---ÖZEL BÖLÜM---

230 7 0
                                    

Melis: Anne! Ya bu felsefe kitabım nerede?!

Lina: Annecim dolabın üzerinde görmüştüm!

Miraç: Baba! Ablam okula çıplak gidiyor!

Mete: NE?!

Lina: Yahu! Mete sakin ol! Miraç babanı kalpten mi götüreceksin?!

Melis: Ya anne senin bu salak oğlun eteğimi kesmeye çalışıyor ya!!

Miraç: Aaa! O etek miydi ya? Toz bezi sanmıştım!!

Lina: Çocuklar hadi kahvaltıya!!

Melis: Ben yemeyeceğim..

Lina: Anlamadım?

Melis: Ben yemeye- Ya ahh!! Anne atma artık şu terliği gözünü seveyim ya!!

Mete: Ben de annenin gözlerini seviyorum kızım..

   Mete gazetesini kapatıp bana hınzırca göz kırpınca sessizce kıkırdamıştım. Çocukların önünde birde yahu! Masaya oturup hepsinin gelmesini beklerken çay koymaya başlamıştım.. Mete hızlıca gelip patateslerden ağzına atınca çaydanlığı eline yaklaştırmıştım. Dehşetle gözlerini açarken kaşlarımı çatıp söylenmeye başladım..

Lina: Mete! Çocukları bekle!

Mete: En sonunda polise gideceğim..

Lina: Allah Allah! Hayırdır?

Mete: Adam öldürdüm beni tutuklayın diyeceğim..

Lina: Ne?

Mete: Hem can güvenliğimde yok! Karım yemek yerken elime çaydanlıkla vuruyor diyeceğim!

Lina: Çok konuşmada şu ekmekleri dilimle.

Mete: Ah ah.. Zamanın en büyük mafya babası Mete Poyraz'ın düştüğü hallere bak!

Miraç: Ne dedin?! OHA!! Benim babam bir mafya mı?!

Melis: Ne diyor bu beyin gelişimi durmuş insan kişisi?

Miraç: Kızım! Bırak bana sövmeyi.. Babam mafyaymış!

Melis: Ya saçmalama! Bu ponçik adam nasıl mafya olsun?

Lina: Ah Mete ah..

Mete: Ne?! Pon-ponçik mi?! Lina hep senden öğreniyor bu kız bunları!

Miraç: Ee baba.. Anlatsana!

Melis: Ya hayır ya! Baba bişi desene!

Mete: Melis! O eteğin boyu ne öyle?

Lina: Ne varmış?

Mete: İşte bende onu diyorum.. Ne varmış? Birşey yok ki!

Miraç: Hadi baba-

Lina: Miraç! Kahvaltını yap ve sus. Baban şaka yapıyor sadece..

  Miraç'ın yüzü düşerken kapının çalması ile yerimden kalkıp pencereye uzandım.. Melis'in servisini görünce ona seslendim ve kapıya ilerledim. Servisi oyalarken arkamdan Melis'te koşa koşa gelmişti. Kaşlarımı çatarak eteğine bakmaya başlamıştım..

Lina: Melis? Sen yine mi eteğini kıvırdın?

Melis: Ya anne! Babam kezban gibi görünmem için ta dizimde biten bir etek almış.. Ne yapayım?!

    Kıkırdarken saçlarına uzanıp uzun bir öpücük bıraktım ve servisine binmesini bekledim. Sonunda binince de kapıyı kapatıp mutfağa ilerlemeye başladım.. Tekrar korna sesi gelince bu sefer Miraç'ı çağırmak için adımlarımı hızlandırmıştım. Fakat mutfağın kapısına gelince Mete'nin, Miraç'a mafya anılarını anlattığını duymuştum. Sinirle terliğimi çıkarırken Miraç yerinden fırlamıştı..

Lina: Mete!

Mete: Kaç kurtar kendini! Ben kendimi feda ederim!

   Miraç koşa koşa evden çıkınca bende pencereden bakmaya başlamıştım. Servise bindiğini görünce derin bir nefes verip terliğimi geri giymiştim. Tekrar Mete'nin yanına gidip masaya oturdum..

Lina: Mete.. Çocuklara bundan bahsetmemeliydin.

Mete: Merak etme çoğu söylediklerim uydurmaca şeylerdi..

Lina: Heh! İyi bari..

Mete: Yani.. Biraz- Ufacık gerçek anılar da kaçmış olabilir ağzımdan!

Lina: Mete!!

Mete: Ağzımdan kaçtı ağzımdan!!!

Lina: Gel göstereceğim ben sana! GEL!!!

Mete: Sen iyice yaşlandın he! Baksana bir türlü yakalayamadım beni!
okuduktan
Lina: N-NE?! Buraya gel!!

Mete: Ahahahahah!!!

Sevgili okurlar, sizden ricam bu kitabı sonuna kadar sonra neler hissettiniz ya da sizde hangi eksik yönlerinizi fark ettirdi yazabilir misiniz?









İMKANSIZ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin