TUTULAMAYAN SÖZLER

61 8 95
                                    

"Hiç insan öldürmediği halde; bir katilden daha cani insanlar gördüm, umudumuzu öldürenleri gördüm."

-Fyodor Dostoyevski-

Dedublüman / Sen Bilmezsin

10 YIL ÖNCE IŞIK'TAN

Çok güzel bir rüya bünyemi ele geçirmişti, gökyüzünden yağan yağmur damlaları pamuk şeker şeklindeydi ve bende onları havada yakalayarak yiyordum. Annem yanımda durmuş beni seyrediyor, babam da beni havaya kaldırmış pamuk şekerleri daha kolay yakalamamı sağlıyordu. Huzurlu bir şekilde sıcacık yatağın içine daha fazla sindim, uyurken bile gülümseyecek kadar mutlu hissediyordum. Elimi yatağın yan tarafına attığımda buz gibi soğuk boşlukla karşılaştım. Gözlerimi açmadan uykulu sesimle "anne" diye mırıldandım. Cevap gelmedi, muhtemelen kahve içmek için uyanmış olmalıydı, bunu kafama takmayarak tatlı uykuma kaldığım yerden devam edebilmek için boşluğa yastık koyarak ona sarıldım.

"ona bakamayız, saçmalama !"

"Canan o senin öz yeğenin, onu terk edemezsin !"

kapı kapalı olmasına rağmen yanımdaymış gibi yüksek gelen bağırma sesleriyle korkarak uyandım.

"o çocuk daha yedi yaşında, daha çok küçük Canan... ne yer ne içer oralarda hiç mi düşünmüyorsun be kadın ?!"

"düşünmüyorum ! düşünmeyeceğim ! o bizim sorunumuz değil Nihat, o bizim çocuğumuz değil"

"sana inanamıyorum, sana gerçekten inanamıyorum... senden başka kimsesi kalmayan bir çocuğu bırakacaksın öyle mi ? Annesi onu sana emanet etti, sen onun anne yarısısın Canan. Nolur bir daha düşün, bak Işık çok küçük, hiçbir şeyin farkında değil. Nasıl gidip annen baban öldü diyeceksin el kadar çocuğa, nasıl bırakacaksın onu ? Büyüdüğünde nasıl bakacaksın yüzüne ? Gelip hesap sormayacak mı sana beni neden bıraktın teyze diye"

Sesler kesildi. Neden kavga ediyorlardı anlayamamıştım. Birkaç gün önce sırf onlar istedi diye cenazeye bile gitmiştim, kim olduklarını bilmiyordum ama insanlar ölünce gömülüyormuş kumsal böyle söylemişti. Karıştırıyor olmalılardı çünkü benim annem ve babam ölmemişti. Birkaç gün önce telefonda konuşmuştum ben annemle. Seni çok özledim kızım yakında geleceğiz ablana ve kendine iyi bak, teyzenleri üzme demişti. Sahi... ablamı da birkaç gündür görmüyordum o neredeydi ?

Yatağın içinden yere atlayarak indim. Gidip annemi ve babamı arayacak, beni almalarını isteyecektim. Bağırma sesleri oldukça gürültülüydü ve bundan hiç hoşlanmamıştım.

"Işık bu evden gidecek Nihat"

"Canan.."

"son sözüm budur"

Teyzem neden beni evde istemiyordu anlayamamıştım, yaptığı kurabiyelerden biraz fazla yediğim için mi sinirlenmişti bu kadar, yoksa dün ellerimi yıkarken üzerimi ıslattığım için mi... ? Gidip özür dilesem beni evden atmaktan vazgeçer miydi ? Hem ben annem babam gelmeden bir yere gidemezdim ki, başka gidecek yerim yoktu. Ablamı bulsam o halledebilirdi. Baş ucumdaki sehpada duran beyaz oyuncak ayıma bakarak "keşke senin yerinde olsaydım şeker, o zaman kimseye bir zararım olmadan bir köşede oturur evden de atılmazdım" dedim.

Aniden odanın kapısı açıldığında irkilerek olduğum yerden geriledim "Işık iyi uyanmışsın, hadi toparlan teyzecim gidiyorsun" teyzem üzerime doğru gelerek dolabın üzerindeki pembe simli sırt çantamı alarak elime tutuşturdu.

"Teyze özür dilerim, kalsam olmaz mı ?"

"Hayır Işıkçım gitmek zorundasın"

"annemi arar mısın ?" kollarımı göğsümde bağlayarak dudaklarımı üzüntüyle büzdüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

OKYANUSUN GÜRÜLTÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin