6.Bölüm

266 21 22
                                    

          Malum olaylar silsilesi akşamı lan xicheng Jiang cheng'i kaldığı odanın kapısına kadar eşlik etmişti, ne kadar ayrılmak istemeseler de onları gecenin bu saatinde kim görse aralarındaki şeyler açığa çıkabilirdi.
     
          Jiang Cheng içeri girdiğinde wei wuxian'ın her zamankinden tuhaf göründüğünü fark etti çünkü;

          Masanın kenarına oturmuş eli alnında başını ovaliyordu belli ki derin düşüncelere dalmıştı ama bu hiç wei wuxianlık değildi, sanki onun yaratılış fıtratına tersti.

           Jiang Cheng yavaşca masaya yaklaştı ve wei ying'in yanına oturdu ama garip bir şekilde wei ying hâlâ farkında değildi elini omzuna attı bunu beklemeyen wei ying hemen irkildi;
ah!! Noluyor?(Jiang Cheng olduğunu anlayınca farklı bir cümleyle devam etti) sen ne yapıyorsun?
Jiang Cheng;
Asıl sen ne yapıyorsun bu surat ne lotus koyunda sandalın mı battı?  ve bu kadar dikkatle ne düşünüyorsun?

             Wei ying dikkatle Jiang Cheng'i süzdü asıl tuhaf olan oydu bence diye düşündü ama bunun hakkında konuşmak istemiyordu;
Sanane hem sen  önce şu yüzünde ki sırıtmayi sil o zaman konuşuruz kim tuhaf diye.

               Jiang Cheng wei ying'in söylediklerinde tuhaf hissetmiş ve elini fark etmeden ağzına götürmüştü gerçekten sırıtıyor muydu birden ne yaptığını fark edip hemen elini indirdi ve;
Öff!!size de yaranılmıyor bütün gün kaş çatınca kızarsınız, gülümseyince tuhaf dersiniz. Neyse sen soruma cevap ver yine ne halt yaptın da cezanı düşünüyorsun.
Wei ying;
Kim hata yapmış ben mi? Bu sefer ben değil o...
        
          Wei ying bir an duraksadı ne diyecekti hem lanzhan hata yapmamıştı ki ama bugün olanları Jiang cheng'e anlatmalı mıydı. Hem fikrini de sorardı. Nedense bu düşünceye sıcak bakmadı gerçekten fikir almak için  birisine anlatmalıydı ama kime bu sırada Jiang Cheng yine konuştu;
neden sustun. Bana anlatabilirsin bir şey mi oldu doğruyu söyle birisiyle mı kavga ettim?

            Jiang Cheng konuşunca wei ying'in tekrar kalbi yumuşamıştı sanki ama bunu şimdi Jiang cheng'e anlatabileceğini sanmıyordu.Weiying;
Aslında evet ama bunu sana nasıl anlatacağımı bilmiyorum.

             Wei ying'in cümlesi Jiang cheng'e "kardeşi olmama rağmen bana anlatmıyor, anlaşıldı abim anlatmıyorsa kesin benim cevap verebileceğim bir mesele değil o zaman..." Jiang Cheng aklına gelen fikirle aydınlanma yaşadı;
jiêjiê!!!
Wei ying;
Ne?
Jiang Cheng;
Diyorum ki bana anlatamıyorsan o zaman jiêjiê'ye anlatabilirsin

              Bunu duyunca wei ying neden daha önce düşünemediğini sorguladı hızla Jiang cheng'e döndü;
Sen tam bir zeka küpüsün kimin kardeşin olduğu belli
Jiang Cheng;
Bilmediğim bir şey söyle😎

            Wei ying bir hışimla kalkınca Jiang Cheng kolunu tuttu;
Nereye gidiyorsun?
Wei ying;
Nereye sanıyorsun tabi ki jiêjiê'nin yanına.
Jiang Cheng;
Saat kaç haberin var mı? Yasak başladı.
Wei ying;
Banane benim işim yasaktan daha önemli.

           Wei ying elini kurtardı ve kaçtı Jiang Cheng arkasından baka kalmıştı.

           Kadınların bölümü erkeklerin biraz ilerisinde kaldığı için gizlice karanlıklarda saklana saklana gidiyordu, bir iki gusu nöbetçisinden de kaçmayı başararak kadınların kısmına girmişti yanlış hatırlamıyorsa ablası 34 nolu odada kalıyordu yani kuzeydeki odalardan birinde olmalıydı yönünü kuzeye çevirdi ve çatılardan adım sesleri bile duyulmayacak hızla geçti. Ablasının kaldığı odanın kapısına varmıştı bile yavaşca kapıya 3 defa tıklatmisti bu ablasıyla aralarındaki şifreydi Jiang Cheng ya da o ablalarına bir şey danışmak istese lotus koyunda hep bu şifreyi kullanırlardı.

HİDDEN SECRETS (saklı sırlar)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin