BÖLÜM 20: KARANLIK ANİDEN ÇÖKER

122 25 22
                                    

Aklımdan kaç tane düşünce  geçti, kaç kez ona seslenmek istedim artık bilmiyorum. Onu takip etmem ne kadar doğruydu? Bir yandan duyduğum  suçluluk duygusu ve diğer yandan da onun burada yalnız olması düşüncesi beni sarıp sarmalıyordu. Merdivenleri çıkarken kendimle bir savaş halindeydim. Adım seslerimi duymaması için yavaşça gidiyordum, bu gidişle merdivenleri  çıkmak tahmin ettiğimden de uzun sürecekti. Mahru'nun merdiven çıkmayı sevmediğini biliyordum, arada sırada durduğunu ve soluklandığını hissedebiliyordum. Geri dönüp baktığımda neredeyse on kat çıkmış olduğumu gördüm. Sonu gelmeyen basamakları tamamen çıkmak yarım saat veya kırk dakikamı aldı. Çıkacak basamak kalmadığında etrafıma baktım. Mahru'yu göremiyordum, onu kaybetmiştim. Telefonun ışığını da açamak onu korkutabilirdi, bu yüzden etrafıma bakmaya bakmaya devam ettim. Görebildiğim kadar ilerlemeye çalıştım, ayakkabımın altında ufak taşlar geziniyordu. Birkaç adım sonra birini gördüğümü sandım. Siyahlar içerisinde olduğu için ilk bakışta fark edemedim. En sonunda onu gördüğümde ise ne yaptığını anlamaya çalıştım.

Mahru'yu bulduktan sonra sadece bir anlığına geri dönmeyi düşündüm. Yaptığımın yanlış olduğunu ve onun özeline müdahale ettiğimi biliyordum. Ama sonra farkına vardım ki bunu onu takip ederek ezmiştim zaten. En başında onu takip etmemem gerekirdi fakat bir türlü bu sergilediğim ani dürtüm yüzünden pişman olamıyordum. Ayaklarım geri gitmek yerine olduğu yerde kök salıyordu. Binanın tüm betonlarına ve demirlerine kök salmıştım, ne olduğunu öğrenmeden buradan ayrılamazdım. Kararlı olmalıydım, bu sefer beni alt etmesine izin vermezdim. Bir taraftan da kızgın olduğumu hissediyordum, sonunda onun için önemli birisi olduğuma kendimi inandırmıştım. Bütün sırlarını bana anlatmasına gerek yoktu, kendime bu yalanı söyleyerek iyi olacağıma ikna etmiştim. Şimdi karanlık binanın kırk bilmem kaçıncı katında onu seyrediyordum. Derin bir nefes aldım ve karşımda oturan Mahru'ya daha dikkatli baktım. 

Binanın hemen ucuna yakın bir yerdeydi, bir adım atsa buradan aşağı düşebilirdi. Oturuyordu ve elinde büyük bir şeyi tutuyordu. Fotoğraf makinesi olduğunu anlayacak kadar bilgiliydim artık. Lensi de oldukça büyük görünüyordu. Elindeki makineyi kullanarak karşımızda duran gökdeleni gözetliyordu. Ne yapıyordu bu böyle? Kimi gözetliyordu? Ne yapacağımı düşündüğüm o bir dakika oldukça uzun geçti. İçimden kendime sorular sormakla ve bu sorulara cevap vermekle ilgilendim. Sonunda kendimle anlaştığımda ismini söyledim, sesim güvensiz ve kaygılı çıkmıştı. 

"Mahru?" Ona fazla yaklaşmadım, oturuyor olsa bile durduğu yer çok tehlikeliydi. Sesimi duyduğunda yavaşça bana doğru döndü ve kapüşonunu açtı. Gözlerindeki bakışı beğenmemiştim. Beni gördüğünde şaşıracağını biliyordum ama bu bakışlar şaşkın birinin bakışları değildi, öfkeli birinin bakışlarıydı. Soğuk bakışları bedenime buzdan mızraklar saplıyordu. Esen esinti miydi üşümeme neden olan yoksa tedirginliğim miydi ayırt edemiyordum. Çoktan varmış olduğum yoldan dönemezdim de.

"Karin? Senin ne işin var burada?" Aniden ayağa kalktı. 

"..." Açıklama yapmak istemedim. Nereden başlayacağım bir türlü aklıma gelmiyordu. Birden bire çok afallamıştım. Onun farklı yönlerini görmeyi seviyordum ama bu yönünü görmek öncekiler gibi sevimli gelmiyordu. Beni endişelendiriyordu. İçimde çok kötü hisler vardı, ona baktıkça bu hisler çoğalıyordu

"Beni takip mi ettin?" Saçları esen rüzgarla dağılıyordu. Sesindeki ifade neydi böyle? Hayal kırıklığı, korku veya iğrenme?

"Sana mesaj attım." Kötü bir başlangıç yapmıştım, sorduğu sorudan kaçmak isterken saçma bir yerden başlamıştım.

"Evet, biliyorum." Duygudan yoksun sesinin ve ifadesiz suratının karşısında gittikçe afallıyordum. 

"Ve yemekten çıktığımda seni önümden geçerken gördüm. Seslendim ama beni duymadın. Sonra mesajıma cevap vermediğini fark ettim ve senin için endişelendim." Konuştukça afallamamın geçtiğini hissettim. İçimdeki kaygıyı yok etmediğim sürece onunla yüzleşemezdim.

KARİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin