1- Günbatımından Hemen Sonra

984 92 148
                                    

Jaimie ceketini giyerken taş merdivenlerden koşarak iniyordu. Kapıların önünde duran Damian'ı gördüğünde gözlerini devirmeden duramadı. Hiçbir yere, hiçbir zaman geç kalmazdı ve öğrencilerin giriş çıkışlarını denetlemek de görevi değildi. Sadece Jaimie'nin görevi yeterince iyi bir şekilde yerine getiremeyeceğini düşünüyordu.

"Merhaba," dedi Jaimie. Her zamanki gibi Damian'da ses yoktu. Zaten o da cevap almak umuduyla değil alışkanlıktan selam vermişti. Cevap alamadığı halde her defasında bunu neden tekrarladığını bilmiyordu. Öğrencilerin yaklaşmasını izlerken Jaimie hayatında tanıdığı en kaba adamla bekledi. On saniyeden uzun sohbet kurabildiklerini hatırlamıyordu ve neden böyle olduğunu açıklaması tam anlamıyla imkânsızdı. Kendisi de tam anlamıyla karanlıktaydı.

Belki de bir sanatoryumda olması gereken gibi davranıyordu Damian. Burası insanların kalabalık yaşantısından uzakta bir yere kurulmuştu. Yüzyılları aşkın bir süredir tek görevi ise topluluğuna hizmet etmekti.

"Gündüzcüleri kontrol et," dedi Damian Jaimie'nin yüzüne bakmadan.

Bu sefer Jaimie cevap vermemişti. İnsanların kaldığı binaya yöneldi. Sistemin işleyişi biraz garipti ve Jaimie uzun bir zaman önce bunu açıkça sorgulamamaya karar vermişti. Merakı hala sürüyor olmasına rağmen artık belli etmiyordu. Binaya girdi ve tüm koridorları dolaşıp odasının dışında kalan biri olup olmadığını kontrol etti. Belirli saat sonrasında dışarı çıkmalarının yasak olduğu bir araştırma grubu vardı. Tamamı insanlardan oluşan ve burayı yöneten asıl türle birlikte çalıştıklarının farkında olmayan öğrencilerdi. Jaimie'nin ardından beş kişi tüm grubun odalarında olduğunu garantileyecek bir yoklama alacak ondan sonrasında insanlar binanın içinde serbest kalacaktı. Gün doğana kadarsa dış kapılara yaklaşmaları dahi yasaktı.

Jaimie gibi bu sistemi sorgulayan insanlar da olmuştu elbette. Özellikle burada çalışan insanlar neden böyle sıkı bir kontrol uygulandığı konusunda aşırı meraklılardı. Fakat onlar Novam'a gelmeden önce bu kuralları öğrenmişlerdi. Neyle karşılaşacaklarının farkında olarak sözleşmelerini imzalamışlar, yüksek ücretlerle ya da iyi bir eğitim alma umuduyla Novam'ın katı kurallarını görmezden gelmeyi deniyorlardı.

Nöbet yerine geri dönen Jaimie henüz Damian'a yaklaşmadan başını salladı. "Dışarıda kimse kalmadı," dedi.

Damian elleri arkasında karşıya bakıyordu ve bunu bütün gece yapabilirmiş gibi duruyordu. Yüz kaslarını sadece konuşmak için kullanırdı. Jaimie dudaklarını birbirine bastırdığı zaman yüzünde oluşan gamzeleri görmüştü bir defasında ve gülümserken nasıl olacağını düşünmeden edemiyordu. Damian işaret parmağıyla kaşını düzeltirken göz ucuyla Jaimie'ye baktı. "Yorgun görünüyorsun."

"İnsan olduğumdandır."

"Ve bana kızgınsın."

"Bize karşı bu düşmanlığın niye? Sadece sen de değil."

"Dediğin gibi insansın."

"Evet," dedi Jaimie dişlerini sıkarak. Arkasında duran elleri yumruk oldu. Tırnaklarının avucuna saplanmamasının tek sebebi deri eldivenleriydi. "Ne büyük suç ama."

Bir daha konuşmadılar. Jaimie bazen onun robot olduğunu falan düşünürdü. Bu kadar sert olması sinirine dokunuyordu.

Damian'ın başı ona doğru yatsa da gözleri öne bakıyordu. "Biri geliyor," dedi çenesiyle ileriyi göstererek.

"Ben hallederim." Yürüyüşü Damian'la arasına giren her mesafede biraz daha düzeliyordu. Damian'ı geri planda tutmasının bir nedeni de arkadaşını onun insafına bırakmak istememesiydi. "Neden dışarıdasın?"

KIZIL GÜNCELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin