GİRİŞ

120 49 15
                                    

Başlarda aldırış etmediği, beş saniye aralıkla musluktan damlayan su, artık ruhuna düşen ateş parçaları gibi azap vermeye başlamıştı. Zaten herşey başlarda umursanmaz. Adım adım kemirmeye başlar, farkına varılmaz. Her saniye götürür bizden birşeyleri. Ta ki hiçleştiğimizin farkına varıncaya dek. Sahi ne zamandır burdaydı? Saçları yağlanmıştı . Hiç sevmezdi böyle yağlı saçları. Beyaz teni soluklaşmış, gözlerinin altı morarmıştı. Açlık hissinin en kötü yanı yiyecek bir şeyin olmamasının bilinciydi. Penceresiz, beş metrekare karanlık bir odanın tam ortasına kadar çekilmiş sandalyede, karşısından film şeridi gibi geçen hayatının gala gecesindeydi.
Yüzleşeceği herşeyi gerginlik, korku, hüzün, umut gibi karma karışık duygularla bekliyordu karanlık odasında. Bu karanlık bir diyet miydi? Yoksa bir ödül mü?
Karanlık asla yanlızlıkla, ve hissizlikle örtülü değildir.
Ve karanlık asla bir yolun sonunda varılacak durak değildir. Şafağın habercisidir ancak.

KARANLIK ODAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin