29| past

146 22 26
                                    


Yoongi

Eski bir inanışa göre her iç çekişte kalp bir damla kan kaybedermiş. Öyleyse bu sabah yeterince kan kaybettim Hoseok. Seni izlerken bile özleminle iç çekmeden duramıyorum. Yüzümde bir gülümseme mevcut gözlerimi açtığımdan beridir. Hep güzeldin ama yakından daha da güzelsin, kalbimi zıvanadan çıkarıyorsun. Göğsümün üzerinde uzanıyorsun. Yapboz parçası gibi hissediyorum; bu şekilde tamamlanmışız gibi.

Esniyor ve sıcaklığıma yaklaşıyorsun. Tebessümüm genişliyor ve kalbim biraz daha hızlanıyor. Gözlerini kırpıştırıp elinle ovuyorsun. Çok sevimlisin. Göz göze geliyoruz ve gülümsüyorsun. "Günaydın Yoonie~" Seni içime gömmek istemem normal mi? Kollarımı sıklaştırıyorum; benden bir santim bile uzaklaşmanı istemiyorum. "Günaydın güzel sevgilim benim." Saçlarına öpücükler konduruyorum. Gülüşün kulaklarıma ulaşıp kalbimi coşturuyor. "Kalbin yine çok hızlı atıyor Yoongi. Tıpkı benimki gibi." Gülümsüyoruz ve kalbimin üzerine bir buse kondurup mühürlüyorsun.

"Sizi gördüğüm ilk anda yüreğim kanatlandı; hizmetinize koştu ve köleniz oldu."

Gözlerinin sulandığını görüyorum. Yaklaşıyor ve yumuşak bir öpüşme başlatıyor, cennete alıyorsun beni. İşte şimdi günüm aydı diyorum içimden. Parmaklarım ince belini okşarken iki elinle yanaklarımı sarmalıyorsun. Bir süre sonra yavaşça ayrılıyorsun. "Yoongi..." Konuşurken dudaklarımız birbirine değiyor. "Çok güzel seviyorsun. Ben de seni böyle sevebiliyor muyum?" Gözlerini büyüterek sorduğun soruyla gülüyorum. "Hoba, istesen de benim gibi güzel sevemezsin." Yüzün düşüyor ve dudaklarını büzüyorsun. Bir buse konduruyorum gül kurusu dudaklarına.

"Yüreğin ve sen çok güzelsin; bana başka seçenek kalmıyor." Bir buse daha. "Ben böyle değilim; kusurluyum. Beni nasıl böyle sevebilirsin ki?" Duydukların seni şaşırtıyor, değil mi? Yanaklarım sıcaklığını onları okşayan parmaklarından alıyor, tenime kazınıyor her bir dokunuşun. "Sevgilim, neden öyle diyorsun?" Omuz silkiyorum hafifçe. "Doğru söylüyorum ama. Kusurlu-" Dudaklarıma bir buse armağan ediyorsun. "Söyle o zaman." Parmak uçların yanaklarımı okşamaya devam ediyor. "Gönlümü nasıl köle ettin bunca kusura?"

Görüşüm azalana dek gülümsüyorum ve gülüşümden buseliyorsun beni. "Meleğim, seni seviyorum." Gülüyor ve ayrılıyorsun benden. Oturur hâle gelip ve çıplak üst bedenini gözler önüne seriyorsun. "Ben de seni seviyorum Yoongi ama artık yataktan çıkmalı ve duş almalıyız." Esnemen çok şirin. "Sana yardım etmeme izin ver o zaman meleğim." Sen ne olduğunu anlamadan kucaklıyorum seni ve banyoya yürüyorum.

"Yoongi-ah!"

-----------

Yoongi kalemi masanın üzerine bıraktı ve yüzündeki gülümsemeyle önündeki kağıda baktı. Çok az kalmıştı tamamlamasına. Biricik sevgilisi için yazdığı besteydi dikkatle incelediği kağıttakiler. O sırada kendisinin de dikkatle izlendiğinden habersizce gülümsüyordu. Telefonuna gelen mesaj sesiyle kağıdı bıraktı ve elini cebine attı. Mesajın kimden geldiğini görünce yüreğinin yumuşadığını hissetti; tebessümü canlanmıştı.

Âşk'ım
Sevgilim♡
Öğle yemeğini birlikte yiyelim mi?

Parmakları hızla hareket etmişti.

Yoonie~
Meleğim, yemeği nerede yiyoruz?

Âşk'ım
🤭🤭
Amour kafeye ne dersin?
Ne zamandır gitmiyoruz

just you | sope✓Where stories live. Discover now