BİRİNCİ BÖLÜM

60 32 4
                                    

"Arkadaşlarıyla kaynaşamayan, tenefüslerde dahi dışarı çıkmayan, derslere pek katılmadığı halde sınavlarında başarılı, içine kapanık,  uslu bir öğrenci"
bölye anlatıyordu ilkokul öğretmeni Emre yi. Kendi mahallesinde de pek arkadaşı yoktu. Genelde evinin bahçesinde vakit geçirirdi. Ailesi, varlıklı sayılabilecek maddiyata sahipti. Buna bağlı olarak da ailesi herkesle arkadaşlık etmemesi konusunda baskıcı bir o kadarda gözetleyiciydi.
_ Evet. Hiç mahalle arkadaşım olmadı. Bir bahçenin eriklerine dalıp, bahçe sahibinin yakalamasıyla kahkahalarla kaçmadık. Okulda hep yanlızdım. Uzaktan izlerdim öğrencilerin birbiriyle oyunlarını. Ben soğuktum. Uzaktım. Lakin kimsede bana yanaşmazdı.

Karanlık odanın ortasında oturduğu sandalyeden sitem-özlem karışımı bir duyguyla baktığı duvara doğru söver gibi konuşuyordu. Küçüklüğüne dair bir macerası yoktu. Mahalle maçlarına hiçbir zaman dahil edilmemişti. Akşamları saklambaç oynamaya çağırılmamıştı hiç. Kapıların zillerine basıp kaçan afacanlıkları asla olmamıştı. Bu gün olduğu gibi daha küçük bir çocukken dahi yanlızdı.

Hem gençliğinin hem de hayatının dönüm noktası ortaokulda resim dersine branş öğretmeninin girmesiyle başlamıştı. Resim öğretmeni Emre deki yeteneği farkettiğinde gözlerine inanamadı. Haftada iki ders olmasına istinaden Emre için özel ödevler veriyordu ve öğrencinin aksine gelecek dersi öğretmen merakla bekliyordu. Bir veli toplantısında özellikle Emre nin velisiyle konuşmak için okula geldi Nursin Öğretmen. Emrenin sınıfının kapısında  bekledi ve sınıf öğretmeni sınıfı terk ettiğinde hemen Emre nin velisini buldu . Toplantıya Emrenin annesi katılmıştı. Veliler dağılırken rica ile Emre nin annesiyle tanışma fırsafı buldu. Annesine durumu anlattıktan sonra derhal Emre nin gelişimi için özel öğretmen tutuldu.

Karanlık odasında hayatının gala gecesinde, henüz daha küçücük bir çocukken yaptığı resimler geliyordu aklına.  "Güzel olan resimlerim değil bir çocuğun mahsuniyetinin fırça ve kalem darbelerine hayat vermesiydi" diye iç çekiyordu Emre. Öyle değil midir dostlar? İnsanoğlunun en mahsun olanı henüz çocuk olanlarıdır. Hayalleri, dertleri, tasaları hatta öfke ve kavgaları dahi mahsundur.

Aldığı özel derslerle kendisini çok iyi yetiştirmişti. Güzel sanatlar Lisesini bitirdikten sonra Güzel  Sanatlar Fakültesini de başarılarla bitirdi. Ülke çapında çok büyük bir resim sergisi olduğunu, bu sergiye ülke çapındaki çok önemli ressamların eserlerini sergileyeceğini ve katılmak isteyen ressamlarında eserlerini tamamlayıp sunabileceğini duyunca hiç beklemeden hazırlanmaya başlar Ve Emre için bu sergi hayatının olağan akışını değiştirmek için küçük bir adım olacaktır.

KARANLIK ODAWhere stories live. Discover now