"I'll bring you back, I promise..."

102 10 13
                                    


Telefonunu denize atmış, banyo dahi yapmamış, sadece evi değil odasından bile çıkmamış Baekhyun artık günlük rutini haline gelmiş ağlama eylemine devam ediyordu.

Tanrı sevgilisini elinden alalı bir hafta olmuştu. Elleri boş kalınca o da kollarını bacaklarına sarıp yarını yokmuşcasına ağlamaktan kendini alıkoyamamıştı.

Yaptığı hiçbir şey yoktu. Arada mutfağa inip su alıp geri çıkıyordu. Ağzına ölmemek için bir iki lokma atıyor sonra kaldığı yerden devam ediyordu.

Ruhu da, bedeni de, psikolojisi de berbat durumdaydı. Delirmesine az kalmıştı. Geceleri uyku uyuyamaz haldeydi. Baekhyun gerçekten korkunç bir durumdaydı.

Senelerini beraber geçirdiği, her şeyin ilkini onunla yaşadığı, annesiyle babasından daha çok anı biriktirdiği Chanyeol şu an yoktu. Birlikte büyüdüğü, birlikte olgunlaştığı, ona aşkı tanıştıran, öğreten adam şu an yoktu. Baekhyun'un kalbi yoktu...

Yanaklarında kuruyan gözyaşlarının üstüne durmadan yenileri eklenirken bir an biraz sakinledi Baekhyun.

Kafasını kaldırdı dizlerinden, yatağının dibindeki pencereye doğru emekledi. Hava fazlasıyla karanlıktı, gece yarısı olduğunu tahmin etti. Dışarıdaki zifiri karanlığı aydınlatan bir tek ay ışığı vardı.

Perdeyi geri çekti, dışarıdaki ay ışığının biraz da olsa içeriyi aydınlatması için.

"Sen ay ışığını çok seversin Chanyeol."

Kafasını pencereye yaslayıp biraz dışarıyı izledi. Gözleri en son ayın üstüne geldiğinde tekrar fısıldadı,

"Geri gelsen de beraber izlesek ya..."

Gözleri yanıyordu. Ama şu an gözlerinin yanmasından daha önemli bir şey vardı.

Odanın içinden bir ses gelmişti. Baekhyun'a değil, başkasına ait.

Ay ışığı odayı kısmen aydınlattığı için Baekhyun bakışlarını karanlık köşeye yönlendirmişti. İçinden sadece bir fare olmasını umuyordu. Başka ne olabilirdi ki zaten?

"Baekhyun."

Derin ve kalın ses adıyla ona seslendiğinde süt tenli olmasına rağmen bembeyaz olmuştu Baekhyun.

"Ne..."

"Korkma Baekhyun."

"Sen kimsin?!"

Cevap gelmemişti. Sonrasında adım seslerini duymuştu. İki adımın ardından artık ne olduğunu bilmediği şey Baekhyun'un karşısındaydı.

"Seni kurtarabilecek şeytanım, Baekhyun."

---·····---·····---

"Bir anlaşmaya var mısın?"

"Ne anlaşması? Git buradan!"

"Önce dinlemelisin Baekhyun."

Karşısındakinin kim olduğunu bilmemenin verdiği korkunun üstüne adamın kendini şeytan olarak adlandırması Baekhyun'un tirtir titremesine sebep olmuştu. Yatağın duvarla birleşen köşesine sinmiş yorganı önüne siper etmişti.

"Benden korkma."

"NESİN SEN BE!"

"Şşş, sakin ol."

Son cümlesinin ardından sesini çıkarmamıştı Baekhyun.

"Aynen böyle... Benden korkmana gerek yok."

Yatağın ucuna oturmuştu. Baekhyun'un vücudundaki tüm kan çekilmiş gibiydi.

"Ben Chanyeøl."

"Chanyeol?..."

CONTROL  |chanbaek|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin