Anlaşmalı Arkadaş - Yarı Texting

BÖLÜM 88

🌼🌼🌼

İki hafta sonra... 

"Feride!"   

Babamın bağırmasıyla arkamı döndüğüm an yüzüme Mihre Hanım tarafından kar topu yemiştim. Babam ise Halil'in babasından kaçmaya çalışıyordu. Elimdeki kar toplarını yuvarlayıp yuvarlayıp yere atıyordum. Kime atmaya kalksam benden yaşça büyük olduğundan elimde kalıyordu toplar. Bir tek zavallı Halil kaçamamıştı benden. Ama en son yediğim kar topu son olmuştu artık. Elime aldığım karı iyice yuvarlayıp az önce bana saldıran Mihre Hanımın sırtına doğru fırlattım. Tam o sırada yere eğilince direkt arkada duran babama çarpmıştı topum. 

"Feride, ben sizdenim." diye sitem etti babam. 

"Baba yanlışlıkla oldu ya." 

Babam yüzündeki karları temizlemeye çalışırken hırçınlaşmıştı. "Zaten şu adam bir bırakmadı beni, sen de dikkat et bari de kazanalım." dedi Halil'in babasını kastederek. 

Karneleri aldıktan bir hafta sonra yağan karı kaçırmayıp Halil'in çok istediği gibi kar topu oynamaya karar vermiştik. Babamla ben zaten çok severdik, annem de işleri akşamdan bitirmek şartıyla kabul etmişti gelmeyi. Aslında niyetimizde burası yoktu ama Halil evlerinin önünün müsait olduğunu söyleyip ısrar edince buraya gelmiştik. Karşı takımda Mihre Hanım, Talip bey ve Halil varken, bizim takımda babam, annem bir de ben vardık. Halil'in babası ilk başta burun kıvırıp ben oynamam demiş olsada, bizi camdan izleyip iki dakika sonra kışlıklarıyla çıkmıştı dışarı. Dahası babama kafayı takmıştı, eline geçen tüm kar toplarını ona fırlatıyordu. Annem de nedenini bilmediğim bir şeklide ara sıra topları bana fırlatsa da genel olarak iyi savaşıyordu. Mihre Hanım perişan görüntüsüyle kara yapışmışken annem hızla gidip onu yerden kaldırdı 

"İyi misin?" diye sorunca Mihre Hanım kafasını salladı. Annem de iyi o zaman deyip yerden aldığı karı direkt Mihre Hanım'a fırlatıp kaçmaya başlayınca ben de olduğum yerde kahkaha attım. Çocuk gibi eğleniyorlardı şu an. Ben gülerken bir an da kafama yediğim kar topuyla yüzümü buruşturdum. Elimi kafamın arkasına atıp arkamı döndüğümde bana gülerek bakan kırmızı burnuyla Halil'di. Pek memnun görüyordu bu durumdan. 

"Bittin sen." diyerek yerden karı alıp elimde yuvarlayarak peşine düştüm. Halil kahkahalarla kaçmaya başlayınca peşinden fırlattım fakat ıskalamıştım. Koşarken elimi yere atıp biraz daha kar aldım. Halil kaçıp babasının arkasına saklanmıştı. Babam elindeki kafam kadar topu Talip beye fırlatacakken, Talip bey arkasına sığınmış oğlunu önüne siper ederek bu hamleden kurtuldu. Fakat Halil kardan adama dönüşmüştü. Yüzündeki karlar düşerken hızla yanına koştum. 

"Ama Talip amca, öyle de yapılır mı?" dedim Halil'in yüzünü temizlemeye çalışırken. 

"Feride üşüdüm." diye mırıldandı Halil. 

"Sen önce babana söyle kızım, eline kar topu değil kardan adam almıştı resmen. " diyerek sinirle baktı babama. Babam ise dudaklarını birbirine bastırmış utanmışa benziyordu. Halil'e atmak istememişti onu. Bu yüzden biraz mahcup olmuştu.

Halil'in yüzü karlardan arınınca kıpkırmızı yanakları çıkmıştı ortaya. Kimse olmasa ısırırdım. Ellerini yanaklarına koyup ofladı. " Çok soğuk eve gidelim." dedi bize bakarak. Ben de aynı fikirdeydim. Annem ve Mihre Hanım ne yapıyor diye bakmak için arkamı döndüğümde onları göremedim. Etrafıma baktım biraz. Gözüm eve kayınca kapının önündeki çiçeğe baktıklarını gördüm. Galiba Mihre Hanım anneme çiçeklerini gösteriyordu. 

"Hadi eve girelim, çay içeriz." dedi Talip bey eliyle evini işaret edip. Hepimiz peşinden ilerlerken Halil ve ben biraz geride kalmıştık. 

"Karne gününden sonra yaşadığım en güzel gün şu ay içinde" 

Sırıtıp omzumu omuzuna vurdum. "Karne günü ne alaka?" 

Omuz silkti. "Hiç zayıfım olmadığını görünce çok sevinmiştim ondan." diye söylendi. 

Karnesi beklediğinden iyi geldiği için çok mutluydu. Belki de potansiyelini fark etmişti. "Öğretmen olmak istiyorsan çok çalışacaksın Halil'im, öyle yatmak yok ikinci dönem daha da iyi olacaksın. "

Halil elini ağzına kapayıp sessizce güldü. "Olacağım değil mi?" dedi sanki onay bekler gibi. 

Kafamı sallayıp gülümsedim. "Sen gördüğüm en güzel öğretmen olacaksın Halil'im." 

Söylediklerime iyice kıvrıldı dudakları.   Eve girerken kızaran yanakları gözüme daha da yenilesi gelirken kendimi tutmak zorundaydım. Yalnız kalınca ilk işim bu olacaktı.