Günler neden bu kadar hızlı geçiyordu?
Ege takvimdeki gözlerini yatakta sere serpe yatan Mustafa'ya çevirdi. Gözleri uyumaktan şişmişti, bu haline gülümseyip erken kalktığı için kahvaltı hazırlamaya gitti.
Havalrın ısınması Ege üzerinde gözle görülür bir rahatlamaya neden olmuştu. Üzerinde Mustafa'ya ait bir tişörten başka bir şey yokken eski utangaçlığını üzerinden atmış olmasının rahatlığıyla kahvaltı hazırlıyordu. Gözleri arada bir kapıyı kontrol ediyordu. Bir defasında bir şakaya kurban gittiği için artık önlem alıyordu. Elinin üzerindeki çok az belli olan yanık izine baktı. Mustafa'nın ağladığını hatırlayınca kıkırdadı.
Yaşanan olayların artık hatırlanmıyor oluşu güzeldi. Mustafa'nın babası artık eve gelmiyordu. Nerde kaldığı belli değildi ama her hangi bir yardım isteğinde Ege'ye ulaşıyordu. Haso Ağa ise olayı hallettiğini söyleyip eşinin kızmasından korktuğu için aceleyle gitmişti. Eşi ile tekrar geleceğini söylemişti. Ege Haso ağa ile tanıştığı için mutluydu, en azından içinde vatlığını hala koruyan ve ara sıra kendini hatırlatan korku azalmıştı.
Ege hazır olan masaya bakıp Mustafa'yı uyandırmak için yatak odasına girdi. Hala aynı şekilde uyuyan sevgilisini görünce gülümsedi. Yatağa tırmanıp Mustafa'nın üzerine yattğınında ona sarılan kollar ile gülümseyip gözlerini kapattı. Sonra ne için geldiğini kendine hatırlatıp, " Aşkım hadi kalk artık! " diye seslendi. Mustafa'dan garip bir homurtu aldığında bu sefer öpücük silahını kullanmaya karar verdi. Kafasını kaldırıp çenesinin altı görünen adımı ısırmaya ve öpmeye başladı. Az sonra Mustafa'nın tamamen ayıldığını anlayınca kaçmak için kalkmaya çalıştı ancak çok geç kalmıştı.
Yatakta kahkahalar eşliğinde boğuşmaya başladıklarına Ege nefes nefese haliyle, " Yeter bu kadar yemekler soğuyacak. " dedi. Mustafa hala uykulu gözleriyle, " Soğusun şu anı bozmak istemiyorum. " dedi. Ege gülümseyerek, " Daha güzellerini yaşayabiliriz aşkım, eğer kalkarsan." dediğinde Mustafa bir anda kalktı yataktan Ege kahkaha attı.
Mustafa odadan çıkarken, " Hadi aşkım yemekler soğuyacak. " dediğinde Ege daha çok gülmeye başladı. O da ayaklanıp odadan çıktığında yüzünden sular damlayan Mustafa çoktan mutfaktaydı. Ege gülümsedi, " Çabuk ye de biraz dışarıda dolaşalım. " dedi.
Güzel bir kahvaltı sonrası yürüyüşü yaptılar, sonrasında her yaşadıkları anın daha güzelini yaşadıkları bir gün geçirdiler...
Merhabaaa
Panoma bakmışsanız ara verdiğimden haberdarsınızdır. Bakmamışsanız ise haberiniz olsun ara vermiştim. Hala bu ara devam ediyor ancak bir kendimi hatırlatayım dedim. Malum sınava 2 ay kaldı. Biraz kafamı dağıtmak amacıyla yazdım bu bölümüde. Çerezlik bir bölüm oldu zaten umarım keyifle okumuşsunuzdur.
😘😘
