Bölüme geçmeden önce buraya tıklayarak takip edelim: immquerencia
Bölümü oylamayı ve satır aralarını yorumlarla doldurmayı unutma!
Bölüm Şarkısı: Maneskin,Coraline
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
🍷
3. DAMİRA
🍷
Sevdiklerim için fedakârlık yapmam gereken birçok an olmuştu hayatımda. İşte, şimdi de fedakârlık yapmam gereken o anlardan birindeydim. Kendimi ifşa etmiştim ve şunu çok iyi biliyordum ki bunun sonuçları benim için ağır olacaktı ancak bildiğim diğer bir şey ise Alparslan'ı ancak bu şekil de kurtarabileceğim gerçekliğiydi. Alparslan, ihanet etmiş gibi görünüyordu ve BÜYÜK MASA'nın ihanete olan cezası hiç şaşmazdı. Bugüne kadar ihanet eden veya da ihanetle suçlanan herkesin ölüm emri çıkmıştı BÜYÜK MASA'dan. Alparslan, MEVT için çalışıyordu ve Alparslan'ı ancak MEVT kurtarabilirdi.
Mevt, bendim.
Adın gibi ölümsün, Tan.
Ölüm getiren Şafak...
Burada bu gerçeği bilenler sayılıydı. Ben, Baha bunağı, Alparslan, Arian ve BÜYÜK MASA'ya bağlı korumalardan birkaçı... Sadece birkaç kişi biliyorduk bu gerçeği ancak şu andan itibaren buradaki herkes öğrenmişti. Arkama yaslanmış rahat bir şekilde verecekleri tepkileri bekliyordum. Baha bunağı, benden böyle bir atak bekliyordu, en ufak bir şaşkınlık ifadesi bile yoktu yüzünde. Arian ve Alparslan ise son ana kadar bir planım olduğunu düşünmüşlerdi lâkin bu planın kendimi ifşa etmek olduğunu düşünmemişlerdi. Şimdiyse oldukça gergin bir şekilde ardımda dikiliyorlardı.
"Ne?" İlk tepki Faris Visam'dan gelmişti. Sandalyesini geriye itip hırsla ayaklandı. "Ne saçmalıyorsun sen?" dedi alaydan daha çok küçümseme ifadesi taşıyan bir sesle. Kabul edemediği kızının, kolundan tutup kapısına attığı örgütün yegâne varisi olmasını hazmedememişti.
"Bu mümkün değil." diyen Doğaç Orgun'un kuyruk acısı tavan yapmıştı yüzünden ve gözlerinden anladığım kadarıyla. Kestiğim elini cebinden çıkarmıyor, gözlerinden eksilmeyen nefretle beni hedef alıyordu.
Bir süre sonra tepkileri takip edememeye başladım. Herkes bir ağızdan konuşurken sesler birbirine girmişti. Ama olmazdı ki böyle, ne saçmaladıklarını duymam gerekiyordu keyif almak için. Böyle olmayacağını anlayınca BÜYÜK MASA için, yani benim için çalışan ve MEVT'in lideri olduğumu bilen Oflaz'a küçük bir işaret yaptım. Her ihtimale karşı çok sevgili İngiltere Prensimiz olan Ahves Karazahir'i korumak için küçük bir koruma ordusu vardı içeride. Hepsi güvenilir ve özel olarak eğitilmiş kişilerdi. Duvarların dibinde sıralanmışlardı. Oflaz, benden aldığı işaretle bir el ateş etti ve tüm sesler kesildi.
