Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Kaderi her zaman ölmek olan Kaliforniya gün batımı gibiydik
Bal kadar tatlı olabilirsin ama zihnindeki karanlığı biliyorum
"Bu adam kesin mutasyona uğramadan önce katildi."
Jimin kucağındaki kasenin içinden birkaç tane patlamış mısır alırken sessizce kafasını salladı. Pekala, buraya nasıl gelindi? Kim Taehyung düşüncelerini dağıtmak için korku filmleri izlemeyi tercih ediyordu ve Park Jimin korku -düşük bütçeye sahip olanlar dahil- filmlerini sevmiyordu. Yine de salonda onun yanında oturuyor ve ikinci korku filmini izliyordu. Birinci film bittikten sonra Taehyung mısır patlatmayı teklif etmişti ve Jimin bu tür filmlerde insanın bir şeyler yiyerek kendisini daha iyi hissedeceğini biliyordu. Bu yüzden Taehyung'a ikinci filmi seçtirmiş ve kendisi mısır patlatmıştı.
Bu diğerinden daha berbattı.
Siktir, kesinlikle daha berbattı. Filmde hamile bir kadını yemişlerdi ve bu daha film başlayalı on dakikayken yaşanmıştı. Üstelik filmde iki tür insan vardı ve Jimin hangisinin daha iğrenç olduğu konusunda bir tartışma yapabilirdi. Onun aksine Taehyung eğleniyormuş gibi görünüyordu. Kesinlikle eğleniyordu.
"Hayır o artık insan gibi düşünemediği için öyle. Ayrıca her insanın içinde biraz potansiyel katil adayı vardır. Sen sevmediğin insanları kafanın içinde öldürmedin mi hiç?"
Jimin gözlerini devirip yakınında oturan oğlana baktı. Eh, elbette Kim Taehyung onu kafasının içinde milyonlarca kez öldürmüştü. Bunu ondan duymaya ihtiyacı yoktu. Adının Jimin olduğunu nasıl biliyorsa bunu da öyle biliyordu.
"Bu bir itiraf mıydı?" diye sordu yeniden ekrana bakıp suratını buruştururken. "Şu an zihninde potansiyel katil adayı taşıyan birisiyle mi oturuyorum yani?"
"Cidden hiç yapmadığını söyleme bana." Taehyung sırıtarak onun kasesinden patlamış mısır aldı. "Buna inanacak kadar aptal olduğumu düşünmüyorsun değil mi?"
"Tam olarak öylesin." Jimin onun eline vurup kaseyi biraz daha kendisine doğru çekti. "Ayrıca neden yalan söyleyeyim ki? Cidden küçük olduğum zamanlarda bile böyle bir şey düşünmedim."
"Gerçek bir iyilik meleği." Taehyung alaylı bir şekilde gülüp kafasını salladı. "Tanrı seni temiz zihninden dolayı cennetiyle ödüllendirecek."
"Tüm gayem bu yönde." Jimin gülüp mısırlardan ağzına attı. "Belki bir gün sen de cennetle ödüllendirilirsin ha?"
"Ben cehennemde mutlu olacağım."
"Kötüsün."
"Bana bilmediğim bir şey söyle. Şaşırt beni."
Jimin oğlanın söylediklerine gülerken kafasını iki yana salladı. Ah, kesinlikle Kim Taehyung ile bu gece birbirlerini şaşırtmaya sessiz bir yeminleri vardı. Sanki uzun zamandır arkadaşlarmış, aralarında asla gerginlik olmamış gibi birlikte oturuyor, film izliyor ve birlikte kahkaha atıyorlardı. Jimin onun yanındayken daha önce hiç olmadığı kadar rahat hissediyordu. Herhangi bir gerginlik yoktu ve eğer Jungkook'la Taehyung sevgili değil arkadaş olsalardı bunu daha önce yapacak olduklarından emindi. Taehyung etrafta kıskanacağı sevgilisi olmadığı zaman rahat davranıyordu. Kendisini mesafeler için zorlamıyordu.
