11.Bölüm

1.4K 61 51
                                    

     Beşin Yedisi 11. Bölümüyle Sizlerle ✨

"Lan Fiko düzgün atsana şu topu oğlum!"
Fiko Sabri gibi çektiği şutlarla bir de zorla  benim takıma girmek istemişti.

"Abla tamam ne kızıyon ya?" dedi sitem ederek. Sokağın sonundaki bakkalı gösterip tekrar ona döndüm. "Benim param değerli. Ben oynayabilene abur cubur alırım." Fiko sırıttı. "Parası neyse veririz."

Emre Belözoğlu tekmemi poposuna doğru vurunca gülerek kaçtı. Fenerin maçı vardı bu akşam. Bütün mahalle birlikte izlemek istemiştik. Herkes hazırlığını yapmış bekliyordu. Milli maçları izlerken genelde bunları yapardık. Bu akşam değişiklik yaptık ve Fenerbahçe maçını da beraber izleyelim dedik.

"Abla yeter yorulduk. Hem daha gidip formalarımızı giyeceğiz hadi dağılalım." Saate baktım maça 1 saat vardı.

"Hadi bakalım boyunuzun ölçüsünü daha sonra alırım. Biraz daha çalışın dökülüyorsunuz." Hepsi umursamaz bir şekilde sokağı bomboş bıraktı. Bende söz verdiğim için el mecbur bakkala doğru ilerledim.

Süleyman abi içeride Galatasaray haberlerini izliyordu. "Kolay gelsin abi." Bana döndü irkilerek.

En son bu adamı kalpten götüreceksin.

"Oo hoşgeldin Alin." Gülümsedim. "Hoşbulduk abi. Bizim maskotlara söz verdim ne severler sen hepsine ikişer tane koy." Adamı zengin ettikleri için artık ezbere biliyordu hangisinin neyi sevdiğini.

Her çeşit çikolatadan koyunca gözlerimi büyütmemek için kendimi zor tuttum.

Hey maşallah.

"Bunları seviyorlar. Toplam elli beş lira." Ellerimi titreyerek götürdüm cüzdana.

Maç biletine bir ton para verirken seve seve veriyorsun iş çikolataya gelince ellerin titriyor hayırdır?

O konuyu karıştırma.

"Hadi hayırlı işler abi." diyip bakkaldan çıkacakken televizyonda duyduğum isimle döndüm ve dinledim.

"Evet sayın seyirciler az önce sıcak gelişme olarak düştüğümüz haberin kesinliği elimize ulaştı. Galatasaray'ın önemli isimlerinden olan Semih Özefe iki yılın ardından yeniden milli takıma katıldı. Kendisine milli formamız altında atacağı nice goller, taraftarımızı gururlandıracağı güzel maçlar diliyoruz." 

Haberi dinledikten sonra bakkaldan çıktım. Eve doğru yürürken düşündüm. Bu şimdi milli takımda gol atarsa ne olacak? Sevinecek miyim?

Şimdi ben bunun golüne sevinsem mahalledekilerin söyleyeceği şeyleri düşünemiyorum bile. İki sene önce çıktığı son maçı düşününce söyleyecekleri şeyler az çok kulağımda yankılanıyor.

3-0  geride olduğumuz maç Semih 70'ten sonra oyuna girince 3-3 olmuştu. Hat-trick yapıp benim bile sevinçten havaya uçmama neden olmuştu. Ondan nefret ettiğimi bilen mahalleli de beni yuhlamıştı.

Eve girince salondaki anneme göz ucuyla bakıp odama geçtim. Zuhal Topal'ı izliyordu yine. Kendimi yatağa atıp telefonumu elime aldım ve Twitter'a girip gündeme baktım.

#hoşgeldinsemih etiketi gündeme oturmuştu. Girip birkaç yazıyı okudum. Fenerbahçeli birçok hesap bile milli takıma gelişini kutluyordu. Yalan yok adam milli takımda da iyi kendi takımında da ama bu onu sevmediğim gerçeğini değiştirmiyor.

Elim burnuma gidince yine o  günü hatırladım. "Burnun kopsun ya."

Twitter'den çıkıp instagrama girdim. Milli takımın resmi hesabının paylaştığı post anında ana sayfama düşmüştü.

Beşin YedisiWhere stories live. Discover now