7.Bölüm

245 23 32
                                    

Lanzhan ne kadar geç yatarsa yatsın kurulu alarm gibi dakikti tam 5'te gözlerini açmaya başlamıştı. Diğer günlerden farklı bir şekilde üstünde kıpırtı hissediyordu. Sonra göğsünde ki başı ve o güzel yüzü görünce dünkü anılar zihninin içinde dolaşmaya hatta koşu turu atmaya başlamıştı. Yavaşca yüzünde aydınlanan bir gülümsemeyle hâlâ yaşadıklarına inanamıyordu, wei ying'i dikkatle süzdü, gece ilerleyen saatlerinde daha delice yatmaya başlamıştı hal bu olunca lanzhan uyandığında wei ying'in bir bacağını üzerine attığını fark etmişti.

Öyle tatlıydı ki saçlarına hafif bir öpücük kondurup bir süre onun nefes alıp verişini dinledi ama kalmaları gerektiğini biliyordu çünkü hem dersleri vardı, hem de wei ying onun odasından çıkarken birisi görse bu ikisi içinde iyi olmayabilirdi, yavaşca wei ying'i üstünden kaldırmaya çalıştı ama wei ying daha sıkı sarılıyordu, aynı zamanda da bir şeyler mırıldanıyordu ne mırıldandığını anlayamasa da gittikçe daha tatlı oluyordu.

Gerçekten onu yemek istiyordu,ama bunu yapamayacağını biliyordu. Kendine hakim oldu ve bu seferde yanağına bir öpücük kondurdu ve yavaşça seslenmeye başladı;
-wei ying hadi kalk, wei ying... wei ying!( Lanzhan işe yaramadığını anlayınca omuzlarından tuttu ve biraz daha sesini yükselterek) WEİ YİNG!!..

Wei ying yavaş yavaş kendine gelmeye başlamıştı. Gözleri netliğini kazanırken önünde ona dikkatle bakan bir çift altın sarısı gözü algılamaya çalışıyordu. Onun kim olduğunu anladığında nasıl yataktan aşağı düştüğünü bilmiyordu.

Lanzhan böyle birşey beklemediğinden hızlıca elini uzatan da sadece kafasını çarpmasını engelleyen bilmişti. Hemen endişeyle;
-wei ying iyi misin? Bir yerine birşey oldu mu?

Wei ying hâlâ aval aval lanzhan'ın suratına bakıyordu birden o kafa karışıklığı ile sordu;
-lanzhan dün olanlar gerçek miydi? Yoksa rüya mı gördüm? Eğer rüya gördüm benim burda ne işim var?

Ne dediğini kendi bile anlayamasa da lanzhan aynı şeyi kendi de yaşadığı için hemen olayı kavramıştı.

Lanzhan'ın bir eli hala wei ying'in basının altındaydı o yüzden diğer elini yanağına koydu ve;
-Hepsi gerçekti, bende rüya gördüm sandım ama bak ikimizde buradayız.

Wei ying hemen ifadesini düzeltip parlak bir gülümseme sundu lanzhan'a, rüya olmadığına o kadar mutluydu ki uzandı ve lanzhan'ın dudaklarına bir öpücük kondurdu.

Ayağı kalktı sonra elini lanzhan'a uzattı, lanzhan kendine uzatılan eli tuttu ayağa kalktı ve wei ying'i belinden tutup kendine yapıştırdı yine dudaklarını birleştirdi.

Lanzhan'ın bırakmaya niyeti yok gibiydi, hoş wei ying halinden memnundu, bu aşık lanzhan'ı çok sevmişti çünkü sürekli kendisini şaşırtıyordu. Lanzhan en sonunda dudaklarını ayırdı ve;
- Beni kışkırtma! Yoksa seni bırakmam.
Wei ying;
-o zaman bırakma.
Lanzhan;
-isterdim ama hazırlamamız lazım ama önce senin gizlice gitmeden gerekiyor, yoksa yakalanırız.
Wei ying;
-bu konuda haklı olabilirsin yakalanırsak amcan neler yapar neler hem benim gibi birisiyle olmam seni riske atar.
Lanzhan;
-ben seni seviyorum kimseyi ilgilendirmez ama amcanın gerçekten neler yapacağını kestiremem
Wei ying;
-O zaman aramızdaki zamanı gelene dek sır kalacak.
Lanzhan;
-Tamam bunları sonra konuşuruz hadi çabuk git...

Wei ying ona çapkın bir bakış atıp hemen jingshi den kaçtı gizlice görevliler atlatıp odasına döndü ve Jiang cheng'in odada olmadığını farketti tam nerede olduğunu düşünürken ders çanı çaldı.

Hazırlanmaya başladı ve sınıfta doğru yürümeye başladı. İçeriye girdiğinde henüz ne lan Qiren ne de lanzhan gelmişti. Biraz ileride tanıdık bir sima görünce hemen yanına gitti.

HİDDEN SECRETS (saklı sırlar)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin