•12: Çünkü sen ne olursa olsun benimlesin ve ben de seninleyim•

339 97 10
                                    

Seni bana cennet gönderdi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Seni bana cennet gönderdi

Sadece geçmişi tekrar etmemeyi ümit ediyorum

Kim Taehyung'la durumlar karışıktı.

Park Jimin'in zihninde durmadan tekrar eden tek şey buydu. Birlikte oldukları geceden sonra taşlar yerini her ikisi içinde değiştirmiş görünüyordu. Bir tarafta en yakını, birlikte büyüdüğü Jungkook, diğer tarafta o geceye kadar yüzünü bile görmek konusunda pek hevesli olmadığı ama şimdi yeri yerinden oynatacak kadar güçlü görünen Kim Taehyung vardı. Üstelik bir zamanlar kendisine yöneltilen düşmanlık şimdi yön değiştirmiş görünüyordu. Bir zamanlar onu tehlike gören Taehyung şimdilerde eski erkek arkadaşını bir tehlike görüyor gibiydi. Eh, onların geçmiş ilişkileri de karışıktı ve bu da durumları daha karmaşık hale getiriyordu.

Oğlum, bir pazar günü annenle buluşmaya

Parmakları Kim Taehyung'un ensesinde gezinirken dudakları ayrılmıyordu. Birbirlerinin yüzlerine bakmaya tahammül ettirmeyen düşmanlıkları yerini asla kopamayan dudaklarına bırakmıştı. Taehyung'un elleri belindeydi ve daha fazlasını ister gibi, onu kendi bedeninin bir parçası haline getirmek ister gibi kendisine çekip duruyordu. Havuzun havası boğucu olmaya başlamıştı.

Sonra pazartesi günü çokça sevişmeye çalışıyorum

Nefese nefese birbirlerinden ayrıldıkları zaman Kim Taehyung'un dudakları boynunu bulmuştu. Jimin bedenini saran tanıdık zevkle kafasını geriye atarken, Taehyung'un elleri bacaklarının üzerinde geziniyordu. Okuldaki tek kamerasız alanın havuz olması iyiydi. Eh, kamera olsa bile kimsenin onları umursamayacağından emindi.

"Ba.."

Taehyung'un lafını bölen duydukları ayak sesi olmuştu. Endişeyle birbirlerinden ayrılıp kapıya doğru baktılar ama muhtemelen her kimse henüz gelmek üzereydi havuza. Doğrusu kimin geleceğiyle ilgili tahminde bulunmak o kadar da zor değildi. Jimin yeniden başka bir kavganın çıkmasını istiyor falan değildi. Fakat görünüşe göre Taehyung bu konuda istekliydi.

"Git hemen." dedi gözlerini kapıdan ayırıp ona bakarken. "Jungkook seni burada görürse yeniden kavga edeceksi.."

"Umurumda değil." Taehyung nefesini bırakıp onun gözlerinin içine bakmaya devam etti. "Böylece seni buna dahil ettiğim için mutlu olmadığımı anlar ve benden kaçmayı bırakırsın."

"Sen gerçekten kafayı sıyırmışsın." Jimin onaylamaz bir şekilde kafasını iki yana salladı. "Senden kaçtığım falan yok benim."

"Evet," dedi Taehyung. "kaçıyorsun. Eğer onunla yüzleşmezsem kaçmaya devam edeceksin. Benden kaçmanı istemiyorum."

Jimin eğer biraz daha zamanları olsaydı ona neden bunu umursadığını sorardı. Fakat artık kapının sesini duyuyordu ve aklına gelen tek şeyi yapmaktan başka çaresi yoktu. Taehyung'un kolundan tutarak onu kendisiyle birlikte havuza çekti. Suyun dibine doğru çekiştirmişti oğlanı. Eğer gelen Jungkook'sa -ki onun olduğu açıktı- uzun süre burada kalmamasını umuyordu. Kendisiyle ilgili sorun yoktu ama Taehyung'un hem uzun süre nefesini tutamayacağından hem de kendisini belli edip kavga çıkarmasından endişeleniyordu. Onları bir arada görmek Jungkook için pek keyifli olmazdı.

Harleys in Hawaii||VminkookWhere stories live. Discover now