6. bölüm

663 69 248
                                    


"Bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum Chaeyoung" gülmek istediği zaman canı acımış olmalı ki elini yüzüne götürmüştü "arkadaşımın motorundan düştüm" yalan söylüyordu. Yalan söylediğine emindim.

"Yalan söyleme" güneş dağların arkasına saklanmadan son bir kez bakmıştım. "Kıyafetlerin oldukça temiz olan sadece yüzüne olmuş ne olduğunu anlatır mısın?" sesimdeki merakı belli edercesine konuşmuştum.

"Hassiktir hiç dedektif falan olmayı düşündün mü?" Ayağa kalkıp eline votka şişesi almıştı. Votkayı su gibi içtiğine bakarsak gerçekten alışmış olmalıydı. "Buraya beni sorguya çekmeye geldiysen defolup gidebilirsin"

Gitmeyecektim. Onun hakkında öğrenmek istiyordum. İçimdeki merak beni öldürmeden her şeyi öğrenmek istiyordum. Bunu neden yaptığımı bile anlamıyordum ama onu tanımak istiyordum. Somi veya onun annesiyle de ilgilenebilirdim ama ilgilenmek istediğim kişi Mina'ydı. Çünkü duygularıyla baş edemediği ortadaydı.

Elindeki votka şişesini bana doğru uzatmıştı bense hiç düşünmeden elinden alıp büyük bir yudum almıştım. Boğazımı yakarken yüzüme yansımış olacak ki Mina gülmüş sonra kesik olan elimi işaret etmişti. "Yerdeki camları toplamaya çalışınca kestim" öylesine mırıldanıp votkadan bir yudum daha almıştım.

"Ne camı?" Elimdeki votkayı geri almıştı.

"Kırdığın tabağın parçaları"

"Siktir sen iyi misin?" elimi hemen elleri arasına almıştı. Bu kadar fazla küfür kullandığını gerçekten bilmiyordum. Gözlerim onun ellerine odaklanmıştı. Kesikler, kir ve kurumuş kan lekeleriyle doluydu. Sonra tekrar yüzüne bakmıştım. Benim düşündüğümden çok daha kötüydü. Bu sefer patlamış ve şişmiş dudağına bakmıştım.

Mina da gözünü ellerimden çekip gözlerime kilitlemişti. Çok yakın oturuyorduk. Bedenim ne kadar dönmek istese bile yapmayacaktım. Nefesi bir çeşit sigara ve alkol kokuyordu. Gözlerimi ondan ayırmıyordum ve bu biraz garip hissettiriyordu.

Her şey çok garipti. Mina hâlâ kesik olan elimi tutuyordu. Sonunda boğazını temizleyip kendisini biraz arkaya çekmişti. Aramızdaki tansiyon çok büyüktü ve sanki ikimizi de durduran bir duvar vardı. İkimizi de donduran bir duvar.

"Bir kavgaya mı karıştın?" ateşe biraz daha yaklaşmıştım. Mina'ysa içkisinden bir yudum daha almıştı. Nasıl bu kadar fazla içip hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyordu? Yanaklarımın yandığını hissediyordum ama bu alkolün değil de daha çok bir insanın etkisiydi. "Neden umursuyorsun?" İç çekip elindeki şişeyi ortamıza koymuştu.

Şişeyi alıp tekrar büyük bir yudum almıştım "sadece merak ediyorum" bu sefer bana şok olmuş gibi bakıyordu "ne?"

"senin gibi birisinin bu kadar fazla içtiğini bilmiyordum" elimdeki şişeyi tekrar geri almıştı. Benim gibi birisi? "ve sorunun cevabı evet" yerdeki odun parçalarından alıp ateşin içine atmaya devam etmişti. Üstündeki kıyafetler kan içindeydi.

"Neden?" boğazım hâlâ içkinin ağırlığıyla yanıyordu "bu yüzden mi iki gündür yoksun?"

"Neden bu kadar fazla soru sorup duruyorsun? Bu kadar meraklı olma"

"Çok kötü çünkü öyleyim" hiçbir şey söylemediği için bu sefer farklı bir konu açmak istemiştim "Somi'nin söylediği şeyler için özür dilerim" o sözleri aniden söylemesi hiç doğru değildi.

"Gerçekten onun bu kadar çocuk olduğunu bilmiyordum ne yani seni yanıma benden özür dilemen için mi gönderdi? Gerçekten bunun için mi buradasın? Bana acımak için mi?" Bu sefer sesi gerçekten kaba ve yüksekti ve benim panik olmamı sağlıyordu "sadece git Chaeyoung" daha sakin söyleyip başka tarafa bakmıştı.

bedelli | michaengWhere stories live. Discover now