Patron-Yarı Texting +18 |Final Yaptı|

76.Bölüm

Şarkı: Dönme/ Batuhan Kordel (Ozan'dan Asil'e)
Treat You Better/ Shawn Mendes

Bölüm +18 içetiklidir. Zaten anlarsınız. Ben belirtirim yinede. Okumak istemiyorsan, rahatsız oluyorsan LÜTFEN atla.

(BEN SEVİŞMİYORUM ARKADAŞLAR. LÜTFEN BENİM SEVİŞME DURUMUMUŞ GİBİ DAVRANMAYIN. SİLDİĞİM TEK YORUM ZATEN O. NE BENİ UĞRAŞTIRIN NE KENDİNİZ UĞRAŞIN. TEŞEKKÜRLER. İYİ OKUMALAR.)

Hepinizi seviyorum. İyi okumalar <3

Paragra(?) aralarını yorumlarınız ile dordurun arkadaşlar. <3

🥀🌹🥀

Sabah gözümü açmam çok kolay olmuştu çünkü Boran yanımda değildi. Komidinin üstünde bir post-it vardı ve üstünde "Kahvaltıya bekleniyorsunuz hanımefendi" yazıyordu. Gülümseyip banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra çekmeceleri karıştırdım. Paketli diş fırçası bulduktan sonra gülümseyerek elime aldım. Kendi diş fırçamı unutmuştum. Dişimi fırçaladıktan sonra kısa bir duş aldım. Temiz iç çamaşırı ve kıyafetlerimden birini hemen giydim. Saate baktığımda işe gitmeye daha olduğunu gördüm. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra hazırdım

Mutfağa gittiğimde Boran omlet yapıyordu. Yanına ilerleyip dudaklarımı yanağına bastırdım. "Günaydın" dedim gülümseyerek.

"Günaydı" diyerek diğer yanağını döndü. Orayıda öptükten sonra masaya baktım. Börek mi açmıştı? "Börek?" dedim.

"Sen Ozan'ın asistanıyken bir börek getirmiştin. Ordan sipariş ettim" dedi. Hatırladığı detaya gülümsedim. Uzun zamandır ordan börekte yemiyordum. "Hadi bakalım küçük hanım. Yemeğimizi yiyelim ve işimizin başına dönelim" dedi.

"Bu bizim ortak projeyi ne zaman tamamlarız? Kış sezonunu kaçırmayalım diyorum" dedim börekten ısırık alırken. "Az bir şey kaldı zaten. Ben yoğunlaşırım onun üzerine sen takma kafana" dedi. Başımla onaylayıp kahvaltıma döndüm. Sevdiğim şeyler vardı hep.

Hızlı bir kahvaltının ardından Boran kalkıp hazırlanmaya gitti. Bende çantamı hazırladım o süre içerisinde. Topuklu ayakkabımı ayağıma geçirdiğimde Boran da gelmişti. Evden çıkıp direkt şirkete geçecektik.

Arabaya yerleşip kemerimi taktım. Boran da yerine geçtiğinde şirkete kısa süre içerisinde gelmiştik. Otoparka park ettiği arabadan inip üstümü düzelttim. Boran yanıma gelip elini belime koyup beni yönlenrimeye başladı. Birisinin ona buranın benim şirketim olduğunu söylemesi lazım. Elini belimden çekip asansöre doğru ilerledim. Kısa sürede gelen asansöre önce ben ardımdan Boran girdi.

Asansör dördüncü ve beşinci katın arasına geldiğinde Boran asansörü durdurdu. Kaşımı çatarak ona baktığımda elini tekrardan belime atıp beni kendisine çekti. "Rujunun rengi güzelmiş" dedi gözleri dudağımdayken. "Sana çok yakışır" dedim duduğımın kenarını dişimle ezerken.

Büyük bir açlık ile dudağıma kapandığında elim ensesini buldu. Öpüşüne karşılık verirken ensesindeki saç tellerini çekiyordum. Dilinin dilime karışması ile ağzıma doğru inleyip sırtımı asansörün duvarına yasladı. Dudağını asla çekmezken elleri kalçamı sıkıyordu.

"Kapatmışsın" dedi ayrılır ayrılmaz. Anlamayarak kaşlarımı çattığımda dudağını boynuma bastırdı. "Morluklarını" diyerek açıkladı.

"Kimsenin senin ne kadar vahşi olduğunu bilmesine gerek yok" dedim. Neyse ki rujum dağılmamıştı.

Boran rahat durmazken şimdi boynuma küçük küçük öpücükler bırakıyordu. "Nasıl bir kadınsın sen? Her zaman seni öpmem istiyorum" dedi. Sesi sinirli çıkmıştı.