08.04.2022 03.47

135 5 0
                                    

Siz nasılsınız bilmem ama ben yaşıyorum, sadece nefes alıp veriyorum. Bir duygu, his, uğraş, amaç veya hevesim yok artık. Sadece yaşıyorum. Omuzlarım ağırlaşıyor, nefesim daralıyor, göğsüm sıkışıyor ve gözlerim boşluğa saatlerce dalıp gidiyor. Aklıma küçüklüğüm gelince paramparça oluyorum, o küçücük masum çocuğa neler yaptım ben öyle düşündükçe paramparça oluyorum gözlerim dolup nefesim iyice daralıyor bağıra bağıra ağlamak istiyorum gözümden yaş akmıyor. Tek başıma çok kalabalığım ve o kalabalığın içinde o kadar yanlışlık çekiyorum ki bunu anlayabileceğim bir kelimem yok. Şuan şikayetçi olduğum bu yalnızlıktan memnunum aslında. Bir taraftan da ölüm haberimle herkesin suratının ortasına bir tane patlatasım var ama içimdeki o küçük masum çocuğa nasıl kıyabilirim ki? Gelen geçen elinden geleni ardına koymamış, kimse sen bu yükü taşıyabilir misin dememiş yüklemiş, canım yanıyor diye çığlık çığlığa kaçmaya çalışırken benzin dökmüşler daha da, kimse elinden tutmaya çalışmamış ben nasıl kıyabilirim ona şimdi? Hiçbir şey hissetmeden her gün aynı şeyleri yaparak git gide bir robota dönüştüğüm hayatımda içimdeki çocuk için yaşamaya devam ediyorum son noktaya kadar.
Ama kendime inancım sonsuz. Sonuçta noktadan sonra gelen kelime büyük harfle başlar.

18.47
Küçükken babamla dolaşırken gökyüzünde bir şey dikkatimi çekmişti, bir uçurtma. Daha detaylı baktığım zaman büyük mavi bir uçurtmayı babasıyla uçuran bir çocuğu gördüm. Heyecanla babama dönüp uçurabilir miyiz dediğimde gülerek beni onaylamıştı. O günden sonra uzun yıllarca babamı hiç görmedim. Bugün o çok sevdiğim uçurtmayı arkadaşıma yoğun ısrarlarımı doğrultarak uçurdum. Ama sol tarafımdaki boşluk bir nebze bile olsun dolmamıştı. Teşekkür ederim hayat...

Bir Bipoların GünlüğüWhere stories live. Discover now