, ısırırken bende onun saçlarını çektim. Dudakları boynumdan göğsüme kayarken kalçamdaki elleri beni kucağına aldı beni kucağına aldığında bacaklarımı onun beline doladım. Beni yatağa götürmüştü.

☁️

" Oğuz Karan bu kadar yetmez. " diye mırıldandım hafif bir utançla.

Dudakları göğsümden ayrıldığında " Seni yormak istemiyorum yavrum, hem bebeğe de zarar vermekten korkuyorum. Çok hızlı davranırsam bir şey olur falan, Allah korusun. " dedi Karan eli kalçamı okşarken.

" Ama ben sana doymadım. " dedim mırıltı halinde çıkan sesimle gözlerine bakamıyordum.

" Ben sana doydum mu zannediyorsun yavrum. Sadece yormak istemiyorum, o kadar güzelsin ki bir anda kendimi kaybedip sana zarar vermekten korkuyorum. Şuan benimde ne kadar zor dayandığımın farkında değil misin? " dediğinde hiç umursamadan yatağa uzanan onun üzerine oturdum. Karın kasları öyle güzel görünüyordu ki kendimi tutamayıp elimi karın kaslarında gezdirdim.

Evet kaslarıyla aşk yaşıyordum. Çok güzeldi çok. Üzerine eğilip dudaklarını öptükten sonra ayağa kalktım. Onu incelediğimde tüm bedeninin kusursuzluğu vücut bulmuş hâli olduğunu fark ettim. Herşeyiyle bu kadar mükemmel olması sinirimi bozarken duş almaya banyoya gidiyordum.

" Ben duşa gireceğim. " dedim ve banyoya doğru adımladım.

"Seni ben yıkayacağım. " dediğinde tamam anlamında başımı salladım. Zaten artık yorulmuş haldeydim. Saçlarıma dalini döktüğünde nazikçe köpürttü. En sonunda sırıtarak elindeki köpüğü burnuma sürdü.

Vücudumu vanilyalı duş jeliyle güzelce köpürttü. Vücudumun her zerresini köpürtürken kaçamak dokunuşlarıyla beni çıldırtmayı ihmal etmiyordu.

En sonunda saçımıda vücudumuda güzelce duruladı. Beni duruladıktan sonra kapının üzerindeki bornoz yerine havluya sarmayı tercih etti. Saçlarımada diğer havluyu doladığında beni lavabonun tezgah kısmına oturttu. Kendisi duşa girdiğinde ben onu izliyordum. Saçlarını kendi şampuanıyla güzelce köpürttü.

Vücudunu ise hindistan cevizli duş jeliyle yıkadığında gözlerim kol kaslarındaydı. Neden bu kadar güzellerdi. Bacağında bile kasları vardı ya. Gebericektim şimdi.

Kendini duruladığında onu izlediğimin farkındaydı. Oldukça özgüvenli bir şekilde davranıyordu, Hareketlerinden belliydi. Ben birinin beni izlediğini hissettiğimde elim ayağıma girerdi. Ama o ise Yunan tanrısı gibiydi. Çok çok yakışıklı görünüyordu ve benimdi. Bu yakışıklı şey benimdi işte.

Duştan çıkınca bir havluyla önce saçlarını, sonra tüm vücudunu kuruladı. Sonra ise başka bir havlu alıp beline sardı. Bana doğru geldiğinde beni kucağına aldı. Kendimi bebek gibi hissediyordum.

Beni kucağına aldığında giyinme odasına girdik. Beni yine kıyafetlerin olduğu bir yere oturttu. Beni oturttu ve önce kendine siyah bir boxer ve gri eşofman giydi. Üzerine beyaz bir t-shirt geçirdi. 

Havluyu vücudumdan aldı ve beni yeniden süzdüğünde yeniden yutkundu. Ve sonra kırmızı sütyeni alıp bana giydirdi. Kopçasını takarken boynumu öpmeyi ihmal etmemişti. Sonra ise önümde eğilmekten hiç çekilmeyip bana kırmızı saten iç çamaşırınıda giydirmişti. Beni süzdüğünde harika bir şey görmüş gibi hmm'ladı.

Sütyenimi geri çıkarırken üzerime direkt sincaplı crop askılı bluzu giydirdi. Her ne kadar sincaplı bile olsa hiçte masum bir takım değildi. Altına ise şortunu giydirdiğinde onunda oldukça kısa olduğunu fark ettim. Bu sincaplı takımın göğüs dekoltesi çok fazlaydı. Ve altında sütyen olmadığı için göğüs ucumu belli ediyordu.

Saçımdaki havluyu alıp kafamı iyice kuruladığında ister istemez sırıttım.

"Saçını tarayabilir miyim? " dediğinde bir an şaşırmıştım sorusuna. Sanki az önce benimle sevişen kendisi değilmiş gibi birde izin alıyordu. Ama izin alması hoşuma gidiyordu. Çok düşünceli hissettiriyordu.

"Tabiki tarayabilirsin. " dedim kafamı sallayarak. Beni kucağına yeniden aldığında artık iyice bebek gibi hissediyordum.  Beni yatağa oturttuğunda banyoya gitti.

Banyodan çıktıktan sonra elinde bir tarak ile yanıma geldi. Tam arkama oturdu ve saçlarımı havluyla iyice kuruladıktan sonra boynuma yeniden bir öpücük kondurdu.

" Boynunu ve göğsünü çok kızartmışım güzelim. Özür dilerim o an kendimi kontrol edememişim. " dedi mahcubiyet ile. Ve tekrardan kızaran yere bir öpücük kondurdu.

" Fondöten lazım olacak. " dedim mırıltılı mayışmış sesimle. Saçımı taramaya başladığında iyice mayışmıştım.

"Krem sürerim ben birazdan oraya. " dediğinde yeniden şefkatle bir öpücük daha kondurdu.  Saçımı tamamen taradığında saçlarımı toplayıp tepeden topuz yaptığında yorgunlukla yatağa uzanmıştım. Kendisi ise odadan çıkmıştı bile.

Benim gözlerim yavaş yavaş kapanırken onun yeniden gelmesiyle gözlerim açıldı. Yatağa oturduğunda elinde bir krem vardı. Boynuma soğuk kremi sıcak elleriyle sürdüğünde iyice mayıştım. Göğüsüme ise dekoltenin izin verdiği kadar krem sürmüştü. En sonunda kremi vitrine koyup banyoya gitti. Eli krem olduğu için elini yıkayıp geri gelmişti.

Ben ise uyumak için yanıma gelmesini bekliyordum. En sonunda yanıma uzandı. O kadar yorgun olmasına rağmen iki saat kremle uğraşmıştı benim pamuk kalpli minnoş Oğuz Karanım.

Ben ne ara bu kadar sevgi pıtırcığı olmuştum bir an onu sorguladım? Işıkları kapatıp yanıma uzandığında beni belimden kavrayıp kendine çekti. Başını boyun girintime yaslayıp tüm sıcaklığıyla beni koynunda uyutacaktı.

"Uyu yavrum iyice dinlen. Yarın seni çok yoracağım." diye mırıldandığında yine öpücük kondurdu boynuma. Bu adamın boyun fetişi vardı sanki. Gerçi benimde az hoşuma gitmiyordu.

Kendimi onun kollarında güvenli bir uykuya bıraktım. Dünyanın en güzel uykusu olabilirdi bu...

☁️

Bölüm sonu bebeklerim💖🐣

Sizi seviyom🐞

Oy sınırı:400
Yorum sınırı:200

Tutkunun Bedeli (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin