2

376 41 59
                                    

2

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

2. BÖLÜM: FUSHİGURO AİLESİNİN SON VARİSİ, YŪJİ'NİN BABASININ KÜLLERİ

Ben öyle çok zeki bir adam değilimdir. Ortalamanın çok da üstünde olmadığıma eminim daha çok kas gücüme gücüme güvenirim ama bu beni aşağı yukarı 10 dakika önce Jougo'nun yanına oturtan mafyatik tiplerin arasındayken pek geçerli sayılmazdı. Zira uzun siyah saçlı "omega bile olmayan" adamla göz göze geldiğimde ayvayı tümden yuttuğumu anlamam uzun sürmemişti, hatta ortalamanın altında olsaydım bile bunu kolaylıkla anlardım. Oturtulduğum yerden bakışlarımı kaldırıp bana ters ters bakanları inceledim. Aralarında iki de kadın olan bir sürü garip adamlardı bunlar ve çoğunun yüzünde bile yara izleri vardı. 3 sene sonra ilk kez işim dışında bir yere gitmek için evden çıkmış sonra yakuzalara bulaşmıştım ve bu durumdan kurtulmak için tüm zekamı burada harcamam gerekiyor gibi görünüyordu.

Az önce şu an yanımda yatan herifi vuran kadın direkt gözlerime baktığında içimin ürperdiğini hissederek kaşlarımı kaldırdım. "Adın ne senin?" dedi. konuşursam benim de kafama sıkar mı acaba, sorusu beynimi yese de konuşmazsam canları sıkılırmış gibi hissettiğimden tüm cesaretimi içimde toparlayıp ses tellerime yükledim. "İtadori Yuuji!"

Siyah uzun saçlı olanın yüzü buruştu, kahverengi küt saçlı kız önünde kavuşturduğu kollarını açarken "Bağırmana gerek yoktu." dediğinde sesimin yüksek çıktığını anlasam da yeniden yeşil saçlı olana döndüm, hala bana bakıyordu. "Ne işin var burada?" dedi. Onu ben de bilmiyorum, cidden ne işim vardı benim burada. Benimle konuşan karı az önce bir adamı vurmuştu ve çevremdeki heriflerin tamamı mafyatik tiplerdi anamı bellemeleri an meselesiydi ve ben doğru cevabın ne olduğundan pek emin değildim.

"Eve dönüyordum, sesleri duyunca meraklandım." dedim. "Genelde kilitli olur da bu depo, açık olunca acaba içeride bir şey mi oluyor diye kontrol etmek istedim." Bir süre sessizce bana baktı, yanılmıyorsam yalan söyleyip söylemediğimi anlamaya çalışıyordu. "Buralarda mı yaşıyorsun, ikincil cinsiyetin ne?" dedi çok da kısa olmayan bir sessizliğin sonunda. Jougo'dan akmış kan tüm kot pantolonuma bulaşmıştı ve ben kusmak istiyordum, yanımda bir ceset olduğunu düşünmek beni dehşete düşürüyordu; midem ağzımdaydı ama kendi hayatımın da az sonra sona erebileceği korkusu beynimde az önce zarar görmemiş son birkaç nöronu çalıştırmış, hala konuşabilmemi sağlamış gibi görünüyordu. "Bu mahallede yaşıyorum, sokağın sonundaki kreşin sahibiyim, alfayım."

Yine bir sessizlik bürüdü çevreyi, adamlar ve iki kadın kendi aralarında bakıştılar. Bakışlarından hangi anlamı çıkarmam gerektiğini bilmiyordum ama şahit olmamam gereken bir şeye bırakın şahit olmayı tam ortasına dank diye dalmıştım ve bu... Bu öyle bir şeydi işte, nasıl hissettiğimden ben bile emin değildim, kurşun beynime girene kadarki süreç içinde kafatasımı deldiğini hisseder miydim acaba yoksa vurulduğum an ölür müydüm veya burnumu işlerine soktuğum için kestiklerinde acıdan bayılır mıydım; bilmiyordum.

"Bırakın gitsin." dediğinde uzun saçlı adam ağlayarak yalvarmaya başlamak üzereydim, dediklerini idrak etmek birkaç saniyemi aldı. "Emin misiniz küçük efendi?" dedi arkalardan bir adam, sana ne be salak herif bırak gideyim işte, burada birkaç dakika daha dursam altıma edeceğim kan kokusu yetmezmiş gibi bir de sidik kokuduna maruz kalmak zorunda olacağız yetmeyecek dayanamayıp kusacağım da, sonra temizle temizleyebilirsen marifetini. "Eminim salak bir şeye benziyor bu." dedi küçük efendi, o sırada yeşil saçlı kadın sertçe arkaya döndü. "Fushiguro ailesinin son varisinin emrini kim sorguladı az önce?" diye gürledi.

Net boku yemiştim bu adamlar öyle basit mafyacılık oynayan tiplerden değil yakuzaydı ben biliyordum Fushiguro ailesini; "Onlara karşı bir hata yapsam ölü babamın külünü bile sikerler bana da oturup izlemek kalır." diyen bir adamla bile tanışmıştım, babamın küllerini güvenceye almam gerekiyordu ters bir şey yapmamak en mantıklısıydı haliyle ben de kurbanlık koyun gibi oturmaya devam ettim.

Fushiguro efendi beni süzdü "kalk git lan artık değiştirmeyeyim fikrimi." dedi. Canıma minnet küçük efendi havla desen kurt halimle köpek sürüsüne bile dahil olurdum, diye düşünürken fırladım ayağa, yanımdaki cesedi görmezden gelmeye çalışarak eğile eğile kapıya yürürken tek gözünün olması gerektiği yerde sadece bir et parçaçığı bulunan bir adam durdurdu beni pantolonumu çıkartmamı söyledi. Dediğini yaptım sonra teşhirci kılığında kaçtım gittim sonra depodan, iki adım ötedeki ağacın altına da midemde olanı olmayanı kustum.

Olayın dehşeti yeni yeni sarıyordu bedenimi zira deponun içindeyken yalnızca soğuk soğuk terlerken şimdi zangır zangır titriyordum bacaklarımda sırf para için öldürülmüş bir adamın kanının lekeleri duruyordu ve kanın kokusu o kadar ağır bir biçimde burnumdaydı ki sanki jougo'nun kanıyla bir havuz doldurmuş içine de beni atmışlar gibi hissediyordum. Kan havuzunun içinde kendimi hayal edince daha fazla kustum, kanın beni tuttuğu yoktu ancak bu başka bir şeydi. kendimi bir nebze toparlayınca üzerindeki kanların kuruduğu çıplak bacaklarım titrerken eve koştum saatlerce yıkandım. yatağıma girdiğimde gün ağarmaya başlamıştı.

Bölük pörçük uyudum, hava kararmaya başlamışken uyandığımda daha da yorgundum. yine de hayatımı kurtarmıştım ve yakuzalarla bir daha karşılaşmayacağıma inanıyordum zira beni serbest bırakmışlardı, bu beni unutacakları alamına geliyordu...

---------------------

Moonhalobi <3

umarım bir şeye benzemiştir bu bölüm.

killing butterflies, itafushiWhere stories live. Discover now