BŞHKM45

4.4K 256 12
                                    

   Bu dünya yolculuğu sandığımız kadar uzun değildi belki de. Biz aciz varlıklar sadece kapılmış gidiyorduk bu oyalayıcı mekana. Sanki ebedi buradaymışız, bir gün bize emanet edilen o son nefesi vermeyecekmişiz gibi yaratılışa aykırı sadece su gibi akıp gidiyorduk. İşte belki de iki cihanda da kazananlar bu dünyada ahireti düşünerek yaşayıp,ez an dünyaya çalıştığı kadar ahirete çalışan insanlardı.

Mert elindeki kahve kupasını burnuna yaklaştırdı ve acı kahve kokusunu içine çekti. Bugün hastanede yoğun bir gün geçiyordu. Üstüne birde 36 saat nöbete tabi olunca kafası ağrımaya başlamıştı.

Hastanede göreve başlamasındaki tek amaç Hamza ile yakın olmaktı. Artık ne o eski Mert'ti ne de Hamza eski Hamza. Evet belki Hamza ile eskisi gibi dost olamazdı ama en azından bu aralarındaki nefretten kurtulmak istiyordu. Zehra onun karısıydı. Evli bir kadına yan güzel bakacak kadar karaktersiz değildi. Evet,vaktiyle Zehra'nın kendisine aşık olması için her şeyini verirdi ama artık geçmişte kalmışta bunlar. Zehra evliydi,hatta anne olacaktı. Mert yeni bir düzen kurma peşindeydi. Herkesle arasını iyi tutup bir kenarda sessizce yaşamını sürmekti derdi. Kimsenin keyfini kaçırmaya niyeti yoktu.

Bir süre sonra odasından ayrılarak labaratuvar katına indi ve hastasının sonuçlarını istedi.

"İstediğim sonuçlar çıktı mı?"

Yorulduğu gözünün çevresindeki mor halkalardan belli olan koyu kahve gözlü sekreter,sakinliklikle bakışlarını bilgisayar ekranına çevirdi ve klavyede gerçekleştirildiği bir kaç işlemden sonra yazıcıdan aldığı kağıtları Mert'e uzattı.

Mert kadına başı ile teşekkür ederken başka bir doktor sonuç istemek için gelmişti. Aslında sonuçlar sisteme düşüyordu ama Mert her zaman kağıt üzerinde inceleme yapmaktan yanaydı.

"Başhekimin sonuçları çıktı mı?"

Mert duyduğu isimle çıkmak üzere olduğu kapıdan geri döndü. Başhekim? Hamza'nın ne sonucu vardı ki?

Biraz sonra sakinlikle tekrar sekreterin yanına geldi diğer doktor meraklı gözlerle yanına yaklaşan Mert'i inceledi.

"Bir sorun mu var doktor bey?"

Mert kendisine soru yönelten doktora döndü ve o sonuçları nasıl alacağını düşünmeye başladı. Aklına gelen fikirle şansını denemek istedi.

"Ali Hamza sonuçlar çıktığında benim almamı istemişti.  O yüzden şaşırdım."

Doktor Mert'in söylediklerine anlam veremedi.

"Başhekimim neden sizden kan sonuçlarını istesin ki? Üstelik alanınız kardiyoloji diye biliyorum."

Mert kendisine inanmamakta ısrar eden doktora karşı giderek sinirlenmeye başlamıştı. Gözlerini kısarak kendisini dikkatlice inceleyen doktora döndü.

"Kendisi en yakın arkadaşım olması münasebetiyle sonuçlara beraber bakacağımızı söylemişti. Eğer daha fazla sorunuz yoksa sonuçları verin ben gideyim."

Doktor Mert'in iğneleyici konuşmasından sonra keyfi kaçmış. Hiçte masum olmayan bakışıyla elindeki kan sonuçlarını Mert'e uzatmıştı.

Mert aynı sert bakışlarla karşısımdaki adama cevap verirken kağıtları sertçe elinden çekerek labaratuvardan ayrıldı. Odasına tekrar çıktığında içerisinin havasız olduğunu farketti ve camları açtı. Soğumaya yüz tutmuş kahvesini eline aldı ve masaya bıraktığı kan sonuçlarını diğer eline aldı.

Bir süre sonra dikkatle okuduğu kağıtlar elinin kuvveti kalmaması sebebi ile yere savruldu. Diğer elinde tuttuğu kupa ise yavaşça parmaklarından kayarak sertçe zemine çarptı ve içindeki kahve fayansa döküldü,  belki de onlarca parçaya ayrılan kupa adeta Mert'in içini anımsatıyordu.

BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora