2.1

527 31 11
                                    



iyi okumalar!


***


"Chae?" başımı hızlıca arkama çevirdim ve nefes nefese yaklaşan Jungkook'u gördüm. Onu endişelendirdiğimin farkındaydım. Sadece o da değil hepsini endişelendirmiştim. Elimde olan bir şey değildi, okuluma kadar kayıt yaptıracağını düşünmemiştim. Leo lise son zamanlarımda bana takıntılık etmiş ve işin sonunda tacize kadar gitmişti. Yalnız başıma bir yere gidemiyordum, psikolojik olarak çökmüştüm. Sürekli kabuslar görüp ağlıyordum. Beni sevenler desteklerini hiç esirgememişti. Sonra artık aileme söyleme kararı aldığımda birdenbire ortadan kaybolmuştu, ta ki o mesajı atana kadar. Bugün de okulum da kayıt oluşturmuş ve yanıma gelmişti. Eskisi gibi olmadığını bana karışmayacağını söylemişti fakat o yüz ifadesindeki yaramazlığı görmüştüm. Abimle aynı okulda okuduğum için ona güveniyordum, diğerlerinin  de beni yalnız bırakmayacağını biliyordum. Yine de kendimi kötü hissetmiş ve korkmuştum. Neyse ki Jin okulun yakınlarında olduğunu söyleyince beni almasını istemiştim. Şimdi de burada rahat nefesler almaya çalışıyordum.

Jungkook'un kollarını belime dolayıp sımsıkı sarıldığında kollarımı boynuna dolayarak karşılık verdim. Şu an yanımda olması bana güç veriyordu. Onu gerçekten çok seviyordum, bana kızmasına bir şey demeyecektim. Haklıydı, söylemem gerekiyordu. "Sana bir şey yapmadı değil mi?"

Başımı boynuna yasladım. "Hayır." kokusunu, varlığını hissetmek bana o kadar iyi gelmişti ki. Aklımda Leo ile ilgili olan her şey silinmiş gitmişti. 

"Sana bir şey yapacak diye ödüm kopuyor." dedikten sonra saçlarımın arasına küçük bir öpücük bıraktı. Ben de korkuyordum, bana veya çevremden birisi onun yüzünden zarar görür diye korkuyordum. "Yanından bir saniye ayrılmayacağım, canım pahasına seni koruyacağım güzelim." boynundaki kollarımı sıkılaştırarak ona biraz daha sokuldum. 

"Endişelendirdiğim için özür dilerim, ne yapacağımı bilemedim. Çok özür dilerim, Jungkook." konuşmamı bitirir bitirmez ağlamaya başladım. 

"Ağlama güzelim, ben senin üzerine geldim. Sen benim her şeyimsin, sadece eskiden yaşadıklarını yaşayabileceğin aklıma geldi. Delirdim, korkacaksın, üzüleceksin diye kafayı yedim. Ama seni hep koruyacağım." kendini de korumalıydı, benden çok kendi için çabalamalıydı. Akan burnumu gömleğine sildim. Gülerek geri çekildiğinde onun gülüşüne gülümsedim. O böyle olduğunda kalbim ferahlıyordu, iyi olduğunu hissedebilmek çok güzeldi. "Sümüklü seni, gömleğimi yeni almıştım ama artık senin sümüklerinle doldu." gözlerimin altını silerken yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. 

Kaşlarımı çatarak ona baktım. "Abartma be! Hiç bir şey yok gömleğinde!" dediğimde kocaman bir kahkaha atarak kollarını sıkıca bedenime doladı.

"Her şeyim sana feda olabilir, zaten en önemli organım senin." dediğinde gözlerim doldu beni böyle seviyor olması bazen imkansız geliyordu. Ama gerçekten sevgisini sonuna kadar hissediyordum. 

"Benimki de senin." diye mırıldandım. Bir şey dememişti ama kollarını daha sıkılaştırmıştı.

Uzun bir süre birbirimize sarılı halde durduk. 

Daha sonra aklıma Jimin geldi, o benim ailemdi. O şu an benim için oldukça endişeleniyordu ve beni görmedikçe içi rahat etmeyecekti. Yanına gitmeliydim ve ona kocaman sarılmalıydım. 

"Jungkook, Jimin'in yanına gitmek istiyorum. Kalkalım mı?" aniden ayaklanarak ellerini silkeledi ve elini bana uzattı.

"Seni nereye istersen götürebilirim." gülümsemesine gülümsedim. İyi ki hayatımdaydı, umarım hep benimle kalır ve ömür boyu birbirimizin olurduk. Elini tuttuğumda hızlıca beni kendine çekti. Dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktığında sıkıca sarıldım. Belimden tuttu ve beni havalandırdıktan sonra etrafında döndürmeye başladı. Tabi ki hazırlıksız yakalandığım için küçük bir çığlık atmıştım. 

"Jungkook! Bırak beni!" bir tur daha döndürdükten sonra kucağındayken beni arabasına kadar götürmüş bindirmişti. Aklımdaki her şey silinmişti ve kendimi mutlu hissediyordum. 

Yarım saatin ardından eve geldiğimizde hızlıca inmiş arkamdan kapıyı kapatmayı bile unutmuştum. Üst üste kapı ziline bastım, Jimin kapıyı açtığında kollarımı boynuna dolayarak kucağına atladım. 

"Chae Won!" o da beni sıkıca sarmıştı. "Neredeydin? Endişelendim." arkama memnuniyetsizce baktı. "Bu da mı geldi?" bilerek yaptığı o kadar belliydi ki. Jungkook'un içten içe sinir oluşuna bayılıyor olmalıydı. Kucağından indiğimde dikkat ederek benden kollarını çekti.

"Hadi içeri geçelim." salona geçtiğimizde diğerlerinin de burada olduğunu fark ettim. Her gün beraber de olsalar da bugün farklı bir şey için toplanmışlardı. 

"Chae!" Yoongi hızlıca yanıma yaklaşmış ve sıkıca sarılmıştı. "İyisin değil mi?" geri çekilip gözlerime baktı. Ona gülümsedim ve kafamı sallayarak onayladım. "Seni ayakta bıraktım hadi otur." Jimin'in yanına oturduğumda beni kolunun altına almıştı. 

"Leo geri dönmüş maalesef ve kardeşimi korumam gerekiyor. Sizin de düşünmeden bana yardım edeceğinizi biliyorum. Ama bu pisliği bir yandan alt etmemiz gerekiyor. Bu sefer o bizi değil, biz onu takip edeceğiz. Mutlaka bir açık verecektir. Onu içeri tıkmamız gerekiyor. Chae bir hafta sonra ayağı kırılmış gibi yapacak ve okuldaki kaydını donduracak, onu bir şekilde Leo'nun olduğu çevreden uzak tutmamız gerekiyor." Jimin uzun bir konuşmanın ardından derin bir nefes aldı. Ağzımı açıp bir şey demeyecektim, inkar etmeyecektim. Çünkü zamanında etmiştim ve benim için pek olumlu sonuçlar doğurmamıştı. Benim için ne planlıyorlarsa susacak ve kabullenecektim, çünkü onlara ya da bana zarar verecek diye korkuyordum. "Bu süreçte kendimize dikkat etmeliyiz, şok cihazları sipariş ettim. Kimse yanından ayırmayacak, Chae için ekstra biber gazı vereceğim. Jungkook dışarıda Chae ile çok fazla yakınlaşmayın, o aptalın ne yapacağı belli olmaz. Chae belli etmemek adına cover yayınlamaya devam edecek. Hiçbir şey olmamış gibi davranacağız." Jimin konuşmasını bitirdi. Diğerleri Jimin'i onaylamıştı ve artık bu plana göre hareket edecektik.

"Lütfen beni korumaya çalışırken kendinize dikkat edin, benden çok kendinizi düşünün ve kendinizi koruyun. Sizlere de zarar verebilir, özellikle Jungkook ve Jimin'e söylüyorum. Kahramanlık yapmayın canınızı tehlikeye atmayın, ne olursa olsun yanımda olduğunuzu biliyorum. Sizlerin başına gelebilecek küçücük bir olayda mahvolurum. Şimdiden teşekkür ederim, sizleri çok seviyorum." hepsi gelip bana aynı anda sarıldığında gülümsemiştim. Taehyung gülümseyerek gözümden ne zaman aktığını bilmediğim yaşlarımı silerken Jungkook kaşlarını çatmış poposuyla onu ittirmişti. Onun bu kıskançlığına güldüm. 

Şu an ailem yanımdaydı ve ben kendimi mutlu, huzurlu, güvenli hissediyordum. Ömür boyu onlarla bu aileye sadık kalmak ve korumak istiyordum. Bunun bir sonu olmamasını istiyordum. 

Tanrıya olan dileğimdi. 


***


evetttt ben geldim, kurgum hayrankurgu sıralamasında birinci oldu ve okuması aşırı yükseldi ve bu sanırım sadece 1 ayda oldu, beklediğim bir şey değildi, çünkü üniversiteye gideceğim ve bununla uğraşıp duruyordum. Her neyse aramıza yeni kişiler katıldı onlara hoş geldiniz diyorum. Bitmesine çok bir şey kalmadı, finale kadar texting gelecek. sadece finalden önceki bölüm düzyazı final bölümü texting olacak. Lütfen yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım. beni en çok motive eden şeylerden birisi de bu her neyse bugünlük bu kadar yakında görüşmek üzere!

sizleri seviyorum ve her şey için teşekkürler!

Secret Lover | Jungkook Where stories live. Discover now