7.

73 7 0
                                    

Gözler kalbin aynasıdır arkadaşlar inanmıyorsanız yukarda güzel bir örneği var ;)
~_~_~_~_~_~_~_~_~_~_~_~_~_~

Aynaya baktı, güzel gözüküyordu bir sorun yoktu. Geçen gün aldığı kıyafetleri giymişti ve güzel bir kombin oluşturmuştu. Üstüne adamın beğendiği çiçekli gömleği altına da beyaz bir şort giymişti.

Aslında tarzı buydu böyle şeyler giyerdi. İnsanlar feminen diye tanımlasalarda bu şekilde giyinmeyi seviyordu. Ama iş ortamlarında bu nezaketi gösteremiyordu kendine. Resmi giyinirdi bu yüzden. Tabi ne kadar resmi denilirse.

Takılarını taktığında ve ayakkabılarını giydiğinde hazırdı. Telefonunu alıp aşağıya indi. Louis onu bir saat sonra alacağını söylemişti. Salona girdi ve oyun konsoluyla cebelleşen arkadaşını gördü.

"Hey civciv nasıl olmuşum??"
Niall onun sesini duyduğu an ona dönüp süzdü.
"Her zamanki gibi mükemmelsin kıvırcığım. Gerçekten Bay sevgili Tomlinson'ın güzel bir zevki varmış"
Kıkırdadı Harry.

"Ona ne zaman adıyla seslenmeyi düşünüyorsun?"
Kafasını iki yana salladı Niall.
"Hiç bir zaman"
Gözlerini devirdi.
"Gerçekten..."

Niall ona döndü.
"İki dakika otur da oyun oynayalım o gelene kadar" Yanını patpatladı.
Buna hayır diyemezdi. Heyecanını bir kenara bastırmasını bildiği için hemen diğer konsolada o geçti ve karşılıklı PES attılar. Zamanın ne kadar çabuk geçtiğini anlamamıştı.

Ta ki zil çalana kadar. Kolundaki saate baktı Harry.
"Oh gelmiş olmalı, görüşürüz Niall. Güzel yenilmelere"
"Kapa çeneni!"
Arkasından çemkirmesine güldü. Gidip kapıyı açtı ve karşısında siyah gömlekli, altına aynı renkte olan bir kumaş pantolon ve üstünde gri ceketli bir Louis karşılamıştı.

'Lanet olsun ateş ediyor resmen!' Hayranlıkla onu süzdü Harry. Adama baktığında da kendinden farksız olduğunu gördü. Hiç beklemeden dışarı adımladı kapıyı kapatıp adama döndü. Louis hala onu yiyecek gibi bakıyordu.

Ah hadi ama karşısında mankenlere taş çıkartacak seviyede bir çocuk vardı, nasıl bakmasındı ki?
Belinden tutup kendine çekti Louis. Eğilip boynuna bir öpücük bıraktı. Dün görüşmelerine rağmen özlemişti. Hemde her şeyini.

"Mükemmelsin Harold"
Yanaklarına kan fışkırmıştı çocuğun. Bu görüntüyü saatlerce oturup izleyebilirdi.
"Teşekkürler...sende öyle"
Gülümsedi ve burnuna küçük bir buse bıraktı.
"Beni her zaman büyülemeyi başarıyorsun"
Kafasını adamın göğsüne koydu.

"Louis utanıyorum yapma"
Adamın kıkırtısı kulaklarını doldurmuştu.
"Tamam tamam bir şey demedim hadi gidelim"
Arabaya yürüdüklerinde Louis ondan önce davranıp kapısını açtı. Çocuk gülümsediğinde oda gülümsedi. İkiside yerlerini aldığında partinin olduğu yere sürmeye başladı.

"Seni Zayn ve Liam ile tanıştıracağım. Umarım bir sakıncası olmaz"
Radyodan sakin bir şarkı açıp adama döndü.
"Hayır olmaz, niye ki?"
Derin bir nefes verir.
"Beni bu denli değiştiren insanı yakından tanımak istiyorlarmış, kendileri dediler"

Utanmaya başlamıştı. Artık bunu yıkmanın vaktinin geldiğini düşünüyordu Harry, yoksa her adam güzel bir şey dediğinde utanacaksa çok işi vardı.
"Yaa ama ben bir şey yapmadım ki"
"Sen öyle san Harold. Her neyse, Zayn ile iyi anlaşırsın. Seni önceden uyarıyorum benimle alakalı başını şişirebilir dikkatli ol"

Dediğine güldü Harry. Hayır, kesinlikle adam ile ilgiliyse hayatta sıkılmazdı. Onun hakkında bir şeyler öğrenmek mükemmel bir aktiviteydi.
"Sorun değil Lou. Keyif bile alırım"
Gülümsedi. İçindeki vicdan azabı gittikçe büyüyordu. Ama şimdilik her zaman yaptığı gibi bunu geri plana attı. Bugünün güzel geçmesini istiyordu. Parti yerine gelmişlerdi.

Star OF DarknessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin