Jaimie yanından geçen garsondan iki tane şampanya kadehi alarak dans edenlerin arasına doğru yürüdü. Amacı hala orada olduğunu bildiği Vince'le buluşmaktı. Birkaç adım atmıştı ki Damian kolunu tutarak kendisine bakmasını sağladı. Jaimie hoşnutsuz bir şekilde konuşmanın hala devam ettiğini fark etti.
"Tüm bunları partiden sonra konuşmaya ne dersin?" dedi Jaimie. Onu ikna etmek umuduyla kadehin bir tanesini uzattı. "Biraz eğlenebilirsin."
"Eğlenmek istemiyorum."
"Senin için gerçekten çok üzgünüm," dedi Jaimie içkisini yudumlarken.
"İsim. Bana isim vermen gerekiyordu."
"Pekala, sana kimin kanını içtiğimi söyleyeceğim," dedi Jaimie. Damian memnun bir şekilde başını sallamıştı ki Jaimie işaret parmağını kaldırdı. "Öncesinde benimle dans etmen gerekiyor."
"Neden?" dedi Damian ifadesiz bir yüzle.
"Çünkü bir partideyiz. Keyfini çıkarmak istiyorum. Senin de bundan keyif almanı istiyorum."
"Neden?" dedi Damian tekrar. Bu sefer kafası karışmıştı.
Jaimie iç geçirerek gözlerini devirdi. Bardaklardan birini hızlıca içtikten sonra diğerine geçti. "İsmi öğrenmek istiyor musun istemiyor musun?"
"Hayatını kurtarmaya çalışıyorum. Zor durumda olan sensin, ben değil."
"Bir partide olup eğlenmediğime göre belli ki zor durumdayım."
Damian'ın gözleri birkaç saniyeliğine parladığında Jaimie nefesini tuttu. Bardağı aşağıya doğru indirirken farkında olmadan ona doğru bir adım attı. Gözlerinin ne kadar güzel olduğunu söylese uygunsuz mu kaçardı diye düşünmeden duramadı. Sadece renginden değil, bakışlarındaki yoğunluk da Jaimie'yi etkiliyordu. Çocukluğundan beri vampirlerin arasındaydı. Bu yüzden ona hissettiği çekimin vampir gücüyle alakası olduğunu düşünmüyordu. Ya da belki de sıradan bir vampir olmamasındandı. Ama tam olarak neden?
"Ne?" dedi Jaimie Damian'ın dudaklarını kıpırdadığını gördüğünde. Bir şeyler söylemiş olmalıydı.
"Sadece bir dans," dedi Damian sabırsız bir halde homurdanırken. Jaimie'ye karşı neden sorumlu hissettiğini açıklamaktansa dans etmeyi tercih ederdi.
"Ona ben karar veririm," dedi Jaimie elini sallayarak. Boş bardağı masalardan birine bırakıp Damian'ın elini tuttu. "Sandığımdan daha sıcaksın."
"Yeni beslendim."
Jaimie yürümeye devam ederken gözlerini ona dikti. "Umarım bağışçı hayattadır."
"Sadece hayatta değil, aynı zamanda mutlu ve minnettar."
"Kanını içtiğin için mi?"
"Elbette. Bunun ölümcül olabilmesi, istendiğinde ne kadar heyecanlı ve tatmin edici olacağı gerçeğini değiştirmez." Dans edenlerin arasına geldiklerinde Damian, Jaimie'nin elini çekerek kendine doğru dönmesini sağladı. Jaimie'nin elbisesinin etekleri etrafında dalgalandıktan sonra yavaşla bacaklarını sardı.
"Zarif bir şekilde ısırabileceğini mi iddia ediyorsun?" dedi Jaimie inanamadan.
Damian dilini dişlerinin uçlarında kaydırırken omuz silkti. "Tabi," dedi. Jaimie meraklı bir şekilde gözlerini kısmıştı. Başka sorularda soracakken Damian hızlıca konuyu değiştirdi. "Sözleşmeyi okudun değil mi?"
"Evet. Birkaç not aldım."
"Ah, demek pazarlık yapacağız. Hayatını kurtarmaya çalıştığım her seferinde bana böylesine zorluk çıkarmaya devam edecek misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL GÜNCELER
FantasyVampirlerin hüküm sürdüğü Novam Sanatoryumu'nda görevli olan insan Jaimie'nin tüm geleceği, lider Damian'la tanışmasıyla yeniden şekillenecektir. Yaşanacak şeylerin bilinmezliği onu çıkmaza sürüklerken, aynı zamanda hem kendi hem de Damian'ın karan...