Stephen Strange

1.5K 85 11
                                    


Mabedin kütüphanesinde çalışandın. Sabah erken vakitte kütüphaneyi açar, gece geç vakitte ise kapatırdın. Bütün kitaplardan sen sorumluydun. Oldukça bilgiliydin de. Hangi kitap nerede, hangi kitap yasaklı, hangi kitaplar Stephen Strange'e verilmeyecek hepsini bilirdin.

Evet, Stephen Strange. Kütüphaneye çok sık uğrar, evrenlerle ilgili her şeyi öğrenmeye çalışırdı. Bazı kitaplar için hazır değildi ancak o her defasında daha fazlasını isterdi. Yanına gelir, o kibirli doğasını bir kenara bırakır, yasaklı kitaplar için sana dil dökerdi.

Kütüphanenin kapısına geldiğini görünce yüzünde heyecanlı bir gülümseme oluştu. Onunla konuştuğun kısa anlarda bile fazlasıyla mutlu olur, heyecanlanırdın.

Kitapları önüne bıraktı ve tam ağzını açacakken konuşmasını engelleyerek konuştun.

"Hayır, Doktor Stephen Strange. Sana yasaklı kitapları bir geceliğine de olsa vermeyeceğim." dedin hızlıca. Stephen'in yüzünde ufak bir gülümseme oluştu.

"Sadece bugün güzel olduğunu söyleyecektim." dedi yamuk bir sırıtışla. Afalladın.

"Ah... Teşekkür ederim. Sen de gayet iyi görünüyorsun." dedin ancak bunu bildiğini gösteren bakışlarıyla karşılaşınca gülerek gözlerini devirdin.

"Bunları iade etmeye geldim. Sadece şuradaki Mistik Sanatlarla ilgili olan kitabı istiyorum. Tam şurada." dedi parmağıyla en tepeyi gösterirken.

Kafanı hızlıca oraya çevirdin ve kafanı onu onayladığını belirterek salladın.

"Sadece bir dakika." dedin ve uzun merdiveni çekerek kitabın olduğu noktaya getirdin.

"Senin için ne yapmamı istersin?" dedi Stephen. Ona yandan bir bakış atıp merdivenleri çıkmaya başladın.

"Düşersem yakala beni." dedin alayla. Gösterdiği kitabı aldın ve yavaşça merdivenleri inmeye başladın. Son iki basamağa geldiğinde ayağın kaydı ve Stephen'in kolları anında beline dolandı. Seni tutmasaydı bile yere düşmeyecektin sadece azıcık sendelemiştin.

"Düşmeyecektim." dedin hala seni tutan adama karşı.

"Bunun için bekliyordum." dedi gıcık bir sırıtışla. Güldün ve kitapla omzuna vurdun. Acımış gibi yaparak geri çekildi ve kitabı elinden aldı. Çıkışa doğru yürürken sen hala aynı yerinde duruyordun. Kapıya doğru ilerledi ve sana doğru döndü.

"Çay?"

"Efendim?" dedin anlamayarak.

"Burayı kapattıktan sonra çay içmek ister misin?" dedi. Biraz düşündün ve hızlıca başını salladın.

"Çok isterim." dedin arkasından. O ise çoktan kapıdan çıkmıştı bile.

"O zaman seni odamda bekliyor olacağım." Koridorda yankılanan sesi yanaklarının kızarmasına yol açtı. Ellerini yelpaze görevi görmesi için salladın ve yerine geçtin.

Kesinlikle yanına gidecektin.

‡‡‡‡

Bu bölümün devamı gelir mi bilmiyorum ama isterseniz yazarım.

Marvel İmagineWhere stories live. Discover now