ZARFLANMIŞ MEKTUP

23 5 2
                                    

Bölüm Şarkısı: SYML- WHERE'S MY LOVE

{1 Yıl Önce 26 Eylül

Genç kız eşyaları parçalayanın annesi olduğunu biliyordu. Çığlıklarına eşlik eden aşağılamaları eşyaların parçalanmasıyla bölünüyordu. Bu bir kriz olmalıydı. Keşke kendisi de annesi gibi çıldırabilseydi. Babasının, annesinin bu saldırganlığını alttan almaması yüzsüzlüğünün ebedi kanıtıydı. Kadının aldatıldığını acı bir şekilde öğrenmesini adeta görmezden gelerek karşılık veriyordu. Abisinin de buna sinirlenen tavırlarını gözünde canlanabiliyordu. Acar'ın öfkesinin babasınınkini ezip geçebileceğine şüphe yoktu.

Kendisi ise geniş yatağında bağdaş kurmuş, ebevyinlerinin evlilikleri gibi evlerinin başlarına yıkılmalarını büyük bir sakinlikle karşılıyordu. Kulaklarını kapatma gereksinimi duymadan, kendine ayırdığı bugünün kıyamete dönüşmesini zevkle dinledi.

Dakikalar geçti. Beste bakışlarını yanı başındaki saate çevirdiğinde 15.43 olduğunu gördü. Kayıtlara geçsin Kor evinde 15.43 de bir kıyamet koptu. Herkes bu kıyametten pay çıkarsa da öznesi sadece Beste olacaktı. Bir süre sonra kapı çarpıldı. Gidenin babası olduğunu anladı. Ardından annesinin bağırışlarla Acar'ı da evden kovduğunu duydu. Şüphesiz kadın acıdan ne yaptığını bilmiyordu.

Acar gideceği yeri biliyordu ve birisine ihtiyacı vardı. Yalnız kalırsa ne yapacağını kestiremiyordu çünkü son zamanlar oldukça zor geçmişti. Telefonunu çıkardığında saat 16.00'yı geçiyordu ve hiç düşünmeden Sesil'e o mesajı attı. 'Bu akşam. Garam tepesindeki ahşap evde...'

Aradan geçen saatlerde ev oldukça sessizleşmişti. Muhtemelen annesi kırabileceği bir şey bulamıyordu artık ya da yorgun düşmüştü.

Sessizliğini ise kimse sorun etmemişti. Gelip ona neler olduğunu açıklayan yoktu. Hoş, ceset gibi geçirdiği onca günde de kimse onu fark etmemişti. Garipsemedi.

Hava yeni kararmıştı. Zaten odasının ışığını açmıyordu, gündüzleri ise perdeleri kapalıydı. Yani karanlığa alışmıştı. Üstelik o karanlıktan korkan bir insandı.

İnsanın korktuğu her şey başına gelince korkusuzlaşırmış. Bu hayatı terk etmeden önce öğrendiği son şeydi.

Önünde duran zarfı eline aldı. Bunu yazması birkaç uzun gece sürmüştü. Bu da demekti ki, yapacakları fevri verdiği bir karar değildi. O uzun zaman önce ölmüştü. Ruhu gitmişti, sıra bedenindeydi.

Komodininin çekmecesini açtı ve altındaki ahşabı kaldırdı. Buradan her zaman memnuniyet duymamıştı ta ki orayı gizli bir bölme olarak kullanması gerekene kadar. İçindeki ufak tefek ve saklamaya artık gerek duymadığı bazı eşyaları çıkardı ve zarfı oraya bıraktı. Tekrar ahşabı üzerine kapattığında, onun için çabalayacak bir kişi olmasını ve bu mektubu bulmasını umdu.

Telefonuna uzandı ve saatin 18.31 olduğunu gördü. Kendine bir vakit belirlememişti ama zamanının daraldığını hissediyordu. Rehberden Sesil'in adını buldu. Arama ekranına onunla samimi bir fotoğrafını koymuştu. Bu fotoğrafın aynısından 6 yaşındayken de çekildikleri için özel buluyordu. Fotoğrafı gördüğünde gözleri doldu, görüşü bulanıklaştı ve bakışlarını karanlık tavana çevirdi. Sesil onun kız kardeşi ve belki de mümkünse daha ötesiydi.

Yeniden görüşü netleştiğinde ekrana döndü ve arama tuşuna bastı. Fakat arama kısa bir çalışın ardından meşgule düştü. Hemen sonrasında hızlı bir mesaj cevabı geldi. Beste bu anı yaşarken göz yaşları hızla akıyordu. Arkadaşına kızmadı ama sesini son kez duymayı dilemişti.

MİNVALWhere stories live. Discover now