16 | the dinner.

331 42 7
                                    

Sevdiğin kişiden neden saklandığını,
görmezden geldiğini ve neden her şeyi
berbat edip yalan söylediğini bilmiyorum.
halsey - be kind.

•••

Küçük eğlencemizden geriye kalan tek şey, stresti.

Yarım saat boyunca evde koşturmuştuk, ardından ben yorulduğumda kendimi halıya bırakmış ve sanki toplamam gereken bir ev ile uydurmam gereken bir yalan yokmuş gibi tavanı izlemeye başlamıştım. Taehyung ise boy aynasının karşısına geçerek üzerini çekiştiriyor, pijamasının bazı yerlerini değiştiriyor ve gerçek bir pijaması olmadığından şikayet ediyordu. İşe başladığım zaman ona bir pijama hediye etsem fena olmazdı.

Düşünmem gereken daha önemli bir konu vardı fakat aklım sürekli başka yerlere kayıyordu ve kafamı toparlayamıyordum. Yalan söylemek yorucu olmaya başlamıştı, seksen yıldan fazla süredir insanlara yalan söylüyordum zaten. Bir şeytanı saklamak? İşte bu başıma yeni geliyordu. Jungkook'u idare etmenin bir yolunu bulmuştum, uzak bir akrabam olduğunu söyleyip geçiştirmiştim fakat Taehyung için aynı bahaneyi kullanamazdım. Erkek arkadaşım dersem fazla mı abartı olurdu?

"Evet."

İrkilerek ona döndüm, benimle ilgileniyor olmasını beklemiyordum. Devam etti. "Erkek arkadaşın olsaydım arkadaşlarını tanıyor olurdum, ayrıca yaralandığında falan yanında yoksam ne biçim erkek arkadaşmışım böyle?"

Başımla onayladım, doğru söylüyordu ve bu beni şaşırtmıştı. Erkek arkadaş olmak hakkında ne biliyordu ki?

"Dersine çalışmışsın Taehyung-ssi."

"Dizi izledim." Bütün gün dizi izlemekten başka hiçbir şey yaptığı yoktu zaten. Tam bunu sesli söyleyecekken telefonumun sinir bozucu zil sesi kulaklarıma dolduğunda yerden kalkarak arayana baktım. Joohyun arıyordu ve onunla konuşmak şu an isteyeceğim son şey falandı, Roseanne'in hemen söylememiş olması için dua ediyordum.

"Bu saatte kalkar mıydın sen, Bae Joohyun?"

"Saat kaç zannediyorsun bilmiyorum ama, öğleden sonra ikide uyanmıyorum Kim Jennie."

Göz ucuyla duvardaki saati kontrol edip dudağımı ısırdım, aptaldım gerçekten. Gülerek konuştum. "Erken kalktım ben, o yüzden saatler karıştı."

Joohyun da kıkırdarken Taehyung yanıma gelerek kolumu dürttü ve hoparlöre almamı söyledi. Onu ittirerek reddettikten sonra tekrar dikkatimi telefona verdim. "Bugün müsait misiniz? Sen ve Roseanne? Sizi tanıştırmak istiyorum artık, lütfen bir yemek yiyelim."

O kadar hevesli ve heyecanlı geliyordu ki sesi, nasıl reddedeceğimi bilmiyordum. Yardım isteyen gözlerle Taehyung'a baktım ve telefonu hoparlöre aldım. Bu soruyu soruyorsa Roseanne ona bugün gördüklerinden bahsetmemiş olmalıydı ancak hiçbir şey olmamış gibi gidersem de şüphelenecekti. Misafirimi sabahın köründe evime alıp sonra yemek için yollamış olmam saçma olurdu.

Taehyung ile bakışmaya devam ederken ses çıkarmadan dudaklarını oynattı. "Misafir var de."

"Çok isterim ama... bugün bir misafirim var."

Duraksadı, şaşırdığından emindim. "Biz tanıyor muyuz?"

Tekrar Taehyung'a baktım. Kafasını iki yana salladı ve adını söylememi fısıldadı.

"Tanımıyorsunuz. Liseden bir arkadaşım... Taehyung."

"Onu da getirirsin, tanışırız. Ne kadar çok insan olursa o kadar eğleniriz."

seven devils: the new eraWhere stories live. Discover now