10. Bölüm

57 9 5
                                    


Umut belkide gelecek sayfadadır kapatma kitabı

İyi okumalar💗

Gözlerime vuran gün ışığı ile gözlerimi kırpıştırdım. Acayip bir şekilde güneş tam gözlerime doğru vuruyordu. Gözümü açmam imkansızdı, daha fazla dayanamayıp hemen üstümde duran battaniyenin altına girdim. Gözlerimi tamamen açtığımda bir yatakta olduğumu fark ettim. Ben buraya nasıl ve ne zaman gelmiştim? Hem benim şuan Aras'ın yanında olup ona pansuman yapmam gerekmiyor muydu? Noluyor lan.

Hızla yataktan çıkıp salona geçtim. Aras şöminemin önündeki minderlere oturmuş şömineye odun atıyordu. Üstünde tişört yoktu, altında da siyah bir eşofman vardı. Sargısına baktığımda ise temizdi. Bir an gözlerim sırtındaki dövmesine kaydı. Buradan ne olduğu pek gözükmüyordu. Bir kaç adım yaklaştığımda şekli daha da netleşti. Sırtındaki dövme orta boyda olan bir kurttu. Bana biraz saçma gelse de eminim o dövmenin ona göre çok büyük bir anlamı vardı. Anlamını çok merak etsem de o kadar yakın olmadığımız için bana bunu sormak düşmezdi. O yüzden çenemi sıkı tuttum.

"Büyük ihtimal anlamını soracaksın"

"Ne." Aras'ın aniden gelen bu cümlesi beni şaşırtmıştı. Nerden anladı ki? Hem geldiğimi nasıl anladı, insan bir tepki verir ya.

"Diyorum ki iki saat orada dikilip sırtımı izleyeceğine gelip yanıma otursan nasıl olur?"

"Ne alaka niye sırtını izliyim ben sapık falan mıyım." yalan bildiğin öküz gibi çocuğun sırtını dikizledim.

"Hem ayağım uyuşmuş onun geçmesini bekliyordum. Hemen her şeyi kendine bağlama." ve yine yalan. Aras'ın yanındaki mindere oturdum. Aras'a baktığımda sırıttığını gördüm. Bakışlarım yanağındaki hafifçe beliren gamzesine kaydı. Gülmek ona çok yakışıyordu. Gözlerim gözlerine kaydı.

Masmavi gözleri o kadar güzellerdi ki en çok gözlerini beğeniyordum. Bir anda kendime gelmişçesine ayağa kalktım. Ne diyorum ya ben ne beğenmesi? Aras'a baktım, şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Benim kalkmamla oda kalkmıştı. Elini omzuma uzatıp, omzumu tuttu.
"İyi misin bir şey mi oldu?"
Evet, galiba kalbimi senin o güzel gözlerine kaptırdım.

"Hayır. Yani bir şey olmadı iyiyim ben. İşte bir an babam aklıma geldi o yüzden."
Güldü.

"Peki. Şimdi sen benim yanağımdaki gamzeme ve gözlerimin mavisine derin derin bakıp otuz iki diş gülümsedikten sonra aklına baban mı geldi?"

Hızlıca omzumdaki kolunu ittim. "Bence sen yazar ol. Uydurduğun senaryolar baya güzelmiş" elimi omzuna koydum.
"Bak edebiyat okuyan biri olarak sana tavsiyem bu konu ile kitap çıkarmalısın. Tutar bu ha."

"Saçmalama istersen. Ben kim? Yazar kim?"

"Sen sensin işte. Yazar'da kitap yazanlara deniyor işte."
Aras suratıma boş boş bakmaya devam etti. Ne var dercesine kafamı salladığımda sabır dileyerek mutfağa doğru yürüdü.

Neredeyse akşam olacaktı. Şöminenin önündeki minderlere uzandım ve tavanı izlemeye başladım. 

<>

Aras alel acele çıktığımız için bana ve kendine kıyafet falan almaya gitmişti. Hala eve gelmemesi anormaldi ama şu an onu düşünecek halde değildim. Neredeyse 3 saattir minderlerin üzerinde tavanı izleyerek babamı ve ortada dönen kitaptan çıkma olayları düşünüyordum. Normal bir şekilde hayatımı yaşarken şu bir haftada her şey altüst olmuştu.

Ölüm SessizliğindeWhere stories live. Discover now