|30| Final, Jeon Ve Kim Ailesi

13.4K 1K 763
                                    

Merhabalar.

Finale gelmiş bulunmaktayız. 5k'lık bir final ve beklentileri karşılayacağını düşünüyorum.

Üç buçuk yaşındaki bir çocuk ne kadar güzel ve düzgün konuşabilir hiçbir fikrim yok ama çiftimizin oğlu bal gibi konuşuyor. Kurgu olduğu için çok takılmayacağınızı umuyorum.

Bu kurgudaki son yazım değil. Özel bölüm atmayı düşünüyorum ama ne zaman olur bilmiyorum. Ayrıca birkaç hafta içinde yeni bir kurgu yayınlayacağım ve bu kurguda reklamını yapacağım eheh.

Buraya kadar geldiğiniz, geldiğimiz için çok mutluyum ve bu kurguya destek veren herkese bir sürü mor kalp gönderiyorum.

İyi okumalar <3

•••

İki buçuk yıl sonra

"Levien, neden ağlıyorsun bebeğim?"

Kollarını bana doğru uzatıp dudaklarını büze büze ağlayan bebeğimi kucağıma alır almaz yanağını omzuma yaslayıp evimizin kapalı dış kapısına baktı. İşaret parmağıyla kapıyı gösterdiğinde sorunun ne olduğunu kolayca anladım. En sevdiği babası on dakika önce işe gitmişti ve o şimdiden mızmızlanmaya başlamıştı. Neyse ki bugün Taehyung'un sadece iki dersi vardı ve erken gelecekti. Aksi takdirde akşam o gelene kadar Levien'in mızmızlanmalarını çekecektim.

"Baba." Dedi büzdüğü dudaklarıyla. Yine tekrarladığında derin bir nefes aldım. Taehyung'a olan düşkünlüğü beni deli ediyordu.

"Aşkım, baba şu an yok. Ama gelecek, söz." Deyip yanağından öptüğümde kafasını omzuma atıp umutsuzlukla kapıyı izlemeye devam etti. Onun bu tatlı haline gülerken salona geçip koltuğa oturdum. Televizyondan Levien'in en sevdiği, çocuklara kötü örnek olacak bir durum içermeyen çizgi filmi açtığımda kucağımda televizyona doğru dönüp sessiz sessiz çizgifilmini izlemeye başladı. Ben de ona ayak uydurup onun yanında olduğumu hissetsin, ilgisiz kalmadığını anlasın diye çizgi filmi onunla beraber izlemeye başladım.

Levien'in ilgisiz büyümesinden çok korkuyordum. Çevremizdeki çoğu aile çocuklarına karşı ilgisiz ve umursamazdı. Ben bir psikolog olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirdim ki ilgisiz ve umursanmadan büyüyen çocukların ergenliğinde ve yetişkinliğinde psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkıyordu. Çocuğun eline her dakika sussun diye telefon sıkıştırılması, ebeveynlerin çocukları dışındaki aktiviteleriyle daha çok ilgilenmesi, çocuğun yaşına göre duygularını ve sözlerini dikkate alınmaması bile çocuklarda kötü bir etki bırakabiliyordu.

Çocuklar çok hassastı. En kalıcı hasarlar çocukken alınıyordu ve yetişkin olduklarında bu hasarlar bir anda ortaya çıkabiliyordu.

Biyolojik ailesi tarafından daha bir yaşında olmasına rağmen yurda bırakılan bir çocuk, eğer bizim tarafımızdan evlat edinilmeseydi ne olacaktı? Taehyung gibi yurtta büyüyecek, kendi ayakları üzerinde durabilecek miydi? Ya da kötü yerlere düşüp perişan bir hayat mı yaşayacaktı? Onu ikinci seçenekten kurtarmak zorundaydık. Onun hayatını kurtarmak zorundaydım.

İki buçuk yıl önce, yani yirmi dördümdeyken başlamıştı her şey. Mezun olduktan birkaç ay sonra, yirmi beş yaşıma girmeme günler kalmışken buraya taşınmanın zamanı gelmişti. Çünkü yeni bir dönem başlayacaktı ve Taehyung ne yapacağını bilmiyordu. O yaz eğer buraya taşınıp işlerimizi halletmezsek bir yıl daha orada kalmak zorundaydık. Çünkü Taehyung orada profesörlük yapmak zorunda kalacaktı. Ve ben bir yıl daha beklemek istememiştim.

RL Where stories live. Discover now