3

16 11 18
                                    

Bisiklet yolu boyunca Tom küçük kardeşinin sorusunu düşündü, genelde şarkılar söyleyerek kendini rahatlatan Tom bu defa işin içinden çıkmaz olmuştu. Küçük bedeninin yorgunluğunun üstüne birde bunlar eklenmişti. Bert ise sorduklarından pişman ağabeyini güldürmeye çalışır şekilde ona sarılıyor
"Pedallara ayaklarım yetişeceği vakit ben süreceğim Tom. Senin gibi güçlü ve hızlı bir şekilde süreceğim." Diyor ağabeyine daha çok yaklaşıp onun yanaklarından öpüyordu. Yumuşak kalpli Tom kardeşinin bu davranışa karşı nasıl kırgın kalabilirdi ki?

İki kardeş, iki yıldır yalnız başlarına yaşıyorlardı bu yüzden birbirlerinin her şeyi hâline gelmişlerdi. Aynı ruha sahip iki beden gibiydiler. Bert'in gözleri yeşil idi tıpkı annesinin gözleri gibi bu bilgiyi babasından öğrenmişti hiç görmediği annesine benzemek onu çok mutlu ediyordu. Tom'un gözleri ise kahverengiydi hatta birazda bal rengi gibiydi güneşte altın gibi parlayan gözlere sahipti. Sıradaki durakları apartmanda yaşayan bir memurun eviydi.

Çocukların sokaklarda tek dert ettikleri saklambaçta birinci olmak olan sokağa girdiler. Cıvıl cıvıl sesler yükseliyordu sağa sola koşuşturan bu çocuklar Tom ve Bert'i hiç sevmezlerdi. Her posta getirmeye geldiklerinde onları dışlar ve babaları konusunda dalga geçerlerdi. Bugün de şaşırılmayacak şekilde öyle oldu. Tom ve Albert bisikletletinden inip apartman dairesinin girişine doğru ilerlediler. Tüm çocuklar durmuş onları izliyorlardı. İçlerinden en şımarık olanı yanlarına yaklaşarak bağırmaya başladı "İşte çocuklar çöp kokulu iki kardeş geldi!" Sözlere kulaklarını sağır eden kardeşler postayı verip kaçmak istiyorlardı. Fakat acımasız anlayışsız ebeveynlerin eseri olan çocuklar susmadan devam ettiler. "Seni birgün öldüreceğim Bert." Sözlerinin ardından bisikletlerini yokuş aşağı ittirdi. Bisiklet yuvarlana yuvarlana ana caddeye düştü. İki kardeş sinirden,korkudan ve üzüntüden titremeye başladı. Tom koşarak bisikletin peşinden gitmek istedi babasından kalan tek şeydi o bisiklet. Yapamadı,o gücü içinde bulamadı. Sözler altında ezildi,yok oldu. Onlar bağırmaya devam etti "Babanız gibi sizleri de hapise tıkacağız çocuklar,babam bunu yapmak için hazır." Bu cümleleri kuran bir memurun kızıydı. Ağzından neler çıktığını bilmeden konuşuyordu. Tom ve Bert'in dayanılmaz yarası daha çok açıldı. Kan ve gözyaşı olmuştu her yerleri. Elindeki postayı kapıya doğru fırlatan Tom çocuklarına yanına doğru koştu.

Memurun sarı saçlı bakımlı kızına sağlam bir tokat çaktı. Bunu yaparken içindeki acı daha çok açıldı. Yapmak istemiyordu fakat kendini korumak için yapmıştı.. Bert ağabeyine yakın durup kızın saçını çekip daha çok ağlamaya başladı. Kız bunun üzerine sağlam çığlıklar atıp gözyaşları döküyordu. Tom ve Bret'in acısının yanında oldukça hafifti iki cılız çocuğun yaptığı bu davranış. Elbette alkışlacanak cinsten de değildi. Çığlık seslerini duyan memur babası koşarak yanlarına geldi.

"Sizi aptal küçükler sizi pis veletler." Diyerek binbir küfür savuruyor çocukların kulaklarından tutup onları bir köşeye fırlatıyordu. İki kardeş koşarak oradan uzaklaştılar. Bisikletlerine yanlarına döndüklerinde bisiklet yere düşmüş postalar ise hafif rüzgardan azda olsa sağa sola saçılmıştı.

Bert yere oturdu,dizlerini kendine çekip kafasını dizlerine gömerek küçüldü. Anne karnında ki gibi cenin pozisyonunda ağlamaya başladı Tom ise hep güçlü durmak zorundaymış gibi ağlayarak postaları topladı. İki kardeşin gözyaşları sel olup akarken yere çizilmiş gökkuşağına düştü. Belki Tanrı onları gördüğünü belli etmek için çizilmiş bir resimdi. Dökülen inci taneleri ile resim silindi.

 Dökülen inci taneleri ile resim silindi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 03 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Postacının çocukları Where stories live. Discover now