Day 2

40 7 20
                                    

Baekhyun birini öldürdü.

Evet, hala şokundaydı.

Gecenin karanlığında, ay bile aydınlatmayı reddediyormuş gibi, sadece sokak lambalarının önünü görmesini sağladığı sokaklardan geçip hızlıca eve dönmüştü. Ne yapması, ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu.

O, birini öldürdü.

Binaya girdiğinde asansörü beklemeyi bir saniye bile düşünmeyip merdivenlere koşuşturdu. Saat geç olduğu için fazla gürültü çıkarmak istemiyordu ama bir yandan da göğsüne çarpıp duran kalbinin sesini tüm Kore duyuyormuş gibi hissediyordu. Herkes susmuş, sessizliğe gömülmüş de onun korkuyla atan kalbini dinliyormuş gibi.

Panikle açtığı kapıyı içeri girdiğin an aynı panikle kapadı ve sırtını kapattığı kapıya yasladı. Elleri gibi titreyen bacaklarında da kendini taşıyabilecek güç kalmamıştı. Yavaşça sırtı kaydı kapıdan, yere doğru.

Nefeslenip sakinleşmeye bekledi, kendini telkin etmeye çalışıyordu.

'''Sakin ol Baekhyun, evindesin. Sakin ol. Burası güvenli. Sakin ol...'''

Sakinleşmeyi beklerken göğsünün daha çok ağrıması ve sıkışması, beraberinde nefesinin kesilmesiyle titrek ellerinin birini sanki yavaşlamasını sağlayacakmış gibi kalbinin üstüne, bir diğerini de sanki nefes almasını kolaylaştıracakmış gibi boğazına götürdü.

Korkunçtu.

Birini öldürdü.

Derin nefesler almaya çalışırken araladığı ağzında hissettiği tuzlu tatla anladı, gözlerinden yaşların aktığını.

Kan görmeye dayanamayan, birinin parmağının ucunu kestiğini görse kendi parmağını kesmiş gibi hisseden Baekhyun, birini öldürmüştü. Sadece öldürmemiş, göğsünü bile yarmıştı. Suratına sıçrayan kanın sıcaklığını hala yanağında hissedebiliyordu Baekhyun. Bu daha çok ağlamasına yol açtı.

"Daha fazla ağlama, çocuk."

Hıçkırığının ortasında duyduğu sesle bir anlık nefesi kesildi Baekhyun'un. Kafasını kaldırdığında gördüğü beden yutkunmasını sağladı, ancak tükürüğünde boğulmasını engelleyemedi.

Baekhyun öksürükleri arasında Chanyeøl'un sırıttığını gördü. Sonunda rahat nefes almaya başlamış olmasına rağmen konuşmadı.

"Niye cin görmüş gibi bakıyorsun?" Kendi espirisine kahkaha attığında Baekhyun kısık bir sesle cevap vermişti. "Cinden bir farkın var sanki."

"Aa öyle deme bebeğim, alınırım." Alaycı sesi Baekhyun tüylerini diken diken ettiyse dahi Baekhyun sesini çıkarmadı. Önünde diz çöküp yüzünü yüzüne yaklaştırdığında da nefesini tutmuştu.

"Bir can almak hiçbir zaman kolay değildir, Baekhyun." Derinden gelen sesiyle öğütler gibi konuşmuştu. "Şimdiye kadar hiç almadım, ama çok fazla kişinin almasına yardımcı oldum." Cam gözleriyle karşısındaki kahvelerin içindeki en karanlık yere bakarken devam etti. "Çok fazla şahit oldum, Baekhyun."

Her bir kelimesinde daha da derinleşen sesi Baekhyun'un içinde bir yerleri ürpertmişti. Ensesinde hissettiği soğukluk tanıdık geldiğinde yutkundu. Arkasındaki kapıya daha çok yaslandı.

Şeytan, elini yavaşça kaldırıp karşısında yüreği çarpan, gözlerindeki korkuyu okuduğu bedenin saçlarına yöneltti. Karşısında hipnozdaymış gibi duran bedenin istemsizce nefesinin kesildiğini görünce gülmeden duramamıştı. Parmaklarını Baekhyun'un gözlerinin üstüne düşmüş tutamlarına değdirmiş, yüzündeki sakinlikle birlikte kulağının arkasına ittirmişti.

CONTROL  |chanbaek|Where stories live. Discover now