4. Bölüm

213 19 28
                                    

          Bunu duyunca herkes onun delirdigini düşündü 600 sopa cezasını nasıl kaldıracaktı. Ama Jiang Cheng tek kelime etmemişti abisinin böyle olduğunu küçüklükten beri biliyordu hata yapar ama asla başkalarına bedelini ödetmezdi. Lan Qiren, wei ying'e döndü;
tamam çek o zaman, lan wangji sen gidebilirsin.
       Lanzhan;
Amca, ben kendi cezamı çekerim.
      Wei ying;
–  Lanzhan, bu senin cezan değil lütfen...
      
            Lanzhan wei ying'in tepkisini görünce şaşırmış ve ne diyeceğini bilememişti, ama kalbi çoktan sıkışmaya başlamıştı istese de kelimeler boğazında düğümleniyordu. Ayağa kalktı ama gitmek yerine kenarı çekildi, bunu görünce wei ying'in içi rahatlamıştı lanzhan'ın ceza alması mı? Yoksa kendi yüzünden ceza alması mı? onu endişelendirmişti bilmiyordu. Lan Qiren'e dönüp;
iki kişi bir vursun uzatmanın alemi yok.

       Herkes ölümüne gittiğini düşünüyordu ama lan Qiren'in umrunda değildi kabul etti. Bunu görünce lan xichen en sonunda dayanamadı;
Efendi wei lütfen bunu düşünün sizin yüzünden birinin ceza almasını istemediğinizi anladım ama bu son isteğiniz kendiniz için zalimce değil mi?
    Wei wuxian;
Beni düşündüğünüz için teşekkürler zewu Jun ama ben kararından dönen birisi değilim sadece daha erken bitmesini istiyorum çünkü böylesi daha iyi.
         
             Lan xichen wei ying den umudu kesmiş belki onu durdurur diye Jiang cheng'e yöneldi;
Efendi Jiang siz bir şey demeyecek misiniz, en azından onu siz vazgeçirin.
     Jiang Cheng;
– Zewu Jun , abim dünya da gördüğüm en kararlı insandır ona benim birşey demem asla fikrini değiştirmez ama şuan yaptığı şey tam bizim klanımıza ve ona yakışır bir şey biz asla kendimiz ezilecek olsak bile asla başkası suçsuzken ona kendi suçumuzu yüklemeyin.

              Jiang Cheng konuştuktan sonra herkes tekrar sessizleşmişti, bu sessizliğin sebeblerinden biri wei wuxian'a abi demiş olmasıydı ama o bununla ilgileniyordu çünkü o sözünde dururdu wei wuxian akıllanırsa ona abi diyeceğini söylemişti ne kadar akıllanmamış olsa da doğru olanı yapmıştı. Wei ying sırıtmıştı, Jiang Cheng ve wei wuxian birbirlerine bakıp aynı anda;
Cezayı kabul ediyoruz ve hazırız!!( Dedi)
      
          Lan Qiren dünden razı ifadesiyle adamlarına işaret vermişti.. sopalar vurulma sesi salonda yankılanmaya başlanmıştı bile wei ying bir acıma belirtisini bırak ses dahi çıkarmıyordu, 70'e gelince Jiang Cheng kenera çekilmişti ama wei wuxian'ın daha devam ediyordu. öğrenci saymaya devam ederken, Jiang Cheng wei wuxian'ın kırmızılaşan sırtını görmeye başladığında sadece yumruklarını sıkabilmişti. Lanzhan kanı görene kadar hala ne olduğunu anlam veremiyordu. Wei ying'in sırtı gittikçe kanlanmaya başlayınca. Ne yapacağını bilememişti ve kalbine hakim olamıyordu, ne yapacağını düşünürken öğrenci 400 dedikten sonra wei ying kan püskürüp birden öne doğru düştü tam tutacakken Jiang Cheng ondan önce davranmıştı. Jiang Cheng sinirle lan Qiren'e bakıyordu sonra wei ying'e döndü, wei ying ona yerine dönmesini söyledi ve sırtını dikleştirip öğrencilere" DEVAM EDİN!" dedi. Öğrenciler tekrar vurmaya başladılar. Salonun önünden geçen başka öğrenciler kendi aralarında kuralları unutarak fısıldaşıyorlardı. Wei ying'in cezası bitince zoraki ayağa kalkmış tam düşecekler Jiang Cheng ona destek olmuştu sonra wei ying lan Qiren'e döndü ve selam verdi;
umarım tatmin olmuşsunuzdur. İnşallah ben dinlenirken lanzhan ceza vermezsiniz yoksa burda ki herkes sözünüzde durmadığınızı anlar.

      Wei ying sözleri bitince lanzhan'a döndü hiç acı çekmemiş gibi ona en sıcak ve samimi gülümsemesini verdi;
Seni zor durumda bıraktığım için özür dilerim lanzhan, umarım arkadaş kalmaya devam ederiz.

         Sonra Jiang cheng'e tutunarak oradan ayrıldı. Yoldan Jiang cheng'e bugün olanları ablasına anlatmaması için tembihliyordu. Jiang Cheng;
tamam tamam ama sende bir daha böyle bir şey yapma eğer yaparsan seni orda ölüme terk ederim
    Wei wuxian;
Bunun için söz veremem biliyorsun bela beni çekiyor neyse hadi odaya dönelim çünkü ben daha fa... Fazla .
     Jiang Cheng;
WEİ WUXİAN!!!
  
            Wei ying cümlesini tamamlayamadan düşüp bayılmıştı. Jiang Cheng endişelenmiş ve hemen sırtına alıp odalarına götürmüştü. Lanzhan odasına döndüğünde hızla atan kalbine engel olamamış ve wei ying'in son söylediklerini düşünüyordu o kadar yaraya rağmen onu düşünmüştü ve nolursa olsun ona gülümsemişti. Şuan deliler gibi onu görmek istiyordu nasıl olduğunu merak ediyordu ama nasıl yani gidecekti ki sonra aklına bir fikir gelmişti hemen odasından çıktı. Jiang Cheng wei ying'in yaralarına bakarken kapı çalmaya başladı. Ayağa kalkıp kapıyı açınca gördüğü yüzle sinirlense de bunu belli etmemişti. Lanzhan lafa girdi;
O nasıl? Biraz şifalı ot ve sıcak su getirdim pansuman yapalım.
      Jiang Cheng;
yolun yarısında bayıldı bende onu taşıdım tam yaralarına bakıyordum bende gir.
  
          Lanzhan içeri girdiğinde gördüğü manzara ile dona kalmıştı. Wei ying yüz üstü yatıyordu ve kandan sırtı görünmüyordu. Lanzhan sebebini bilmez bir şekilde korktuğunu hissetti hemen wei ying'in yanına çökmüş ve ona ruhsal güç aktarmaya başlamıştı. Jiang Cheng dikkatle onu izliyordu biraz sonra wei ying gözlerini açmaya başlamıştı gördüğü yüz ile irkildi ve mırıldanmaya başladı;
Lanzhan, sen misin ? ama senin burda ne işin var?
       Lanzhan;
wei ying kendini yorma şimdi yaralarını saracağım ( sonra Jiang cheng'e döndü) onunla ben ilgilenirim git biraz hava al.

HİDDEN SECRETS (saklı sırlar)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin