-57-

5.7K 475 400
                                    

Medya: İdil ve Asrın 🥰🧡

Ay gelin ve damat gibiler ağlawak 🤤🥺

İyi okumalar bebişler 💘

***

"Anladın mı?" Asrın, arabayı durdurup kemerini söktüğü gibi bana döndüğünde, on beş bininci kez gösterdiği paralel park mantığını anlamadığımı söyleyecek cesaretim kalmamıştı çünkü anlamazsam beni arabadan atarmış gibi bakıyordu o kurt bakışlarıyla.

Güldüm ve ben de kemerimi söküp neşeyle, epey yapmacık bir neşeyle, konuştum. "Tabii ki anladım. Sen beni aptal falan mı sanıyorsun ya? Ben zaten ilk anlattığında anlamıştım sadece sana eziyet çektirmek istedim."

Bu tamamen yalandı ama Asrın hangi konuda yalan söyleyip söyleyemediğimi tam anlamıyla anlayamıyordu. Olayları abartıp ona eziyet çektirmeyi sevdiğim için cidden anladığımı düşünüyor olabilirdi.

Allah paralel parkın belasını versindi!

Her şey paralel park yüzünden oluyordu.

"İyi bakalım. O zaman geç, görelim park etmeni." Arabadan inip kapıyı açık bırakarak benim tarafıma geldiğinde derin bir nefes aldım.

Sen yapabilirsin kızım. Park dışındaki her şeyi mükemmel yapıyorsun, bunu da yapabilirsin!

Öğlen sıcağı, Asrın kapımı açtığı an yüzüme vurduğunda yüzümü buruşturup arabadan indim ve koşturarak şoför koltuğuna geçtim.

"Sınavdaymışız gibi düşün. Ben de komisyon üyesiymişim gibi farz et."

Kapıyı usulca kapatıp gözlerimi kocaman açtım. "Seni hem ehliyet hocası hem sürücü avcısı hem sevgili hem de komisyon üyesi olarak göremem! Abarttın sen de he. Yeni roller de bulalım istersen. Az kaldı zaten bunlar!"

Asrın, huysuz bir keçi gibi başını iki yana sallarken dudaklarını ıslatmayı da ihmal etmedi. Şu hareketi her yaptığında dengem şaşıyordu ve o da bundan farkındaymış gibi hep yapıyordu. Muhtemelen de farkındaydı.

"Çok konuşmayın İdil Hanım. Ayaklarınız ve elleriniz çalışsın çünkü bugün paralel park yapmayı öğrenmeden buradan gitmiyoruz."

"Çok kötüsün," diye homurdandım ve kemerimi taktım. Aynaları kontrol ettim ve arabayı çalıştırıp Asrın'ın bir hareketle, ustaca park ettiği yerden temkinli bir şekilde çıktım. Trafiğe açık alanda gezdiğimiz için Asrın tedirgindi. Ben de bir sıkıntı olur diye epey dikkatliydim zaten. Yine de şimdiye kadar park dışında hiçbir sıkıntım olmamıştı.

Asrın söylemese de park yüzünden sınavdan kalmazsam iyi bir şoför olduğumu biliyordum.

Kırmızı ışıkta durup gözlerimi Asrın'a çevirdim. Bakışları bendeydi bu yüzden göz göze gelmiştik.

"Az önce yalan söyledim. Nasıl park ettiğini anladım ama ben yapamıyorum. Muhtemelen öğrenemeyeceğim de. Sanırım sınavdan kalacağım."

Bakışlarımı ondan çekip tekrar ışığa baktım. Hâlâ kırmızı yanıyordu ama gözlerimi Asrın'a çevirmek yerine ışığı izlemeye devam ettim.

"Neden bu kadar karamsarsın? Yapamayacağın bir şey değil, İdil. Evet biraz zor. Hele ki yeni başlayan biri için ama halledilmeyecek bir şey değil."

Işık önce sarı sonrasında da yeşile döndüğünde arabayı hareket ettirdim. Haklıydı ama içimde kötü bir his vardı.

Normalde zorlar ve öğrenmek için elimden gelen her şeyi yapardım. Şu an da öyle yapıyordum. Öğrenmek için çabalıyordum ve Asrın'ın söylediklerini gerçekleştirmeye çalışıyordum ama ilerleme kaydedememiştim. Sınav tarihini almıştık ve beş gün sonra sınava girecektim ama ben hâlâ park edemiyordum.

Ehliyet Kursu | TEXTINGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin