şimdi her kelime bir fısıltıysa,

83 7 2
                                    

şeftali ağaçlarının altında otururken, bana benden 3 yıl fazla yemek yediğini söyleyerek büyük olduğunu kanıtlama çabasına girmiştin. ama o anlarda bile dünyanın en masum insanı duruyordu karşımda, yaşın bir önemi yoktu. sana sarıldım, evet. ve saatler boyu dudaklarımız ayrılmadı kollarımız gibi. kokunu soludum, gözlerinden öptüm, kirpiklerini okşadım. saçlarını her karıştırdığımda bana kızgın çıkarmaya çalıştığın ses tonuna güldüm. çok güzeldi, çok güzeldin, hâlâ güzelsin ve hep güzel olacaksın benim nezdimde. sonrasında bana limonlu ve vişneli dondurma aldın, hangi aromayı sevdiğimi unutmamıştın. sende kendine ananaslı ve çikolatalı sorbe almıştın hatta. deniz kenarında yemiştik, gece karanlık çökünceye dek. bu bahsettiğim sana ilk aşık olduğumu uzun uzun anlattığım ve laf arasında olmadan, ciddi bir şekilde açıldığım gündü. kalbim ağzımda atıyordu. ama sende hislerimin karşılıksız olmadığını söylediğinde, çıldıracak gibi olmuştum. çok net bir biçimde aklımda yaşıyor o anlar. hatta arkada şu anda da olduğu gibi bizim şarkımız çalıyordu. hayatımın en güzel günüydü.

the life we could have had.Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt